Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/91 E. 2022/1940 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/91 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1940

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/603 E 2019/786 K

ASIL DAVA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2015

BİRLEŞEN 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/366 ESAS SAYILI DAVA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında konsinye satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında … marka ultrasonic cerrahi marka cihazı sözleşme kapsamında müvekkiline teslim ettiğini, sözleşme gereği müvekkilinin de davalıya 51.840,00 TL bedelli iki adet çeki keşide ederek verdiğini, sözleşme gereği davalının teslim edilen cihazın uçlarını da teslim etmeyi üstlendiğini, davalı şirketin göndermesi gereken uçları göndermediğini, bunun üzerine müvekkil şirketin de cihazı davalıya iade ettiğini, sözleşmenin de fesh edildiğini belirterek davalının bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, bedelsiz kalan çeklerin iptaline, müvekkilinin 7.230,74 TL alacaklı olduğunun tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava yönünden ise ; birleşen davacının sözleşme gereği teslim etmesi gereken malzemeyi teslim etmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını cezai şart talep edemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davacı arasında tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde, Konsinye Setlere İlişkin Mal Bırakma Sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme gereğince 20.06.2015 ila 20.06.2016 tarihleri arasında davacının Samsun, Sinop, ve Ordu Bölgelerinde … … Marka Cihaz ve uçlarının tek satıcısı olarak yetkilendirildiğini, bu kapsamda davacı şirkete konsinye setlerin sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, davacı şirket için UBB kaydı açıldığını, bu sözleşmeye göre davacı şirketin müvekkili şirkete iki adet çek verdiğini, sözleşmede sipariş üzerine uçlar teslim edileceğinin belirtilmesine rağmen, her hangi bir sipariş bulunmadığını, davacıya ulaşılmaya çalışıldığını ancak ulaşılamadığını, davacı tarafından 20.08.2015 tarihinde sözleşmenin fesh edildiğini, müvekkil şirkete bildirdiğini, yapılan bu feshin haksız olduğunu, söz konusu uçların farklı boyutlarda ve ölçülerde olduğunu, sipariş alarak satış yaptıklarını oysa davacının sipariş vermediğini, davacının asgari miktarda alım borcunun bulunduğunu, bu borcunu yerine getirmediğini, davacının verdiği çeklerin asgari alım borcuna denk geldiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada ise ; sözleşmenin birleşen davalı tarafından haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağının bulunduğunu ileri sürerek 50.000 Euro cezai şart alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; sözleşmede ayrıksı olarak cihazlarda kullanılacak uçlar konusunda ayrıca sipariş halinde satış yapılacağı hususu düzenleme bulunduğu ancak uçların satış prosedürü ile ilgili başkaca bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmeye göre cezai şart alacağının doğması için cihazların teslimi ve iadesine ilişkin sözleşme maddelerine aykırı bir davranış ile ihlalin olması gerektiği, cihazların teslimi ve iadesinde cezai şarta ilişkin hükmün uygulanmasını gerektirir bir ihlal olduğunun ispat edilemediği, gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davaya konu edilen çeklerin ise cihazda kullanılacak olan malzemeler ve uçlara ilişkin ön ödeme vasıtası olduğu, asıl dava davalısının ödemeyi asgari alım taahhüdüne ilişkin olduğunu iddia etse de bu iddiayı kanıtlar delil sunamadığı, asıl dava davacısının sunduğu ve davalı yanca inkar edilmeyen mail görüşmesinde uçlara ilişkin bedel belirlenmiş olup bu bedelin de çeklerle ödendiği, davalıya siparişin verildiği ve ön ödemenin yapıldığı, ödemesi yapılan uçların tesliminin yapılmadığının da tarafların kabulünde olduğu, sözleşmenin de feshedildiği gerekçesiyle bedelsiz kalan çekler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, 7.230,74 TL alacağın da asıl dava davalısından tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı birleşen davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili; asıl dava sonucu verilen karar istinaf sebebi yapılmayarak birleşen dava yönünden; taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin birleşen davalı tarafından haksız feshedildiğini, sözleşmenin ikinci maddesinin üçüncü fıkrasının çok açık olduğunu, sözleşmeye konu malın önce sipariş verilmesi gerektiğini, hangi tip ve boyutta uçlar için sipariş verildiğini ispatla yükümlü olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna aykırı karar verildiğini, bildirerek birleşen dava yönünden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; cezai şart alacağının doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında konsinye setlere ilişkin mal bırakma sözleşmesi imzalanmıştır.
Birleşen davada davacı; taraflar arasındaki sözleşmenin “konsinye mal bırakma sözleşmesi olduğunu” ve taraflar arasındaki ilişkinin “bayilik ilişkisi” bulunduğunu, sözleşme gereği davalının siparişi üzerine uçların teslim edileceğinin düzenlendiğini, fakat davalı tarafından müvekkiline sipariş verilmediğini, müvekkilinin de davalı tarafa ulaşamadığını, bunun üzerinde davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, davalı yanca yapılan tek taraflı feshin haksız olduğunu ve sözleşme gereği müvekkiline 50.000 Euro cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise cezai şart talebinin haksız olduğunu birleşen davacının kusuru nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece; cihazların teslimi ve iadesinde cezai şarta ilişkin hükmün uygulanmasını gerektirir bir ihlal olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesine konu olan husus cezai şart alacağının doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir.
Taraflar arasında bağıtlana ‘’ konsinye setlere ilişkin mal bırakma sözleşmesi ‘’ 2. maddesinin 3. Fıkrasına göre; “Konsinye bırakılan mallar haricinde bu malzemeler ile beraber kullanılan farklı boy ve ölçülerdeki “uçlar” satış kapsamında olup bu uçlar sipariş üzerine bayiye fatura kesilerek teslim edilmektedir. 4. Fıkrada ise : “Bayi bu uçların satışını kendi yetki verildiği bayilik bölgesi olan ve … bayilik kaydı belirtilen SAMSUN-SİNOP-ORDU il ve ilçe sınırları içerisinde yapmaya yetkilidir.Düzenlemesi mevcuttur.
Mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda; davalı şirketin sözleşmeyi haksız olarak feshettiği “Davalıdan talep edilmesi gereken uçlar için yapılan görüşme ve yazışma kayıtlarının dosya içerisinde bulunmadığı ve SGK geri ödemelerinin … ne göre sorunlu olduğunu ifade eden konuşma ve mail kayıtlarının dosya içerisinde bulunmadığı, hangi tip ve boyuttaki uçlar için, ne miktarda sipariş verilip verilmediğinin somutlaşmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme kapsamında satıcı davacının edimini yerine getirip getirmediği, alıcıya karşı sorumlu olup olmadığı sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasındadır.
Somut olayda davacı satıcının, davalı alıcıya karşı sorumlu olup olmadığının tespiti için, öncelikle sözleşme hükümlerinin incelenip değerlendirilmesi zorunludur. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenip değerlendirilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, bu konuda mahkemenin kabulünün aksine tespit yapıldığı gibi tarafların , bilirkişi raporuna itirazlarına rağmen tarafların itirazlarını gidermeye yönelik yeni bir bilirkiş kurulundan rapor alınmadığı anlaşılmakta olup, eksik inceleme ile hüküm kurulması suretiyle gerekçe oluşturulması, usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle mahkemece, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin, gerek az yukarıda belirtilen hükmü, gerekse tarafların edimlerine ilişkin diğer hükümleri incelenip değerlendirilerek, yukarıda niteliği belirlenen uyuşmazlık çerçevesinde, bilirkişi kuruluna, konusunda uzman sektör bilirkişisi de dahil edilerek, tarafların tüm ticari ilişkileri kapsamında sözleşme hükümleri ve yazılı deliller üzerinde yeniden inceleme yapılarak öncelikle sözleşmenin niteliği ortaya konulmak suretiyle, sözleşmenin feshi şartlarının oluşup olmadığı ve sonuca göre deliller değerlendirilerek davacının talep edebileceği alacak kaleminin tayiniyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir.
Dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/603Esas, 2019/786Karar ve 03/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”