Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/930 E. 2022/1953 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/930 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1953

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/788 E 2020/196 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11186 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili aleyhine davacı tarafından Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11186 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından yapılan itirazla takibin durduğunu, davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, öncelikle iş bu davaya konu olan sözleşme ile taraflar İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerini yetkili kılmış olduğundan davanın Ankara’da görülmesinin yetki yönünden hukuka aykırılık teşkil ettiğini, yargılaması yapılmakta olan davayı kabul ettikleri anlamına gelmemek şartıyla davacı tarafın, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle uğradığı iddia edilen sözde zararların tazmini talepli olarak müvekkili şirket aleyhine İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/859 E. sayılı dosyası üzerinden ikame ettiği dava ile huzurda görülen davanın konuları bakımından aynı olduğunu, derdestlik itirazlarının olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 11/12/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 03/08/2016 tarihinde işbu sözleşmenin imzalanmış olduğunu, davacının müvekkili şirketten sözleşmeden kaynaklı herhangi bir haklı alacağı söz konusu olmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmakta olup davaya konu faturaların icra takibine konu edilmelerinin söz konusu olamayacağını, cari hesap sözleşmesi gereği alacak ve borç kayıtları takas mahsup sistemine tabi olup müvekkili şirketin halihazırda davacı tarafa borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davalının cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu, davacının taraflar arasındaki ticari ilişki dolayısıyla düzenlenen yıllara sari faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağının olmadığının tespit edildiği, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda ise davalı taraftan dava ve takip tarihi itibariyle davacının 16.256,42 TL asıl alacağının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmakla taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu hususunda ihtilafın bulunmadığı, ancak alacağın varlığına ilişkin taraf defterlerinin birbirini doğrulamadığı, ayrıca davacı yanca yemin deliline dayanılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Dosya kapsamında alınan ilk raporda müvekkiline ait ticari kayıtların incelenmesinden sonra alacak borç ilişkisinin belirleneceğinin bildirildiği, müvekkiline ait ticari kayıtların incelenmesi sonucunda alınan bilirkişi raporunda da alacağın varlığının ispat edildiği, mahkemece rapora aykırı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı, taraf defterleri arasındaki farkın davalı yanca hiçbir dayanağı olmayan ceza ve kesintilerden kaynaklandığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık cari hesap nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/11186 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından 08/06/2017 tarihinde cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine 16.256,42 TL asıl alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiğinden düzenlenen 24.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının icra takibine konu edilen ilgili dönemlere ait ticari defterlerini yasal süresi içinde tasdilkerinin yaptırıldığı ve E defter Beratlarını süresi içinde aldığı, kayıtların usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defler ve belgerine göre ilgili dönemleri içeren cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu bildirilmiştir.
Davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat gereği alınan 04.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafın incelenen 2015-2016 yılı defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, 2016 yılına ait envanter defterini sunmadığını, 31/12/2016 tarihli “Kapanış Bakiyesi” açıklamalı, bu hareketle birlikte hareketin tutarı olan 6.237,01 TL kadar hesapta bakiye oluştuğu, yevmiye kaydının “131.01.001 …” isimli Ortaklardan Alacaklar hesabının alacaklandırıldığı, “…A.Ş.” isimli hesabın borçlandırılması suretiyle oluşturulduğu, davacı tarafın elektronik defter mükellefi olduğu buna istinaden “2016 Aralık” ayına ait yevmiye xml dosyasında yapılan kontrolde yevmiye kaydının onaylanmış yevmiye defterinde olmadığı, kaydın defter onayından sonra yapılmış olabileceğini, dava dosyası ve içindeki belgeler ile davacının yasal defter ve kayıtlarının dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda 2016 yılı 6.237,01 TL lik ortaklar hesabı ilişkilendirilmek suretiyle yapılmış kaydın mahkemece kabul edilmesi halinde davalı taraftan dava ve takip tarihi itibariyle 16.256,42 TL asıl alacağı olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece dosya kapsamında alınan 04.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda taraf defterleri arasındaki farkın ortaya konduğu, farkın “131.01.001 …” isimli Ortaklardan Alacaklar hesabının alacaklandırılmasından ve davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde yer almamasından kaynaklandığı, davacıya mahkemece yemin hakkının hatırlatıldığı ve davacı yanca yemin hakkının kullanılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”