Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/882 E. 2023/258 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/882 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/258

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/154 E 2020/141 K

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında tıbbi ilaç ve ürün satımı ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından teslim edilen ürünlerin bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2012/14100, 2012/12194, 2012/1773, 2012/10884, 2012/9921, 2012/8992, 2012/7647, 2014/80 E. sayılı takip dosyaları ile Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2015/11050 E. sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak borcun ödenmediğini, davalı …’nin müvekkiline olan borçları için diğer davalı …’ye ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19947 E. sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, ancak davalıların takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalıların Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19947 E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, davacının dava konusu takipten önce Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6673E. sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ancak müvekkillerinin itirazı üzerine takibin durduğunu, bu dosyada süresi içerisinde itirazın iptali davası açılmadığını ve 24/08/2015 tarihinde alacaklı vekilinin feragati üzerine dosyanın kapatıldığını, müvekkillerinin itirazı üzerine Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/962 E. sayılı dosyasında taraflar arasında cari hesap, kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığı için müvekkili borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiğini, davacının ise anılan karar sonrasında yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile müvekkillerinin davacılara borçlu olmadığının tespit edileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, cevap dilekçesinde ileri sürdükleri 194.569,78 TL iade fatura konusu malların iade edildiği hususunun ispat edilemediği, davacının alacaklı olduğu, ancak takipten önce temerrüdün gerçekleşmediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalılar vekili tarafından;
Mahkemece hak düşürücü süre ve mükerrer takip iddiaları üzerinde durulmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, müvekkiline ait ticari defterlerin sağlıklı incelenmesi halinde borçlu olunmadığının tespit edilebileceği, bu yönden raporun eksik olduğu, ayrıca müvekkilleri aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte davacının alacaklı olup olmadığı ve var ise alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın ödenmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19947 Esas sayılı icra takibi dosyası fotokopisinin incelenmesinden davacı tarafından davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapıldığı, davalılara ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içerisinde davalıların itiraz ettiği ve iş bu itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı yanca dava konusu takipten önce Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6673E. sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı ifade edilmiş ise de anılan takibin hakkın özü korunarak vazgeçme ile sona erdiği, Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/20395 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinin ise Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/962E. sayılı dosyası ile iptal edildiği ve bu kararın kesinleştiği, iş bu dosyamıza konu takip nedeniyle açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında davacı şirketin kayıtlarında virman işlemi sonucunda davalılara virman işlemi ile 153.536,27 TL tutarındaki borç aktarımlarına ilişkin belgelerin dosyaya sunulması halinde 153.536,27 TL’nin dava konusu alacak hesaplamasına dahil edilebileceği, davalılar vekilinin cevap dilekçesi ekinde davalı tarafından davacıya mal iadesi olarak yapıldığı iddia edilen 194.569,78 TL’ye ilişkin olarak davalıların Aralık-2009 dönemine ilişkin olarak BA-BS formlarının incelemesinde söz konusu miktarın davalılar tarafından vergi dairesine BS ile formu ile bildirilmediği, davacı Şirketin kayıtlarında yapılan virman işlemi sonucunda davalı yana virman işlemi ile 153.536,27 TL tutarındaki borçlandırıcı işlemin dayandığı belgelerin dosyaya sunulmadığı, yine iade konusu anılan miktara ilişkin teslim/tesellüm belgeleri ile iade faturasının dosyaya sunulmadığı davacı şirketin ticari defter kayıtlarında 01.01.2009 ve 31.12.2015 tarihleri arasında 120-01-23-0408 hesap kodu ile işlem gören … …-…’nin 31.12.2015 tarihinde 287.696,87 TL borcunun yazılı olduğu, davacı şirketin kayıtlarında yer alan şüpheli alacaklar karşılığı hesabında 128.01.07.0078 hesap kodu ile işlem gören … …-…’nin hesabına virman işlemiyle 287.696,87 TL tutarında borç aktarımının yapıldığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında şüpheli alacaklar karşılığı hesabında 128.01.07.0078 hesap kodu ile işlem gören … …-…’nin 10.10.2016 tarihi itibariyle 293.696,87 TL borcunun kayıtlı olduğu, sözkonusu tutarın davacı alacak bakiyesinden, belgesi ibraz edilemeyen virman işlemi sonucunda davalıya borç olarak aktarılan 153.536,27 TL’yi çıkarmak suretiyle yapılan hesaplamada (293.696,87 TL- 153.536,27 TL= 140.160,60 TL alacağının mevcut olduğu, ancak dava konusu icra takibinde taleple bağlı kalındığında takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 90.000,00 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle iade edildiği belirtilen malların iadesi hususunun davalı yanca ispat edilememiş olmasına göre davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafın teslim olgusunu yazılı delilerle kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak cevap dilekçesi incelendiğinde davalı yanın aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davalının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davalıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de yürürlükte bulunan …nun 881/1. maddesi hükmü gereğince, ipoteğin “Üst Sınır İpoteği” niteliğinde olduğu, borçlu ile ipotek verenlerin TMK’nun 875. maddesi hükmü gereğince; faiz, icra giderleri, takibi yürüten icra müdürlüğünce takdir olunacak vekalet ücreti ve asıl borç dahil azami üst sınır tutarı ve ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere borçtan sorumlu oldukları hususu gözetilmeksizin mahkemece hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda, davalı yanın yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalıların istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/154Esas, 2020/141Karar ve 13/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 27/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”