Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/1066 E. 2021/1565 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2016
ESAS NO ……
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, Dairece verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373.maddesi uyarınca, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekilinin; müvekkili ile davalı şirket arasında 25/06/2007 tarihinde malzeme alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun ……..kapsamında kullanılacak olan bir kısım malzemelerin tedarikçi sıfatıyla müvekkili tarafından temini, teslimi ve işletmeye alma süpervizörlüğü olup, sözleşme ve satışa konu malzemelerin montajının davalı işveren yükümlülüğünde bulunduğunu, malzemelerin toplam satış bedelinin 6.665.000,00 Euro olup sözleşme gereği sözleşme bedelinin %10’una tekabül eden 665.000,00 Euro tutarlı teminat mektubunun verildiğini, müvekkilinin satışa konu malzemeleri sözleşmede belirlenen sürede davalı şirkete teslim ettiği ve tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, işin yüklenicisi davalı ile işvereni … arasında 07/05/2008 tarihinde geçici kabul işleminin yapılmış olduğunu, sözleşme gereği teminat mektubunun iadesi yönünde davalının yazılı ve sözlü defalarca uyarıldığını, teminat mektubunun süreli olmakla birlikte süresinin çok az zaman kala davalı şirketin teminat mektubunun süresinin uzatılması, aksi takdirde nakde çevrileceği yönlü ihtarı nedeniyle süresinin uzatılmak zorunda kalındığını, davalı şirket elinde karşılıksız kalan 665.000,00 Euro tutarlı teminat mektubunun öncelikli olarak nakde çevrilmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, teminat mektubu nedeniyle borçlarının bulunmadığının tespitiyle mektubun iadesine, iadesinin mümkün olmaması halinde iptaline, ödenmek durumunda kalınan komisyon, … vb. masraflar için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 2.000,00 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili: 16/05/2016 tarihli dilekçeyle ıslah dilekçesiyle, dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de davaya konu 665.000,00 Euro bedelli banka teminat mektubu 16/06/2016 tarihinde nakde çevrildiğini, davanın istirdat davasına dönüştüğünü, dava konusu banka teminat mektubu değeri olan 665.000,00 Euro bedelin nakde çevrildiği tarih olan 16/06/2014 tarihinden itibaren bir yıllık vadeli döviz mevduatına uygulanan en yüksek banka faizi ile ve yine banka teminat mektubunun müvekkili şirkete iade edilmemesi nedeniyle fazladan ödenmek zorunda kalınan teminat mektubu komisyon ve vergi tutarı olan toplam 7.157,11 Euro’nun davalıdan tahsili, söz konusu alacağın 2.000,00 Euro’ya dava tarihinden, bakiyesine ıslah tarihinden itibaren bir yıllık vadeli döviz mevduatına uygulanan en yüksek banka faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda; taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davacının edimini yerine getirdiği, yine sözleşmenin 7 ve 8.2 maddeleri gereği teminat mektubunun 13/08/2010 tarihi itibariyle iadesi koşulları oluştuğu halde iade edilmediği, nakde çevrildiği, bu tarihten sonra süre uzatımı nedeniyle ilave masraflar yapmak zorunda kaldığı, davalının hak ediş alacağına dava dışı asıl işveren … tarafından kesinti yapılmasının davacının davalıyla akdetmiş olduğu sözleşmeden doğan borçlarını gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklanmış olmadığı, dolayısıyla söz konusu kesintinin yapılmasında davacının hiçbir kusuru bulunmadığı, davalının kendi hak edişinden yapılmış olan kesinti tutarını davacıya yansıtmak için davacının teminat mektubunu paraya çevirmesinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olduğu, teminat mektubu bedelinin ve iadesi koşulları oluştuktan sonra teminat mektubunun süresi uzatılması nedeniyle yapılan masrafın davalıdan faiziyle tahsiline karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 665.000,00 Euro nakde çevrilen teminat mektubu bedeliyle 7.157,11 Euro teminat mektubu komisyon ve vergi tutarının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 665.000,00 Euro’ya 16/06/2014 tarihinden itibaren alacağın 2.000,00 Euro bedeli için dava tarihinden, 5.157,11 Euro’ya ise ıslah tarihi olan 17/05/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; eksik ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, davanın aslının dava dışı iş veren …’nin müvekkilinin sorumlu tutulduğu reaktif enerji bedeline ilişkin olduğunu, davalının işin eksik ve yetersiz yapılmasına sebebiyet verdiğini, davacının elektrik projelerindeki hesap hatası nedeniyle reaktif enerji bedelini müvekkilinden kestiğini, bu nedenle davacının da sorumlu olduğunu, müvekkilinin ana işverene karşı nasıl sorumlu ise davacının da aynı şekilde sorumlu olduğunu, …’ye karşı reaktif enerji bedeli ödemek zorunda kalan müvekkilinin bu işi ilim ve fen kurallarına göre yapması gereken davacıya da yansıtacağını, şartnameye uygun davacının işi yapmadığını bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BOZMA İLAMI:
Davalı vekilinin temyizi üzerine; Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin,…. Karar 09.06.2021 tarihli kararı ile özetle ”… Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, 356/2. maddede değinilen ve verilmesi öngörülen gerekli karar, “yeniden esas hakkında bir karar” olmak durumundadır…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma üzerine duruşma açılmış, taraf vekillerince ayrı ayrı bozma ilamına uyulması istenmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; … … kapsamında kullanılacak olan malzemenin tüm masraf ve sorumluluğu tedarikçiye ait olmak üzere tekniğine standardına, projesine, teknik şartnameye uygun olarak temin edilmesi, işletmeye alma süpervizörlüğüne ilişkin bağıtlanan sözleşme kapsamında, davalı tarafından nakde tahvil edilen teminat mektubu bedelinin ferileriyle birlikte iadesine ilişkin alacak istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; sözleşme çerçevesinde verilen teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile iadesi yersiz uzatma nedeniyle uğranılan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek:
Dava konusu teminat mektubunun davalı yanın 16/06/2014 tarihli talimatına istinaden 1.901.567,50 TL ödenmek suretiyle nakde çevrilmiş olup, dava istirdat davasına dönüşmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü noktasında; reaktif enerji bedellerinin ortaya çıkmasına, davacı tarafından sağlanan malzemelerin mi neden olduğu yoksa asıl yüklenici davalının uygulamasından mı kaynaklandığının tespiti gerekmektedir.
Bu nokta davalı tarafından hazırlanan proje mi projenin uygulanmasının mı yoksa projeye uygun malzeme temin edilmemesinden mi kaynaklandığının tespit edilmesi gerekir.
Bu kapsamda yapılan inceleme ve araştırma sonucunda:
Yargılama sırasında ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyetinin raporu doğrultusunda mahkemece davacının sözleşme gereği edimini usulüne uygun yerine getirdiği, dolayısıyla davacının hiç bir kusurunun bulunmadığının kabulüyle teminat mektubunun nakte tahvilinin yerinde olmadığının tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalının itirazları doğrultusunda yapılan inceleme sonucu:
12.02.2019 tarihli bilirkişi heyetince; davacının dava dışı …’ye ait … kapsamında davalı ile akdettiği sözleşme kapsamında yükümlendiği, soft -satarter grubu içinde yar alan reaktif enerji üretimine konu kompazyasyon gruplarını, verdiği teklife ve meri mevzuata uygun şekilde yerine getirmediği, reaktif enerji bedelini talep edebileceği şeklinde görüş beyan etmiş, alınan bilirkişi raporuna davacı vekilince itiraz edilmiştir.
İtiraz üzerine her iki rapordaki çelişkinin giderilmesi için alınan 08.10.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile dosya içinde bulunan bilirkişi raporları tartışılarak:
Taraflar arasında 25.06.2007 tarihli malzeme alım sözleşmesi imzalandığı, davacının temin ettiği soft startergrubuna entegre edilmiş kompanzasyon gruplarından dolayı kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında yapılan inceleme sonucu; davacının mal alım sözleşmesi kapsamında dava dışı … onaylı projede belirtilen güçte kompanzasyon gruplarının temini olduğu sözleşme ve sözleşme eki şartnamelere uygun işin gerektirdiği ölçüde fen ve sanata uygun şekilde yapması ve tedarik ettiği malzemelerde eksiklik varsa tedarikçiyi uyarması, tüm tesisteki malzemelerin montaja hazır olmadan sistemin devreye alınmasından oluşacak reaktif enerji nedeniyle asıl işvereni uyarması sistemin kendi reaktif enerjisini sağlayacak şekilde işletilmesinin davalıya ait olduğu, davacının sadece malzeme temin ettiği, montaj ve devreye alma sorumluluğu ile işletme bakım sorumluluğunun davalıda olduğu, tesiste meydana gelen reaktif enerjiden davacının sorumlu tutulamayacağı ve davalının davacıya rücu hakkı bulunmadığı şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı şirketin sözleşmeye ve satışa konu malzemeleri alınan bilirkişi raporu çerçevesinde 26/09/2007 tarihinden başlamak ve sonuncusu 28/04/2008 tarihinde olmak üzere davalı şirkete teslimini gerçekleştirdiği, sözleşmeyle üstlenmiş olduğu edimini sözleşmede belirlenen şartlar dahilinde yerine getirmiş olduğu, fatura içeriği malzemelere ilişkin mal bedellerinin tamamını sözleşmede belirlenen koşullar dahilinde davalı şirketten tahsil ettiği tespit edilmiştir.
Davacı şirketin sözleşme gereği davalı şirkete vermiş olduğu 665.000,00 Euro tutarlı teminat mektubunun sözleşmede belirlenen koşulların sağlanmış olmasına rağmen iade edilmediğinden hareketle fazladan ödenmek zorunda kalınan teminat mektup komisyonu, … vs. taraflarına iadesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 Euro talep edilmiş olup sözleşmenin “Avans, Kesin Teminat ve İadesi” başlıklı 8.02 maddesinde; “Teminat mektubu garanti süresinin ithamında ve/veya gecikme cezasının şirket tarafından mahsubu yapıldıktan sonra şirket tarafından tedarikçiye iade edilecektir.” Sözleşmenin “Garanti Süresi” başlıklı 7. maddesinde; “İş bu sözleşme ekinde yer alan malzemeler imalat hatalarına karşı sevkiyattan itibaren 30 ay veya şartnameye uygun olarak işletmeye alınma tarihinden itibaren 24 ay süreyle tedarikçi garantisi altındadır. Garanti sürelerinden hangisi önce biterse o geçerli olacaktır.” şeklinde düzenlendiği tespit olunmuştur.
Sözleşme konusu malzemelerin nihai teslim tarihinin 28/04/2008 olduğu, 30 aylık sürenin 28/10/2010 tarihinde dolacağı, işletmeye alınma tarihinden itibaren hesaplama yapıldığında ise teslim ve işletmeye alınma tutanağının 13/08/2008 tarihi itibariyle taraflarca imzalanmış olduğu, buna göre malzemelerin tesliminden ve işletmeye alınmasından itibaren geçerli olan garanti süresi 13/08/2010 tarihi olup bu tarihin teminat mektubunun iade edilmesine esas teşkil eden tarih olduğu göz önünde bulundurularak davacı şirket defterlerinde ve ilgili bankadan temin edilen komisyon ekstresi üzerinde bilirkişilerce yapılan incelemeler neticesinde 13/08/2010 tarihi ile 09/05/2014 tarihi arasında kalan dönemde davacı şirketin dava konusu teminat mektubu için ödemiş olduğu komisyon tutarının toplam 7.157,11 Euro olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında ilk derece mahkemesince ve istinaf incelemesi aşamasında alınan 08.09.2019 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen raporlar doğrultusunda: davacının temin edeceği, malzemelerin tesliminde meydana gelecek gecikmenin, davalının … ile olan sözleşmesindeki işlerin gecikmesine sebep olması durumunda, mal alım sözleşmesinde yer alması koşuluyla, davalının davacıdan sadece gecikme cezası talep edebileceği, bunun haricinde, davacının, davalıya sadece malzeme temini sözleşmesi yapması ve bu malzemelerin montajının ve devreye alma sorumluluğunun işletme bakım sorumluluğunun davalıda olması nedeniyle tesiste meydana gelen reaktif enerjiden davacının sorumlu tutulamayacağı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7. ve 8.2 maddesi hükümleri doğrultusunda dava konusu teminat mektubunun davalı şirket tarafından davacı şirkete geri iadesi koşullarının 13/08/2010 tarihi itibariyle oluştuğu, bu suretle davalının bu tarih itibariyle teminat mektubunu iade etme borcunun doğduğu, iade alacağının da bu tarihte muaccel hale geldiği, teminat mektubunun davalının talimatıyla 16/06/2014 tarihinde nakde çevrildiği, davacı şirketin bu bedelin istirdadına ilişkin talebinin hukuken yerinde olduğu, davacının davalıdan bu tutarın iadesine yönelik alacağı bulunduğu, davacı şirketin teminat mektubunun iadesi koşullarının oluştuğu 13/08/2010 tarihinden itibaren teminat mektubunun muhatap bankaya iade edilmemesi, süresi uzatılmadığı takdirde paraya çevrileceği yönünde davalının davacıya çektiği haksız ihtarlar nedeniyle davacı tarafından süresi uzatılmak zorunda kalındığından davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı teminat mektubu komisyon vergi tutarının dava tarihi itibariyle toplam 7.157,11 Euro olduğu, davacının bu tutarın iadesini de talebe hak kazandığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle bozma ilamı kapsamında ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yapılan inceleme ve araştırma doğrultusunda; yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin….. Karar sayılı 21/12/2016 tarihli kararının HMK’nun 356/2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-a-Davanın KABULÜNE
b-665.000,00 EURO nakde çevrilen teminat mektubu bedeliyle 7.157,11 EURO teminat mektubu komisyon ve vergi bedelinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
c-665.000,00 EURO’ya 16/06/2014 tarihinden itibaren alacağın 2.000,00 EURO bedeli için dava tarihinden, 5.157,11 EURO ya ise ıslah tarihi olan 17/05/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı 4/a maddesi gereği devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vaadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına,
d-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 133.376,36TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan ve ıslah harcının mahsubu ile kalan 100.030,66 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 33.374,70TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafça yapılan 0,60 TL dosya masrafı, 230,40 TL tebligat ve posta gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, talimat ve bilirkişi ücreti 1.636,00 TL olmak üzere toplam 3.467,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
g-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 79.487,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
h-HMK 333.Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında bozma sonrası yasal olarak duruşma açıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMKnun 356 maddesi gereğince duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 361/1.maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”