Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/909 E. 2023/471 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/909 – 2023/471

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/909 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/471

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2016/498 E 2020/203 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından 10.04.2014 tarihli dekont ile 220.000,00 TL borç verildiğini, davalının 16.06.2014 tarihinde 30.000,00 TL, 06.08.2014 tarihinde 20.000,00 TL olmak üzere ödeme yapıldığını, toplam 170.000,00 TL bakiye borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5253 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, şirketin 25.02.2016 tarihinde Almanya şirketine hisselerinin devredildiğini, adresin yurt dışında olduğunu, tebligatın eski adrese yapıldığını, taraf teşkilinin sağlanmadığını, görevli ve yetkili mahkemenin Almanya Mahkemeleri olduğunu, Kocaeli İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, icra dairesinin yetkisine itirazlarını tekrar ettiklerini, davalı şirketin borcunun bulunmadığını, eski yönetici olarak beyanda bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının delil olarak dayandığı havale dekontunda gönderilen paranın “… A.Ş. adına ödenen” açıklaması ile gönderildiği, alıcının şirket yönetici olması, havale açıklamasında açıkça davalı şirketin zikredilmesi karşısında yapılan ödemenin …’den alınan borcun ödemesi olduğunun kabulü mümkün görülmediği, dekont açıklamasının aksini iddia eden davalının bu savını ispat etmesi gerekeceği, davalı şirket yetkilisinin bu hususta delil sunamadığı, takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize yönelik talebin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemenin yetkili olmadığı, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazların reddi kararının doğru olmadığı, yetkili icra daireleri ve mahkemelerinin Kocaeli Mahkemeleri olduğu, davalı şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davalı şirketin taraf olduğu Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/660 E. sayılı dosyasının Yargıtay’dan geçmek suretiyle incelendiği ve yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olmadığının belirlendiği, mahkeme kararının yok hükmünde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi bilirkişinin taraflı olduğu, alınan raporun hükme esas alınamayacağı, davalı şirketin yokluğunda yapılan incelemenin geçersiz olduğu, gönderilen paranın davalı şirket hesabına değil, … adına gönderildiği, söz konusu paranın dava dışı …’den borç alınan bir para olduğu ve 270.000,00 TL’lik ödemenin ardından … hesabına iade edildiği, dekont aslının mahkemece istenmediği ve incelenmediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacının alacaklı olup olmadığı ve bu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava havale yolu ile ödünç verilen ve ödenmeyen bakiye para alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu dekontun incelenmesinden, … Bankasına ait dekont ile davacı tarafından … hesabına 10.04.2014 tarihinde “… A.Ş. Adına Ödenen” açıklaması ile 220.000,00 TL’nin davacı tarafından dava dışı … adına gönderildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece somut uyuşmazlıkta TBK 89 maddesi uyarınca davacının ikametgahı mahkemesi olan Ankara Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde borç tarihlerini kapsayan ticari defterlerin lehine delil teşkil edebilecek vasıfta olduğu ve dava konusu borcun ticari deftere kayıtlı olduğu görülmektedir. Davalının ticari defterlerinin incelenmesinde ise ticari defterlerin delil teşkil edebilecek vasıfta olduğu, ancak 220.000,00 TL’den ibaret borç ilişkisinin ve ödemelerin kayıtlı olmadığı görülmektedir.
Havale, kural olarak ödeme vasıtası olup var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü esasen bu iddiayı dile getiren davacıya aittir. … 25.10.2019 tarihli beyanı ile davacının şahsi olarak kendisinden borç aldığını, 10.04.2014 tarihinde gönderilen havalenin kendisine yapılan ödeme olduğunu, dekontların davalı şirket ile irtibatının olmadığını beyan etmiş, devam eden beyanlarında da bu savunmasını devam ettirmiştir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece dekontta yer alan ifadede şirket isminin geçmesi davalı yanın savunmalarını ispat etmeyeceği, dekont açıklamasının aksinin davalı yanca ispat edilmesi gerektiği kanaatine varılmış ise de söz konusu dekontta yer alan “… A.Ş. Adına Ödenen” açıklaması, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından ödünç olarak para gönderme iddiasını ispat etmeye yeterli değildir.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafın ödünç para vermediği iddiasının yazılı delilerle kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/498Esas, 2020/203Karar sayılı 28/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.g.maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 31/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”