Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1224 E. 2023/1537 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1224 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1537

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/379 E 2021/232 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği inşaat malzemeleri nedeniyle düzenlediği 8 adet faturaya dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız yere takibe ve borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu 8 adet faturanın toplam miktarının 21.158,08 TL olduğunu, fatura bedellerinin 25/05/2015 tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 25/06/2015 tarihli 25.000,00 TL bedelli çekler ile ödendiğini, çeklerin iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin borçlu olmadığının görüleceğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takibe konu 8 adet toplam 31.460,72 TL bedelli faturaların ve davalı tarafından davacıya keşide edilen 2 adet toplam 45.000,00 TL bedelli çeklerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre 691,42 TL borçlu göründüğü, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 25.774,55 TL alacaklı göründüğü, ticari defter kayıtlarında tespit edilen alacak farkının 2014 yılından devir gelen borç/alacak bakiyesi ile ilgili olduğu, dava ve takip konusunun 8 adet fatura olduğu, cari hesabın davaya konu edilmediği, takibe konu faturaların kaydedildiği dönemlerde faturaların toplam miktarını aşan ödemelerin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinde oluşan farkın 2014 yılından devir gelen borç/alacak bakiyeye ilişkin olduğu ve bu döneme ilişkin tespit edilecek alacakların başka bir davanın konusunu oluşturabileceği, takibe konu faturalar yönünden davanın subüt bulmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin faturaya dayalı alacağının cari hesabın içinde yer aldığını, davalı ödemelerinde hangi faturaya istinaden yaptığı konusunda açıklama bulunmadığını, yapılan ödemelerin takibe konu faturalar için değil önceki cari hesap borcuna istinaden yapıldığını, mahkemece cari hesaplar incelendikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ödemelerin fatura ödemesi olduğu ön kabülü ile hatalı karar verildiğini, fatura bedelleri ile çek bedelleri ve tarihlerinin birbirinden farklı olduğunu, tarafların 2015 yılı kayıtlarının birbirini doğruladığını, 2014 yılından 2015 yılına devreden miktarlar konusunda farklılık bulunduğunu, alınan iki ayrı bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olmadığını, tarafların önceki ticari defterlerinin araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiğini, yapılan ödemelerin önceki borçlar için olduğunu ve hangi muaccel alacaklar için ödeme yapıldığının tespiti gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe ve davaya konu faturaların ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 8 adet faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2018/10881 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 17/07/2018 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 8 adet faturaya dayalı olarak 25.774,55 TL asıl alacak 8.892,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.667,22 TL alacağın tahsili için İnegöl İcra Müdürlüğünün 2018/39977 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, davacı alacaklının yetki itirazını kabul etmesi üzerine dosyanın Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2018/10881 Esas sayılı sırasına kaydedildiği, davalı borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borca itiraz edildiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takibe konu davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların;
03/01/2015 tarihli 10.302,64 TL bedelli olduğu, işbu fatura nedeniyle 4.616,47 TL bakiye alacağın takibe konu edildiği, diğer faturaların 14/02/2015 tarihli 1.881,22 TL tutarlı, 28/02/2015 tarihli 4.851,83 TL tutarlı, 02/03/2015 tarihli 3.874,53 TL tutarlı, 01/04/2015 tarihli 516,25 TL tutarlı, 15/04/2015 tarihli 2.414,75 TL tutarlı, 29/04/2015 tarihli 6.692,90 TL tutarlı olduğu görülmüştür.
Davalının ödeme savunmasının dayanağı olan çeklerin davalı tarafından davacı adına keşide edildiği, 25/05/2015 keşide tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 25/06/2015 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli olduğu görülmüştür.
Davacının ticari defterlerinin talimat yoluyla incelendiği, bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerin kanunlara uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, takip ve dava alacak konusu yapılan 8 adet 31.460,72 TL toplam bedelli faturaların davalının cari hesabına borç olarak kaydedildiği, 45.000,00 TL çekle yapılan ödeme ve davalının 3.814,65 TL iadesi faturası sonrasında 31/12/2015 tarihi itibariyle davacının davalıdan 25.774,55 TL alacaklı olarak gözüktüğü belirtilmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; takip dayanağı 8 adet toplam 31.460,72 TL tutarlı faturaların davacının cari hesabına alacak olarak kaydedildiği, davalının 45.000,00 TL çekle yapılan ödemesi ve 3.814,65 TL iade faturası sonrasında davalının defterlerine göre 691,42 TL davalıya borçlu göründüğü, taraflara ait ticari defter kayıtlarında tespit edilen alacak bakiye farkının 2014 yılından devir gelen borç/alacak bakiye ile ilgili olduğu belirtilmiştir.
Dava, 8 adet faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davası olup uyuşmazlığın takibe konu faturalar dikkate alınarak çözümlenmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında bu 8 fatura dışında da ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ödeme savunmasında bulunmuş olup çekle yapılan ödemelerin hangi faturalara istinaden yapıldığı konusunda delil bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 102. maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş borç için yapılmış olur.” hükmü bulunmaktadır. Bu durumda davalı tarafından açıklamasız olarak yapılan ödemelerin hangi borca istinaden yapıldığının TBK 102.maddesi göre ilk muaccel alacaktan itibaren borcu sonlandıracağı açıktır. Tarafların 2014 yılından 2015 yılına gelen devir bakiyelerinin farklı olması nedeniyle öncelikle takip konusu yapılmayan devren gelen cari hesap alacağının dayanakları ile birlikte tespiti için davacı tarafa imkan tanınması, ispat ve tespit edilen alacak, takip konusu faturalar ve davalı ödemeleri dikkate alınarak TBK 102.maddesi gereğince davacının alacaklı olup olmadığının tespiti gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacının istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/379 Esas, 2021/232 Karar ve 12/04/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 23/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”