Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/946 E. 2023/415 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/946 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/415

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2012/6 E 2019/640 K

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı, davalı … ve …Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin … Şirketinin yetkili bayisi olduğunu, davalı …’un davalı … … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, … ve davalı …’nin 2010 yılı başlarında müvekkiline gelerek üzerinde beton mikseri bulunan kamyonlardan satın almak istediklerini kamyonun davalı … … şirketine toplam 435.000,00 TL bedelle satılması hususunda anlaştıklarını, buna göre 435.000,00 TL tutarındaki satış bedelinin 50.000,00 TL tutarındaki bölümü peşin geriye kalan bölümünün banka kredisi çekilmek suretiyle ödeneceğini, davalı … … şirket yetkilisi …’un satışı kararlaştırılan 3 adet kamyonun bedeline mahsuben 50.000,00 TL tutarında peşin ödeme yaptıktan sonra bakiye bedelin kredi ile ödenmesi için … Şubesine müracaat edip ve kredi talebinde bulunduğunu, bu arada kamyonların bakiye bedeli olan 385.000,00 TL’nin banka tarafından onaylanmış kredi ile ödeneceği hususunda müvekkili ile davalı … … şirketi ve banka anlaştıklarından kamyonların trafik sicili üzerine krediyi veren … Şubesi tarafından rehin konulduğunu, bu şekilde mülkiyetin devrinin tescil işleminin gerçekleştirildiğini, ancak kamyonların bedeli tamamen ödenmediği için kamyonların fiili tesliminin yapılmadığını, kamyonların trafik siciline tescil edilmesi üzerine kamyonlara … plaka numaraların verildiğini, kamyonların tescil işlemleri yapıldıktan sonra müvekkilinin … Şubesine müracaat ederek söz konusu kamyonların bedeli için çıkarılan kredinin kendi hesaplarına geçirilmesini banka şubesinden istediğini, bunun üzerine bankanın … … şirketi adına çıkarılan kredinin bizzat şirket tarafından iptal edildiğini, bu yüzden kamyon bedellerinin banka tarafından ödenmeyeceğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin bu durumu öğrendiği gün davalı … … şirketinin alacaklısı olduğunu söyleyen … isimli kişinin davalı … …. Şti.’nin yetkilisi olduğunu ve satıma konu kamyonlar üzerinde borçtan dolayı temsil ettiği şirket lehine yakalamalı haczi olduğunu beyanla polis eşliğinde müvekkili şirket merkezine gelerek davalı adına tescil olunan ve teslimi yapılmayan 3 adet kamyonu fiilen haczettirmek suretiyle parka çektirdiğini, davalı şirketlerin yetkilileri … ve … ile kendi adına hareket eden …’nin bir araya gelerek eylem birliği içerisinde müvekkili şirketi dolandırdıklarını belirterek … plaka numaralı kamyonların satımının ve davalı adına oluşturulan tescil işleminin geçersizliğinin tespiti ve iptali ile bu kamyonların davacı …. Ltd. Şti. adına tescil edilmesini, araçların müvekkili şirkete teslimine, bu talebin kabul görmemesi halinde kamyonların 385.00,00 TL tutarındaki bakiye satış bedelinin avans faiziyle birlikte haksız fiilin faili olan davalılardan müteselsilen tazmini ile müvekkiline ödenmesine, taleplerinden hangisi kabul edilirse edilsin ek olarak ayrıca satış işlemlerinin yapıldığı tarihten itibaren geçen sürede kamyonların eskimesi davacı malikin kamyonlar üzerindeki tasarruf ehliyetinin kalkması ve kamyonların satış bedelinden elde edilebilecek faiz/ticari kazanç kaybının ve davalıların haksız fiilleri sonucunda uğranılan diğer zararlara karşılık şimdilik 15.000,00 TL maddi tazminatın hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından dava değerini 15/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.135.814,14 TL olarak ıslah edilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar … ve … …. Şti. vekili, davacı yanın iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … … Ltd. Şti. vekili, açılan davanın ceza davası değil, hukuk davası olduğunu ve ticari ilişkiden kaynaklandığını, davalı müvekkili …’un diğer davalı şirket … …. Ltd. Şti.’ne (…) kiralamak için davacı şirket ile üzerinde beton mikseri bulunan 3 adet kamyon almak üzere kendisinin anlaşma yapmadığını, tüm görüşme ve anlaşmaları …’ın yaptığını, …’ın ödemeler için davalı müvekkili … ile anlaşarak kendisine yardımda bulunmasını istediğini, bunun üzerine …’un …Şubesi’nden davacı şirkete 50.000,00 TL havale gönderdiğini, ayrıca kendisine ait 4 adet 85.000,00 TL’lik çekleri de …’ın vasıtasıyla davacı şirkete gönderdiğini, davacı şirketin davalılara kredi çekmelerini önerdiğini, kredi çıkınca çekleri geri vereceğini söylediğini, …’ın kendi adına … şubesine başvurduğunu, ancak kredi talebinin olumsuz sonuçlandığını, ardından müvekkilinin … … şirketi adına 225.000,00 TL kredi talebinde bulunduğunu ve kredinin onaylandığını, davacı şirketin elindeki çekleri geri vermemesi üzerine müvekkilinin krediyi kullanmaktan vazgeçtiğini ve eski ödeme planına göre hareket etmeye karar verdiğini, bu arada davacı şirketin kamyonların tescilini … … şirketi adına yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kamyonların … plakalı olarak davalı … … Ltd. Şti. adına trafikte kayıt edildiği, bakiye satış bedelinin ödenmemesinden bu davalının sorumlu olduğu, diğer davalıların bakiye satış bedelinden sorumlu olmadıkları gibi davacı yanca başka bir zararının bulunduğunu ispat edemediği belirtilerek davanın davalı … … Ltd. Şti. yönünden kısmen kabulüne diğer davalılar yönünden ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı … ve …Ltd. Şti. vekili tarafından;
Mahkemece davacı yanın ıslah dilekçesi gözönünde bulundurulmaksızın eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, ayrıca davalı … … Ltd. Şti. vekilinin yargılama sırasında vefat ettiğinden bu kişi lehine de vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece tüm davalıların arasındaki muvazaalı ilişki gözönünde bulundurulmaksızın sadece davalı … … Ltd. Şti yönünden davanın kısmen kabulü kararının doğru olmadığını, ayrıca davalı … … Ltd. Şti.’nün yargılama sırasında ticaret sicilinde terkin edildiğinin anlaşıldığını, mahkemece terditli taleplerin gerekçeli bir şekilde değerlendirilmediğini, zarar taleplerinin reddi kararının da doğru olmadığını, ayrıca davalı … … Ltd. Şti dışındaki davalılar hakkında husumetten red kararı verilmesine karşın mahkemece nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık satım sözleşmesi bakiye bedelinin tahsili ile bedelin ödenmemesinden kaynaklanan zararın olup olmadığı, kapsamı ve bu taleplerden sorumluluk noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesi kapsamında bakiye satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle bakiye satış bedelinin tahsili ve meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yanın istinaf dilekçesi doğrultusunda ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinden davalı … … Ltd. Şti’nin 24/02/2015 tarihli 8765 nolu Ticaret Sicil Gazetesi’nde 18/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği hususunun ilan olunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı ) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, ( o davada davacı sıfatının kime ait olacağı ) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s.288).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.
O halde Mahkemece öncelikle … … Ltd. Şti’nin tüzel kişiliğinin devam edip etmediği belirlenerek tasfiye hali veya sicilden silinme durumunda gereken yetkili temsilcilere hükmün tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple şirketlerin son faaliyet durumu belirlenerek ilgili şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi halinde taraf ehliyeti bulunmayan şirketin yaptığı işlemlerle karar verilmiş olacağından, davalı şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazları ve bir kısım davalılar vekilinin istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/6 Esas 2019/640 Karar sayılı 23/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”