Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/104 E. 2023/715 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/104 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/715 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
ESAS NO : 2019/276 E 2020/206 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile …. … Ltd. Şti. arasında 31/04/2014 tarihinde balya makinesi alımına karşılık 56.000,00 TL bedel üzerinde anlaşılarak satış sözleşmesi yapıldığını ve söz konusu sözleşmenin altında ek olarak yer alan senette yalnızca borç miktarı ve borçlu ile kefil bilgileri düzenlenerek vade tarihi, muhatap bilgileri, düzenleme yeri ve zamanının boş bırakıldığını, senedin sonradan doldurulduğunu, müvekkili tarafından balya makinesi satışından kaynaklanan bir borcu bulunmamasına karşın bedelsiz bononun kötüniyetli olarak davalı … tarafından ele geçirilerek Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4995 Esas sayılı dosyası ile icra dosyasına konu edildiğini, müvekkili tarafından icra tehditi altında ödeme yapıldığını belirterek müvekkilinden tahsil edilen 25.000,00 TL’ nin tahsil tarihinden itibaren geri ödeme tarihine kadar yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine aynı icra dosyasında ödemeden sonra kalan 19.805,47 TL için müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış ancak 25.09.2018 tarihli duruşmada; “ben traktör alım satımı yaparım, … otomotivde satış müdürüyüm, bizim firma, … ve …’e balya makinesi sattı, … … bankası şubesinden 42.000,00 TL kredi kullandı, 6.000,00 TL elden getirdi, 6.000,00 TL borcu kaldı, zira makineyi 54.000,00 TL bedelle satmıştık, kalan 6.000,00 TL borcu … ve … ödemedi, … bizim …merkezdeki ofisimize gelerek patronomuz olan …’e 8.000,00 TL para getirdi, 2.000,00 Tl lik bir evrak verdi, sözleşmede yer alan 54.000,00 TL lik senedi … teslim aldı, … de, …’in borcu olmadığı halde … beyle danışıklı dövüş yaparak …’e icra takibi başlatmış, benim de cirom olduğu için bana da takip yapıldı. Hatta …’ten 2.000,00 TL icra kanalıyla … Otomotiv aldı zaten 42.000,00 TL lik söz konusu kredi bedeli … Otomotivin hesabına aktarılmış idi. Burda ne benim, ne de …’in suçu yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı … vekili, davacı tarafın iddialarının aksine senet üzerinde bulunan ve müvekkili tarafından yapılan cironun usulüne uygun olduğunu, her ne kadar senedin bazı kısımlarının daha sonradan düzenlendiği iddia edilmişse de davacı tarafın bu durumu ispat etmesi gerekeceğini, müvekkilinin senet üzerinde herhangi bir değişiklik yapmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça …’e ödemeler yapıldığı iddia edilmişse de bu hususun müvekkilini ilgilendirmediğini, bu iki şahıs arasındaki rücu ilişkisinin bu davanın konusu olmadığını, müvekkili tarafa ödeme yapılmadığını, bu sebeple varsa …’e yapılmış olan ödemelerin müvekkiline ait senetle bağlantılı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, senedin bedelsiz kaldığının davalı … tarafından da kabul edildiğinden davacının senette cirosu bulunan davalı …’e yönelik olarak açtığı istirdat talebi bakımından istirdat talebinin ancak ödeme yapılan kişiye yöneltilebileceği, davacı tarafından icra dosyasında …’e değil diğer davalıya ödeme yaptığı, bu nedenle istirdat talebinin yerinde olmadığı, ancak davacının davalıya yönelik menfi tespit isteminin ise yerinde olduğu, söz konusu senet nedeniyle davacının adı geçen davalıya borçlu olmadığı, davalı …’na karşı açılan menfi tespit ve istirdat istemi bakımından ise senet borçlusu davacının öncelikle senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerektiği, dosyada bu yönde delil bulunmadığı, bu nedenle adı geçen davalıya karşı açmış olduğu davasını ispat edemediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği, takibe dayanak senedin sonradan doldurulduğuna yönelik bilirkişi incelemesi yapılmamasının doğru olmadığı, Çubuk CBS’nin 2017/3956 soruşturma sayılı dosyasının halen devam ettiğini, bu dosya kapsamında alınan beyanlardan da anlaşılacağı üzere senedin bedelsiz olduğu hususunun anlaşıldığı, takip yapan davalı …’ın kötüniyetli olduğu, mahkemece her iki davalı hakkında ödenen bedelin tahsili ve menfi tespit yönünden davanın kabulü kararı verilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun bedelsiz olup olmadığı ve bu definin davalıalra karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bedelsizlik iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ödenmek suretiyle senedin bedelsiz kaldığının davalı … tarafından da kabul edildiğinden davacının senette cirosu bulunan davalı …’e yönelik olarak açtığı istirdat talebi bakımından; istirdat talebinin ancak ödeme yapılan kişiye yöneltilebileceği, davacı tarafından icra dosyasında …’e değil diğer davalıya ödeme yaptığı, bu nedenle bu davalıya karşı istirdat talebinin yerinde olmadığı, ancak davacının davalıya yönelik menfi tespit isteminin ise yerinde olduğu, söz konusu senet nedeniyle davacının adı geçen davalıya borçlu olmadığı, senedi elinde bulunduran hamilin iyiniyetli hamil olmayıp, bonoyu iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlaması gerektiği, dosyada bu yönde delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin sair istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yanca her iki davalı hakkında da istirdat talep edildiği, mahkemece gerekçeli kararda menfi tespit istemi kabul edilen …’den istirdat talep edilemeyeceğine dair gerekçe yerinde olarak tespit edilmekle birlikte hüküm ile bu yöndeki talebin reddine karar verilmediği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/276 Esas 2020/206 Karar sayılı 16/06/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3- a-Davalı … bakımından davanın REDDİNE,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre belirlenen toplam 3.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
4-a)Davalı … bakımından davanın KABULÜ ile;
Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2017/4995 E. sayılı dosyasında takibe konulan 31/07/2014 vade tarihli bono bakımından davacının davalı …’e borçlu olmadığının TESPİTİNE,
b-Davalı … yönünden istirdat talebine ilişkin istemin REDDİNE,

c-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.060,66-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 426,94-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.633,72-TL harcın davalı …’den alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
ç-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 426,94-TL harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT göre belirlenen toplam 3.750,00TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafça yapılan 684,00-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
7-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 31,50-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 15/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”