Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/957 E. 2023/123 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/957 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/123

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE :…. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/323 E 2019/689 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2016/23842 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, yargılama aşamasında müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, müvekkilinin 35.000,00 TL değerinde bir çeki ödeme olarak peşinen davacıya verdiğini, ancak davacı çeki almasına rağmen malzemeleri müvekkiline göndermediğini, müvekkilinin malzemeleri göndermesini isteyince davacı şirketin malzemeleri gönderemeyeceğini beyan ederek çekin ödeme zamanı geldiğinde kendisinin ödeyeceğini beyan etttiğini, bu arada müvekkiline 5.000,00 TL değerinde bir malzemenin davacı şirket tarafından gönderildiğini, müvekkili tarafından bu malzemelerin çok eksik olduğunu söyleyince davacı şirketin malın tamamını göndermiş gibi faturaların tamamını gönderdiğini, müvekkilinin ise faturaları iade ettiğini, avans çekinin ödeme günü geldiğinde davacının ödeyeceğini söylemesine rağmen ise ödeme yapmayıp ve müvekkiline 10.000,00 TL göndererek müvekkiline ödemesini söylediğini ve müvekkilin üstüne 25.000,00 TL koyarak ödeme gününde ödeme yaptığını, bahsi geçen ödeme açıklamasının tam da anlatılanla örtüşür şekilde “çek bedeli” açıklamasına havi olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 02.04.2016 tarihinden itibaren süre gelen ticari ilişki bulunduğu, davacının 13 adet fatura karşılığı KDV dahil 128.028,33 TL Mal/Hizmet satışında bulunduğu, davalı …. Şti. nin Mal/hizmet BS formları ile mal ve hizmet alımını vergi dairesine bildirdiği, davalının bu alışlara karşılık 5 işlemde 96.201,00 TL ödemede bulunduğu, bu işlemler sonucu davacının 31.827,33 TL Mal/Hizmet Satışı Cari Hesab bakiyesi alacağının bulunduğu, davalı tarafça satın alınan ürünler karşılığı verilen ve davacı tarafça ciro edilen çek nedeniyle çekin ödenmesi için 10.000,00 TL’nin davacı tarafça davalıya 07/11/2016 tarihli havale ile gönderildiği, asıl olanın havalenin borç ödemesi yerine geçmesi ise de davalı tarafın 09/06/2018 tarihli beyanında geçen “… 35.000,00 TL ‘lik çek alan davacı müvekkile sadece 5.000,00 TL değerinde malzeme göndermiş ve çeki piyasada kullanmış ödeme günü geldiğinde ödeyeceğini söylemesine rağmen ise ödeme yapmayıp ve müvekkiline 10.000,00 TL göndererek müvekkilin ödemesini söylediği ve müvekkilde üstüne 25.000,00 TL koyarak ödeme gününde ödeme yaptı…” yönündeki ikrarı nedeniyle davacının davalıdan toplam 41.827,33 TL alacağının bulunduğu, ikranın aksinin davalı tarafça 10.000,00 TL borca karşılık gönderildiğinin ispat edilemediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece müvekilline yargılama aşamasında gönderilen tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmediği, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığı, müvekkiline ait ticari defterlerin incelenmesi halinde gerçeğin ortaya çıkacağı, 35.000,00 TL bedelli avans çeki karşılığında mal teslim edilmediği, 5.000,00 TL’lik mal tesliminden sonra çek bedelinin bir kısmı olan 10.000,00 TL bedelin davacı yanca havale edilerek avans çekinin müvekkili tarafından ödendiği, mahkemece ödeme dekontunun hatalı değerlendirildiği,
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmemesinin doğru olmadığı, alacağın likit olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların teslimi ve bedelinin ödenmesi ile icra inkar tazminatı noktasında toplanmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı tarafça davalıya gönderildiği belirtilen 07/11/2016 tarihli havale makbuzu getirtilmiş,” çek bedeli” açıklaması ile havale işleminin gerçekleştirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan 25/05/2018 tarihli rapor ve 07/05/2017 tarihli ek raporda “…Davalı …. Şti. Hesaplarının Davacı kayıtlarında … …. Şti.) kodu ile takip edildiğini. Davacı ile Davalı arasında ticari ilişkinin 02.04.2016 tarihinde başladığını, 07.11.2016 tarihinde bittiğini ve 31.12.2016 tarihi itibariyle Davalı hesap bakiyesinin 42.028,33 TL davacıya borç bakiyesi verdiğinin görüldüğünü.Sayın Mahkemece dosyaya kazandırılan Kızılbey Vergi Dairesi … Vergi Kimlik Numaralı Davacı ……Ltd.Şti. nin 2016 yılında Bildirilen Bs bildirim forumlarında KDV Hariç 13 adet belge karşılığı 108.495,00 TL Davalı …. Şti. nin Mal/hizmet sattığını bildirdiğini. Davacı ve Davalı belgelerinin birlikte değerlendirilmesinde:Davacının Davalıya Ticari ilişkileri döneminde 13 Adet belge karşılığı KDV dahil 128.028,33 TL Mal/Hizmet satışında bulunduğu, Davalının da bunu Ba bildirimlerinde beyan ettiğiinin tespit edildiğini,Davalının bu alışlara karşılık 5 işlemde 96.201,00 TL ödemede bulunduğunu, 07.11.2016 tarihinde ise davacıdan davalıya Çek bedeli açıklaması ile 10.000,00 TL banka aracılığı ile havalenin geldiğinin tespit edildiğini, Bu işlemler sonucu Davacının 31.827,33 TL Mal/Hizmet Satışı Cari Hesab bakiyesi,10.000,00 TY Davalıya gönderdiği Havaleden Kaynaklı olmak üzere toplamda 41.827,33 TL Alacaklı olduğunun tespit edildiğini,31.10.2016 tarihinde Davalıdan gelen 201,00 TLnin 31.12.2016 tarihinde yeniden borçlandırılmak suretiyle ters kayıt işlemi yapıldığı ve bunun izahının belge ile ispatlanamadığından Davacının 201,00TL için talebinin yerinde olmadığının …” belirtildiği görülmüştür.
Mahkemece yukarıda anılan rapor hükme esas alınmış ise de davacı yanca her iki yanın ticari defterlerine delil olarak dayandığı gözetilerek davalı yana defter ibrazı için çıkarılan muhtıranın usulüne uygun tebliğ edilmediği gözetilerek yeniden usulüne uygun şekilde defter ibrazı için davalı yanın adresinin bulunduğu mahale talimat yazılarak davalı yana talimat mahkemesi aracılığıyla muhtıra çıkarılak taraflara ait ticari defterler karşılıklı olarak incelenmek suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davacı yanın istinaf itirazları şimdilik incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/323Esas, 2019/689Karar ve 18/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”