Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/10 E. 2023/667 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/10 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/667 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2020
ESAS NO : 2019/292 E 2020/525 K

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, davacı …’a ait taşınmazın bir bölümünün dava dışı …’a satışını konu alan 23/06/2015 tarihli “Gayrimenkul Satış Taahhütnamesi” imzalandığını, bu sözleşmeyi kardeşi … adına davalının imzaladığını, bu sözleşme uyarınca …’dan peşinat olarak 28.000,00 TL tahsil ettiklerini, alınan peşinatın teminatı olmak üzere keşidecisi davacı … ve kefili diğer davacı … olan 25/06/2015 düzenleme, 25/06/2017 ödeme günülü 28.000,00 TL bedelli bononun lehtarı davalı … olarak düzenlendiğini, bononun arka kısmına teminat amacı ile verildiği yazıldığı halde davalının bu yazıyı bir şekilde okunmaz hale getirip davacılar hakkında Ankara 9.İcra Müdürlüğü’nün 2018/9914 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, bu bononun bağımsız borç doğurmadığını, bu nedenle icra takibinin dayanağı olan bononu teminat senedi olduğu ve bu bono nedeni ile davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin iptaline ve alacağın % 20 si kadar tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davaya konu bononun 23/06/2015 tarihli sözleşme uyarınca verilen teminat senedi olmadığını, tamamen bağımsız bir borç için bu bononun verildiğini, sözleşmenin tarihi ile bononun düzenleme tarihlerinin farklı olduğu gibi sözleşmenin teminatı olarak verildiğine ilişkin bono üzerinde hiç bir yazı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, satış vaadine konu taşınmazın ” … ” ta bulunduğu sözleşmenin içeriğinde açıkça belirtildiği gibi, taşınmaz bedeli ile bono bedeli aynı olup, bedelin 28.000,00 TL olması ve davalının başka bir alacak borç ilişkisinin varlığını kanıtlayamaması karşısında davacıların iddialarının doğru olduğunun kabulü gerektiği, üstelik bononun arka bölümüne teminat amaçlı verildiğinin yazılı olduğu, daha sonra karalanan yazının varlığı bilirkişi raporu ile de ortaya çıkarılmış olması karşısında davacıların iddialarının usulüne uygun deliler ile kanıtladığı, davalı yanın takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Takibe konu senedin tanzim tarihi ile taşınmaz satış taahhüdünün düzenlendiği tarihin farklı olduğu, sözleşmede peşinat için ödenen bedel için teminat senedi düzenlendiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, senedin sözleşmeden bağımsız bir borç olduğu, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı, arkasındaki yazının ise kimin tarafından ne zaman ve ne için yazıldığı hususunun ise müvekkili tarafından bilinmediği, kaldı ki yazılan yazının da teminat iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun teminat senedi niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, teminat iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 9.İcra Müdürlüğü’nün 2018/9914 Esas sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinden davalı tarafından davacılar aleyhine 25/06/2015 tanzim 25/06/2017 vade tarihli 28.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Takip dayanağı bono suretinin incelenmesinden 25/06/2015 tanzim 25/06/2017 vade tarihli 28.000,00 TL bedelli nakden kaydı yer alan bononun … taafından … lehine keşide edildiği, …’ın availst olarak bonoyu imzaladığı, senet arkasında lehdar cirosu ile birlikte karalamaların bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yaptırılan Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvarı tarafından hazırlanan 14/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden bononun arka bölümünde ” … ARSA HİSSE BEDELİ TEMİNATI İÇİN VERİLMİŞTİR ” ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin karalanarak okunamaz hale getirildiği belirlenmiştir.
Taşınmaz satış vaadini içeren dosya kapsamında bulunan 23/06/2015 tarihli sözleşme fotokopisinin incelenmesinden …’nde bulunan 250 m2 arsa hissesinin 80.000,00 TL karşılığında … …’a satışı hususunu içerdiği, sözleşmenin … … adına … tarafından imzalandığı, …’ın da sözleşmede isim ve imzasının bulunduğu, taraflarca sözleşmenin imzalandığı ve henüz feshedilmediği gibi peşinat dışında da ifa edilmediği kabul edilmiştir.
Davacı yanca dava konusu bononun taşınmaz satışı için verilen peşinat bedelinin teminatı olduğu iddia edilerek borçlu olunmadığının tespiti istemi ile iş bu dava açılmış olup, davalı tarafından ise sözleşme ilişkisi kabul edilmekle birlikte dava konusu senedin başka bir hukuki ilişki kapsamında verildiği, sözleşmenin teminatı olmadığı savunmasında bulunulmuştur. Teminat iddiasının yazılı delillerle ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında yazılan sözleşmede teminat senedine dair herhangi bir atıf bulunmamaktadır. Sözleşme kapsamında davacılara 28.000,00 TL ödendiği hususu ise ihtilafsız olup, bu miktar senet miktarı ile uyumludur. Her ne kadar sözleşme ile senedin tanzim tarihi farklı ise de senet arkasında karalama ile silinen ve sonradan kriminal inceleme ile ortaya çıkarılan yazı senedin neyin teminatı için verildiği hususundaki ihtilafları sona erdirecek nitelikte olup, davacı yanca teminat iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edildiğine yönelik mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noterden düzenleme şeklinde yapılması bir geçerlilik şartı olup,taraflar arasında imzalanan adi sözleşme geçersizdir.Geçersiz sözleşmeye göre taraflar birbirlerine verdiklerini iade etmek zorundadır. Her iki tarafça sözleşme kapsamında davacılara 28.000,00 TL ödeme yapıldığı ve bu bedelin iade edilmediği, taşınmazın devrinin gerçekleşmediği, başkaca da bir ödeme yapılmadığı hususu kabul edilmiş olup, dava konusu senedin anılan sözleşmenin teminatı olduğu ve sözleşme kapsamında ödenen bedelin de iade edilmediği anlaşıldığından herkes geçersiz sözleşme nedeniyle aldığını iade etmek zorundadır. Davacı yanca 28.000,00 TL alınan peşinatın iade edildiği iddia ve ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/10/2020 tarih 2019/292 Esas 2020/525 Karar sayılı kararın HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 478,17-TL harçtan mahsubu ile bakiye 298,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
d-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 40,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”