Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/94 E. 2022/1354 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/94 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1354

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/461 E 2019/1007 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; yargılama aşamasında yapılan tebligatların usulsüz olması nedeni ile posta görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ayrıca irsaliyeli faturalarda teslim alan olarak görünen …’nin müvekkiline ait şirkette hiç çalışmadığını, …’nin ise bir ay kadar aşçı olarak çalıştığını, satın alınan emtiayı teslim alma yetkisinin bulunmadığını, 31/10/2019 tarihli yazılı beyanında ise yine faturaların sahte olduğunu, suç duyurusunda bulunulacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 19.782,18 TL alacaklı olduğu ,alacağın hesap edilebilir nitelikte bulunduğu %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; dosyadaki tebligatların usulüne uygun olmadığını, bir tebligatta muhatabın tanınmadığı, mahalle muhtarı kayıtlarından da kaydı olmadığından muhtardan tasdik alınarak iade olunduğunu, bir diğer tebligatta davalının annesinin imzadan imtina ettiği, başka bir tebligatta adresin kapalı olduğu, binada yönetici ya da apartman görevlisine ulaşılmadığının yazdığını, halbuki müvekkilinin yıllardır aynı adreste ikamet etmekte olmasına rağmen hiçbir tebligattan haberdar olmadığını, annesinin ya da bir yakınının tebligatı almadığını, müvekkil ile davacı firma arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, düzenlenen faturaların çoğunluğu herhangi bir hizmet karşılığı düzenlenmeyen sahte faturalar olduğunu, müvekkilinin bir hizmet ya da ürün almadığını, faturaların sahte olduğuna dair suç duyurusunda bulunulmasına rağmen mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığını, bilirkişi raporunda davacı tarafından dava konusu 31 adet faturalardan 1 adet 7.694.00-TL(KDV Hariç) tutarında faturanın bağlı olduğu vergi dairesine BA formu ile bildirildiği, 30 adet faturanın ise bildirilmediğini, davacı şirketin vergi dairesine bildirmediği faturalar delil niteliğine de sahip olmadığını bildirilmeyen faturalara ilişkin bir hizmet almadığını, faturada teslim alan olarak ismi geçen kişiler ile müvekkili arasında her hangi bir bağ bulunmadığını, eksik ve yetersiz birlirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki mal alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında mal teslimi olgusunun kanıtlanıp kanıtlanamadığı, sonuçta da alacaklı/davacının düzenlediği faturalardan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı/alacaklı şirket; davalı aleyhine cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalı/borçlunun haksız itirazının iptalini istemiş; faturalar sevk irsaliyeleri ve cari hesap kayıtlarına bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı/borçlu, davacı/alacaklıya hiçbir borcu olmadığı itirazıyla; yargılama aşamasında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı/borçlular, davacı/alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, faturalara ve mal teslimi yönünden dayanılan sevk irsaliyelerine itiraz etmiştir.
Mahkemece; davacının ticari defter doğrultusunda; davacının dayandığı mal teslimine dair sevk irsaliyeleri faturalar doğrultusunda davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadan mal teslimine dayanak sevk irsaliyelerinin bir kısmında teslim alan hanesinde ismi yazılı bulunanan …,… ‘nın davalı şirket çalışanı olup olmadığı, davalının itirazları yönünden araştırma ve inceleme yapılmadan mal teslimi olgusu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; akdi ilişki kapsamında davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın bulunup bulunmadığı ve mal teslimi olgusunun kanıtlanıp kanıtlanamadığı, sonuçta da alacaklı/davacının alacaklı olup olmadığı, noktasındadır.
Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasında yazılı bir akit bulunmamaktadır. Davacı/alacaklı, cari hesap ilişkisine faturalara ve sevk irsaliyelerine dayanarak sözlü satış akdinin varlığı iddiasıyla, Ankara 9.İcra Müdürlüğünün 2017/9122 sayılı dosyasında 08.05.2017 tarihinde davalı aleyhine ilamsız takibe girişmiş ve 19.782,18 TL asıl alacak ve 781,40 TL %9 yasal faizi olmak üzere 20.563,58 TL toplam alacağın tahsili talebinde bulunmuştur.
Borçlu asil, 12.05.2017 tarihinde itiraz dilekçesiyle: “alacağın tamamına, ferilerine ve takibe itirazlarımızdır” açıklaması ile “alacaklı görünen tarafa böyle bir borcumuz yoktur. Bu nedenle alacağın tamamına, ferilerine ve takibe itiraz ediyoruz.” ifadelerine yer vererek takibin durdurulmasını istemiştir.
Borca ve ferilerine itiraz üzerine takibin durmasına karar verilmiş; yasal sürede eldeki itirazın iptali istemli dava açılmıştır.
İcra takibinin ve eldeki davanın dayanağı; davacı/alacaklı şirket tarafından davalı/borçlu adına düzenlenen toplam 19.782,18 TL bedelli mal satışına ilişkin davalı adına düzenlenmiş teslim alan isim ve imzalar içeren irsaliyeli faturalardır.
Davacı/alacaklı faturalara, ticari defter kayıtlarına, bilirkişi incelemesi dayanmaktadır. Davalı/borçlu ise akdi ilişkiyi inkar ederek mal teslimini kabul etmeyerek malların teslim alınmadığını savunmaktadır.
Satıcı/davacı/alacaklı akdi ilişkinin varlığı yanında teslim olgusunu kanıtlama yükümü altındadır.
Mal teslimi keyfiyeti maddi bir vakıaya dayanmakla bu hususun tanıkla ispatı olanaklıdır.
Davacı yan, alacağına dayanak olarak dosyaya sunulan teslim alan imzalı irsaliyeli faturalara dayanmıştır. Davalının da anılan belgelerdeki …, … ‘nın çalışanı olmadığını bildirerek anılan kişlerin imzasının bulunduğu sevk irsaliyelerine konu malların teslim alınmadığını bildirdiğine göre irsaliyelerdeki malın tesliminin kanıtlanması gerekmektedir.
Mahkemece irsaliyeli faturalardaki imzaların davalı çalışanı veya yetkilisine ait olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yaptırılması gerekirken eksik inceleme ile teslim olgusu üzerinde durulmadan bu yöndeki deliller toplanmadan yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı/borçlu, malların teslim alınmadığı savunması karşısında varsa davalı yanın ticari defterleri incelenerek yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defter ve kayıtlarının tamamı üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılmaması da önemli bir eksikliktir.
Bu durumda mahkemece eksik bırakılan yapılacak işler; icra takibine dayanılan ve özellikle inkar edilen irsaliyeli faturalar yönünden imzası bulunan şahıslar da dinlenip teslimin SGK kayıtlarında davalı çalışanı olarak gösterilen şahıslara yapılıp yapılmadığı, mal teslimi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Sadece taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının ticari defter kayıtları incelenerek mal teslimine yönelik sunulan belgelerin tamamı incelenmeden teslim alan hanesinde isimleri yer alan şahısların tanık sıfatıyla dinlenilmemesi mahkemece hukuki uyuşmazlığın ve ispat kurallarının yanlış değerlendirildiği anlamında olup bu nedenle de uyuşmazlığın çözümüne hiç bir etkisi olmayan bir kısım delillerin toplanması neredeyse hiç delil toplanmaması ve değerlendirilmemesi derecesine yakın olup anılan eksikliklerin giderilmesi için davalı yanın ticari defter kayıtlarının incelenmesine irsaliyeli faturalardaki teslim alanların davalı çalışanı olup olmadığı hususunda SGK kayıtları, getirtilerek, imzası bulunan şahısların davalının çalışanı olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması için anılan eksiklerin giderilmesi sonucu oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mal teslimi olgusu yönünden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/461Esas, 2019/1007Karar ve 07/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 17/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”