Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1165 E. 2023/1582 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1165 – 2023/1582

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/1165 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
ESAS-KARAR NO : 2019/385 E – 2021/441 K

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, davalı tarafından fatura bedellerinin 116.128,52 TL sinin davalı tarafından ödenmediğini, davalı tarafından Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2019/7044 E.sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının borcun 9.513,90 TL sine itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, tarafların arabuluculuk yolu ile de anlaşamadıklarını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Şişli/ İstanbul olduğunu, bu nedenle takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, bu nedenle yetkisiz icra müdürlüğünün bulunduğu yerde dava açılmayacağından müvekkilinin ikametgahı mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizlik karar verilmesini, esas yönden ise müvekkilinin takibe konu edilen alacağın 9.513,90 TL lik kısmına itiraz ettiğini ve davacının bu kısma yönelik dava açtığını, ancak gelir idaresi başkanlığı Haliç İhtisas Vergi Dairesi tarafından hazırlanan 2017/9 aya ait KDV İRA raporunda, davacı alacaklının sahte fatura kullandığının tespit ediliğini, davacının sahte fatura kullandığının resmi olarak tespit edilmesi nedeniyle müvekkili şirketin o döneme ait 9.513,90TL tutarındaki KDV alacağına vergi dairesi tarafından Tenzil/bloke konulduğunu, müvekkilinin bu tutardan faydalanamadığını, bu hususta gerekli yazıların yazılmasını talep ettiklerini, davacının sahte fatura kullandığı aylardan sonra da müvekkili şirkete fatura kesmiş olması nedeniyle vergi dairesinden diğer ayların KDV tutarlarına da bloke konulup konulmayacağı hakkında müvekkili şirketin vergi dairesinden bilgi beklemesi ve davacı/alacaklının sakıncalı durumdan çıkmaması nedeniyle müvekkili tarafından davalıya ödeme yapılmadığını ve davacının sakıncalı durumdan çıkmasının beklendiğini, akabinde de takibe konu miktarın 106.614,62 TL sini kabul ederek ödediğini, davacının müvekkili şirketin KDV alacağına bloke konulmasına sebep olduğunu, bu nedenle müvekkilinin borcunun ifasında hukuki imkansızlık bulunduğunu, Hukuki imkansızlık halinde aynen ifa borcunun sona ereceğini, davacının 2017 yılı 9. ayında sahte fatura kullanması nedeniyle müvekkilinin sahte faturası nedeniyle KDV alacağına Tenzil/ bloke konulması nedeniyle bu miktar olan 9.513,90 TL alacağın müvekkilinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında ticari satım ilişkisi sabit olup, davalının borçla ilgili itirazı davacının hakkında sahte belge kullanması nedeniyle uğramış olduğu KDV kesintisine karşılık borcunun olmadığı yönündeki ihtilafa ilişkin olduğu, ancak, Ankara 1. Vergi Mahkemesinin 24/01/2019 tarih 2018/1285 – 2019/100 E.K sayılı kesinleşme şerhli ilamı ile davacı hakkında davalı tarafça KDV tenzilini sebep olduğu iddia edilen sahte fatura nedeni ile özel esaslara tabi mükellefler listesi kapsamına alınmasına ilişkin Ankara Vergi Dairesince gerçekleştirilen idari işlemin iptaline ilişkin karar ve alınan bilirkişi ek ve kök raporlarında bahsedildiği üzere, davalı tarafça yemin hariç her türlü delille bu hususun ispat edilebileceğinin KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV/E-5 sabit olduğu, KDV iadesinin davalı ile ilgili Vergi Dairesi arasında olduğu, davalının ilgili hususlarda ispata yarar delilleri sunması halinde alacağa ilişkin meblağı iade alabileceğinin sabit olduğu anlaşılmakla, davacının mevcut alacağından davalının KDV tenziline karşılık yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.513,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ve davalı takibe haksız olarak itiraz etmiş olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Müvekkili şirketin OEK-16 doğrudan mal ve veya hizmet temin ettikleri mükellefin olumsuz tespit kontrolüne ilişkin … firmasına ait faturalar ve ödeme dekontlarını 05.03.2018 tarih 741336 başvuru sayılı dilekçesi ile Haliç İhtisas Vergi Dairesi’ne ibraz etmiş olduğu tespit edilmiş olduğundan, davaya konu 9.513,90.-TL bedel ile ilgili, işbu davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermediğinden, tamamen davacının fiili ve sorumluluklarından kaynaklanan vergilendirme işleminden dolayı müvekkilin bu zarara katlanması düşünülemeyeceğinden, Müvekkilinin, iş bu bedel alacağını hala tahsil edememiş olduğundan, tahsil edememesinin kusurunun davacıya ait olmasından, davacı …’ün lehine Vergi Mahkemesinden karar tesisi var ise de iş bu karar ile bu kere davalı idareye karşı zararlarının tazmini müessesi olan tam yargı davası ile Vergi Dairesine yöneltmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesinin kararının henüz kesinleşmemiş olduğundan gerektiğinde Vergi Dairesinin de davaya dahil edilmesi gerektiğinden salt bilirkişinin subjektif yorumlarına dayalı rapor olduğundan, ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu alacağın kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2019/7044 E. Sayılı dosyasında; alacaklısının davacı …, borçlusunun davalı … Şirketi olduğu, alacaklı tarafından 116.128,52 TL asıl alacak yönünden genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin 22/05/2019 tarihinde davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalı vekili tarafından 28/05/2019 tarihinde takibin 9.513,90 TL’lik kısmı yönünden borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, borca kısmi itirazın olduğu görülmüştür.Takip dayanağı 27.12.2017 tarihli 2 adet 30.12.2017- 24.01.2018- 08.02.2018 tarihli …toplam 116.128,52 TL tutarlı 5 adet ödenmemiş fatura alacağı ve bu tutardan ilamsız takip yapıldığı görülmüştür.
Takibe konu faturaların incelenmesinde; 08.02.2018 tarihli toner şerit vesaire içerikli 22 648,92 TL toplam alacak olmak üzere 19.194,00 TL asıl 3454,92 TL %18 KDV’si olmak üzere düzenlenen fatura olduğu; 24.01.2018 tarihli faturanın da toner vesaire içerikli olup 4500 TL bedel artı %18, 810,0 TL KDV olmak üzere 5.310,0 TL olduğu; 30.12.2017 tarihli faturanın da 870 TL alacak 156,60 TL %18 KDV olmak üzere TL olduğu; 27.12.2017 tarihli irsaliyeli faturanın 70.000,00TL alacak 12.600,00 TL %18 KDV olmak üzere 82.600,00 TL olarak düzenlendiği, teslim alan teslim eden kısmının boş olduğu; 27.12.2017 tarihli faturanın da 3.850,00TL asıl alacak 693,00 TL %18 KDV olmak üzere 4.543,00 TL olduğu görülmüştür.
Davalı … Şirketi tarafından Haliç İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaben 100.742,06 TL 09/2017 vergilendirme dönemi KDV iade talep dilekçesi düzenlendiği görülmüştür.
Gelir Uzmanı Bilirkişi kök ve ek raporunda; Haliç İhtisas Vergi Dairesi tarafından tespit edilen eksikliklerin 12/03/2018 tarihinde elektronik ortamda davacıya tebliğ edilerek bildirildiğini, davacının 05/03/2019 tarihinde davacıya ilişkin eksikliği gidereceği belgeleri vergi dairesine sunduğundan 12/03/2019 tarihindeki Vergi Dairesinin yazısına davaya ilişkin eksiklerin mükerrer istenildiği kanaatiyle cevap verilmemiş olduğunu ve Vergi Dairesinin 12/03/2019 tarihli yazısına cevap verilmemesi nedeniyle eksikliğin giderilmediğinden ve/veya izahın yapılmadığından vergi dairesinin ilgili tenzilatı yaptığını, 12/03/2019 tarihli Vergi Dairesi yazısına cevap verilse idi, KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV/E-5 Özel Esaslar başlığında anlatılmak istenen özel esaslara tabi mükelleflerin iadeyi nasıl alacaklarına ilişkin değerlendirmede göz önüne alınırsa özel esaslar uygulanmayacağı, vergi dairesi tarafından iadenin gerçekleştirilebilmesinin söz konusu olabileceğin, davalı … A.Ş’nin KDV Kanununun 11/1-a kapsamında Vergi Dairesinden talep ettiği iade talebinin Vergi Dairesi ile davalı arasında olduğunu, davacıdan alınan malların gerçekliğinin KDV Genel Uygulama Tebliğinin IV/E-5 bölümünde belirtilen belgelerle ispatlanması için gerekli belgelerin sunulmadığı, davalının iade alacağından yapılmış olan tenzilin davacının sorumluluklarını yerine getirmemesinden kaynaklı olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Ankara 1.Vergi Dairesinin 2018/ 1285 Esas 2019/ 100 Karar sayılı kararında; Davacı … tarafından vergi dairesine hitaben açılan davada, davacı tarafından, sahte fatura nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler listesi kapsamına alınmasına ilişkin davalı idare işleminin iptaline 24.01.2019 tarihinde karar verildiği, kararın 24/04/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davalının KDV tutarı yönünden takibe itirazının haklı olmadığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 649,89 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 103,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 546,72‬ TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Katip
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”