Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/103 E. 2023/642 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/103 – 2023/642

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/103 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/642

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/197 E 2020/624 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14024 E. ve Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14093 E. sayılı icra takiplerinin başlatıldığını, takibe dayanak bonolar altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin icra takiplerine dayanak bonolar nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında icra tehditi altında ödeme yapıldığından davaya istirdat davası olarak devam edilmesi ve 67.205,37 TL’nin istirdadına ve bu tutar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili bankanın … şubesi ile dava dışı ……Ltd.Şti. arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden firmaya kredi kullandırıldığını, ……Ltd.Şti.’nin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek borçlu şirkete ihtarname keşide edilerek takip işlemlerine başlandığını, ayrıca borçlu şirket tarafından müvekkili bankaya verilen senetlerle ilgili olarak da davacı hakkında Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14093 E., 2011/14024 E.sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasının takip edilmediğini ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacı tarafça yasal süre içerisinde davanın yenilenmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takip dayanağı senetler altındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı belirtilerek davanın kabulüne, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece davacı yanca öncelikli olarak icra hukuk mahkemesinde açılan davanın takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına hususunun değerlendirilmesi gerektiği, davacının bir nevi imzayı kabul ettiği sonucunun ortaya çıkacağı, takip tarihinden yaklaşık 6 yıl geçtikten sonra dava açılmasının davacının kötüniyetinin göstergesi olduğu, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bonolar altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve definin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6009 E.sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı … Bankası tarafından davacı borçlu … aleyhine, 5.200,00’er TL bedelli 3 adet senet dayanak gösterilerek toplam 16.282,51 TL alacağın tahsili amacı ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5982 E.sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı … Bankası tarafından davacı borçlu … aleyhine, 5.200,00’er TL bedelli 2 adet senet dayanak gösterilerek toplam 11.181,26 TL alacağın tahsili amacı ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 17/08/2020 tarihli grafoloji uzmanı bilirkişiye ait rapor ile, inceleme konusu 5.200,00 TL değerindeki 5 adet senetteki imzaların medarı tatbik imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Belirtilmelidir ki bir senette yer alan yazının veya imzanın inkâr edilmesi durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası anlamında bir “sahtelik iddiası” söz konusu olur. 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesine ilişkin gerekçede bu husus maddenin kenar başlığında “Yazı veya imza inkârı” ibaresi birlikte kullanılmıştır. Her iki husus uygulamada sahtelik iddiası olarak adlandırılan durumu ifade etmektedir” şeklinde belirtilmiştir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1792).
Öte yandan, bir senetteki imzanın inkâr edilmesi hâlinde, mahkemenin imzanın sahte olup olmadığı konusunda kendiliğinden araştırma yapması gerekir. Bu araştırma ve incelemenin sırası ise 6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde düzenlenmiştir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T., s. 1794).
Buna göre; bir senedin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak ve aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak karar verilir (m. 211/1).
Hâkim ilk önce inkâr edilen imza hakkında tarafları dinler ve tarafların gösterdikleri delillerle bir kanaat edinmeye çalışır. Bu şekilde yeterli kanaat sahibi olması halinde senedin kabul veya reddine karar verir.
İmzayı inkâr eden taraf duruşmada hazır değilse, hâkim imzayı inkâr eden tarafı isticvap eder. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle senedin sahteliği hakkında bir karar verir (m. 211/a.c.1 ve 2).
Yukarıdaki şekilde yapılan incelemeye rağmen sahtecilik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa hâkim bilirkişi incelemesine karar verir (m.211/b.c.1). Bilirkişi incelemesi yapılmadan önce mevcutsa, o tarafa ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar ilgili yerlerden getirtilir (m.211/b, c. 2).
Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir (m. 211/b), (Kuru B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016, s 350 vd.).
6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur. Buna göre hâkim imzayı inkâr eden tarafın isticvap edilmesine karar verdiği hâlde, bu davete icabet edilmemesi imzanın ikrar edilmiş sayılması sonucunu doğuracak ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde inkâr edilen imza ile karşılaştırılan imzanın birbirine benzemediğinin ilk bakışta tespit edilebildiği hâllerde bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T., s. 1795).
Kambiyo senedindeki imzanın keşideciye ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir.
Buna göre, imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
İncelemenin de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Yapılan açıklamalar neticesinde istinaf incelemesine konu somut uyuşmazlık ele alındığında, davacı yanca kambiyo senetleri dava konusu edilmiş, mahkemece sahtecilik iddiası bakımından senetlerin tanzim tarihinden önceki yıllara ait davacıya atfen atılı imzalar getirtilmeksizin yukarıda belirtilen şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınmaksızın ve rapora yönelik itirazlar karşılanmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya konu senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığını tespitte yeterli inceleme içermemektedir. 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesinde mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yapabileceği öngörüldüğünden, davacı yanın imza inkârı yönünden mahkemece kesin kanaat içeren yukarıda açıklanan usule göre düzenlenmiş, kesin kanaat içeren, denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerekirken bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekillinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2019/197 Esas, 2020/624 Karar ve 06/11/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 05/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”