Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/96 E. 2022/1938 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/96 (KABUL DÜZELTİLEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/1938 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/154 E 2019/311 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket ile arasında 24/08/2015 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince keşidecisi … A.Ş. olan 10/12/2015 tarihli 60.000TL bedelli çeki ciro ederek davalı şirkete verdiğini, daha sonra protokol ile 60.000TL çekin 20/12/2016 tarihinde 45.000TL., 20/03/2016 tarihinde 45.000TL bedeli iki adet çek ile değiştirilmesinin kararlaştırıldığını, bu çeklerin davalı şirketin çalışanı olan diğer davalı …’e teslim edildiğini, ancak 60.000TL bedelli çekin müvekkiline iade edilmediğini, takibe konu edildiğini, müvekkili tarafından davalı gerçek kişiye teslim edilen iki adet çekin anılan davalı şirkete teslim edilmediğini, protokolden anlaşılacağı üzere çeklerin 60.000TL bedelli çek için verildiğini, bu çekin ödenmesi halinde mükerrer tahsilata yolu açacağını, davalı şirket çalışanı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, 20/12/2016 keşide tarihli 45.000TL bedelli ve 20/03/2016 keşide tarihli 45.000TL bedelli çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … …. Ltd. Şti. vekili; davacı şirket ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden… Şubesi … numaralı 10/12/2015 keşide tarihli …. AŞ’ye ait 60.000,00 TL çekin ciro edilip teslim edildiğini, bu çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini ancak tahsil edilmediğini, bunun üzerine Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2016/4140 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, çekin tahsil edilmemesi üzerine sunulmuş olan protokolden anladıkları kadarıyla davaya konu 45.000,00 TL’lik iki adet çekin müvekkil şirkete teslim edilmesi amacıyla …’e teslim edildiğini, ancak …’in davalı şirketin ortağı olmadığını, davalı şirketi temsil ve imzaya yetkisi bulunmadığını, bir dönem davalı şirket için çalıştığını, davaya konu çeklerin davalı şirkete teslim edilmediğini, diğer davalı … yedinde olduğunu, davaya konu çeklerle davalı şirketin ilgisi bulunmadığını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı şirket, dava konusu edilen…’a ait … numaralı, 20/02/2016 Ankara keşide tarih ve yerli, 45.000,00 TL miktarlı ve … numaralı, 20/03/2016 Ankara keşide tarih ve yerli, 45.000,00 TL miktarlı çekleri davalı şirket adına hareket eden diğer davalı …’e dava dilekçesi ekinde sunulu ”Belgedir” başlıklı 17/01/2015 tarihli belge ile teslim ettiğini ve belge uyarınca söz konusu çeklerin davalı şirkete daha önce verilen … seri numaralı 10/12/2015 keşide tarihli 60.000,00 TL miktarlı çek ile değiştirilmek üzere verildiği, ancak söz konusu çekin iade edilmeyip icraen tahsili nedeniyle dava konusu 45.000,00 TL miktarlı çekler yönünden borcunun bulunmadığının tespitini istemişse de, dava dilekçesinde sunulu belgedir başlıklı belgede davalı …, davacı şirket ve dava dışı çeklerin keşidecisi olan … A.Ş adına imza açıldığı ve imzaların atıldığı, SGK ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtların incelenmesi neticesinde, davalı …’in davalı şirketi temsile yetkili olmadığı, davalı şirket nezdinde 02/09/2015 – 09/12/2015 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, davacı şirket tarafından da, davalı …’in davalı şirketi temsil konusunda yetkili olduğuna dair herhangi bir belge sunulmadığı ve dava konusu çeklerin davalı şirket kayıtlarında yer almadığı ve dahi bankadan celbolunan çeklere ait görüntülerde davalı şirketin cirosunun bulunmaması karşısında, davacı şirketin yetkisiz kimseye teslim etmiş olduğu çeklerden dolayı davalı şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağı nitekim davacı şirket kayıtlarında dava konusu 45.000,00 TL miktarlı çeklerin yer almaması halinde davalı şirkete borçlu bulunduğunun anlaşılması neticesinde davalı şirket yönünden, dava konusu belgede taraf olmadığı gerekçesi ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı delili olarak sunulan ”belgedir” başlıklı delilde davalı … ismi altında imza bulunması ve fakat davalı …’in cevap dilekçesi sunmaması karşısında yargılama sırasında isticvap mahiyetinde belgenin …’e tebliği ve var ise imzaya yönelik itirazlarını 2 haftalık kesin süre içerisinde sunması aksi halde imzaya itiraz edilmediğinin kabul edilerek değerlendirme yapılacağı hususunun ihtaren tebliğine karar verilmiş ve yapılan ihtarata rağmen herhangi bir itirazda bulunulmaması karşısında da, belgede imzanın davalı …’e ait olduğu kabul edildiği, davalı …’in yetkisiz temsille işlem yapması ve adına işlem yapılan davalı şirketin işleme icazet vermemesi nedeniyle söz konusu işlem dolayısıyla davalı …’in şahsen sorumlu olacağını kabul etmek gerektiği, nitekim dava konusu olan…’a ait … numaralı, 20/03/2016 Ankara keşide tarih ve yerli, 45.000,00 TL miktarlı çek suretinde davalı …’in cirosunun bulunduğu ve çekin bankaya dava dışı 3.kişi tarafından ibrazı ile 21/03/2016 tarihinde ödendiği, yine dava konusu olan…’a ait … numaralı, 20/02/2016 Ankara keşide tarih ve yerli, 45.000,00 TL miktarlı çekte ise davalı …’in cirosu bulunmuyor olsa da, ”belgedir” başlıklı belge ile çeki teslim almakla hak sahibi olduğunun kabulü gerektiği, işbu çekin banka üzerinden ödenmediği ancak keşidecisi dava dışı … A.Ş tarafından bankaya ibraz edildiği ve bu suretle haricen ödendiği ancak ödeme tarihinin davacı tarafından ispat edilememiş olduğu gerekçesi ile dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğinin kabulü ile … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflardan davacı vekili ile davalı şirket vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekil; davalı … … yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu çeklerin … çalışanı …’e teslim edildiğini, müvekkili şirket ile … arasında herhangi bir iş ilişkisinin olmadığını, …’in diğer davalı adına hareket ettiğini ve çeklerden Statü Yapının sorumlu olması gerektiğini, müvekkili şirketin zararından her iki davalının da sorumlu olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Katılma yolu ile istinafa başvuran davalı … vekili ise; nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafın istinaf itirazlarının haksız olduğunu, diğer davalının şirketi temsile ve şirketi bağlayıcı yetkisinin bulunmadığını bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının vekalet ücret yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacının dava konusu çekler nedeniyle alacaklı olup olmadığı ve mahkemece verilen gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çeke dayalı istirdat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer istinaf itirazlarının usul ve kanuna uygun bulunan karara karşı reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirleyeceğine göre sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargılama aşamasında davalı şirketi temsilen diğer davalı gerçek kişinin işlem yaptığının ispat edilemediği davaya konu çeklerde davalı şirketin her hangi bir sıfatının bulunmadığı, anılan davalı şirket hakkında davanın HMK’nun 114. Ve 115.maddesi gereğince pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hüküm kısmında davanın esastan reddine şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı ile davalı şirket arasında borcun yenilenmesi kapsamında iki adet çekin düzenlenerek davalı şirkete verildiği iddiasıyla davacının davalıya husumet yönelterek çek bedelinin istirdadına çalışması isabetsizdir.
Bu durumda Dairemizce, davalı şirket vekilinin istinaf istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin mahkemenin hüküm fıkrasına yönelik olarak kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2.maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından mahkemenin hüküm fıkrası yönünden hata edildiğinden “hüküm fıkrası düzeltilerek ve değiştirilerek yeniden esas hakkında” karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile;
3-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/154 Esas, 2019/311 Karar ve 30/04/2019 tarih sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
4-a)Davanın; davalı … … ve … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b)Davalı … yönünden açılan davanın kabulü ile;
90.000,00 TL’nin 45.000,00 TL’sinin 21/03/2016 tarihinden, bakiye 45.000,00 TL’sinin ise 22/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c)Alınması gereken 6.147,90 TL harcın peşin alınan 768,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.379,41 TL’nin davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
d)Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 768,49 TL peşin harç olmak üzere toplam 797,69 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yapılan, 358,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.308,10 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
f)Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 9.950,00 TL ücreti vekaletin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
g)Davalı … … ve … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT 7/2 maddesine göre 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı … … ve …’ne verilmesine,
ğ)Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
h)Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70TL harçtan peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye irat kaydına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 71,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince istinafa konu olan miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”