Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/857 E. 2022/1845 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/857 ( KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2022/1845 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
ESAS NO : 2019/496 E 2020/91 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7530 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak çekin teminat çeki olduğunu ve bedelsiz kaldığını, ancak davalı yanca icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin icra takibine dayanak çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davaya konu çekin teminat çeki olmadığını, davacı yanın başka bir çekten bakiye kalan borcu ile birlikte müvekkili tarafından kredi çekilerek davalıya borç olarak verilen para karşılığında davacı yanca müvekkiline verildiğini, ancak davacı yanca müvekkiline ödemede bulunulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanca teminat çeki ve bedelsizlik iddialarının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Davanın takibe dayanak çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olmasına karşın mahkemece hatalı olarak belirlenen dava değeri ve harç ikmali için verilen kesin süre nedeniyle müvekkili tarafından harç ikmal edildiğini, dava dilekçesinde talebin açık olduğunu, takipten borçlu olunmadığının tespiti ile talebin kabul edilmesi halinde dahi yine de müvekkiline fazladan harç yatırtıldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabında bu değerin esas alınmasının doğru olmadığını, müvekkili tarafından ara karara itiraz edilerek ihtirazi kayıt ile ara kararın yerine getirildiğini, gerekçeli kararın ise 16.12.2019 tarihli 4 nolu ara kararada uygun olmadığını, müvekkiline menfi tespit davası arabuluculuktan muaf olmasına karşın lüzumsuz masraf yaptırıldığını, davalı yanın süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile savunmaların genişletilmesi mahiyetindeki beyanlarına muvafakat edilmediğini, MASAK Başkanlığı’na müzekkere yazılmamasının da hatalı olduğunu, tanıkların beyanlarının gözardı edildiğini bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak çekin teminat çeki ve bedelsiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, teminat ve bedelsizlik iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7530 E. sayılı dosyasının incelenmesinden davalı tarafından davacının da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine 30.05.2018 keşide tarihli 300.000,00 TL bedelli çeke istinaden asıl alacak ve ferileri ile birlikte 331.314,59 TL alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda teminat iddia ile birlikte bedelsizlik iddiasının ispatı yükü davacı borçlu üzerinde olup davacı yanca dosya kapsamında teminat iddiası ile birlikte bedelsizlik iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin dava değerine ve bu değer kabul edilerek belirlenen vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, dava dilekçesinde açıkça davacı yanca takibe dayanak bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olup, harca değer olarak da bononun karşılıksız çıkan kısmı gösterilmiştir.
Cevap dilekçesinde davalı yanca harç miktarına itiraz edilmiş olup, 16.12.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı yanca davadaki talebin çekten ve takipten dolayı borçlu olunmadığı istemine ilişkin olduğu belirtilmiş, davalı vekili tarafından iddianın genişletilmesine muvafakat edilmemiş olup, mahkemece 4. nolu ara karar ile 390.994,59 TL esas alınarak harç tamamlanması yönünde kesin süreyi içerir ara karar tesis edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 30.12.2019 tarihli dilekçe ile harç tamamlanmakla birlikte talebin açıkça senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemenin ara kararın hatalı olduğu, ancak sürecin uzamaması için ara kararın gereğinin yerine getirildiği, ara karardan rücu edilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin gerekçeli kararında ise davanın icra takibinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğunun belirlenmesi karşısında eksik harcın 331.314,59 TL dava değeri olduğu gözetilerek eksik harcın ikmal edildiği belirtilmiştir. Ancak vekalet ücretine ilişkin hesaplamada ise yatırılan harç miktarı 390.994,59 TL esas alınmak suretiyle vekalet ücreti belirlenmiştir.
Davacı yanın dava dilekçesindeki talebinin açıkça takibe dayanak çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, ön inceleme duruşmasındaki tarafların beyanları, mahkemenin ön inceleme duruşmasındaki ara kararına ilişkin itiraz dilekçesindeki davacı beyanları dikkate alındığında davacının talebinin açıkça karşılıksız çıkan çek miktarı olan 298.400,00 TL dava değeri olduğu vekalet ücreti hesabında da bu miktarın esas alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/496 2020/91 26/02/2020 kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gerekli 54,40 TL harcın peşin yatırılan 5.095,93 TL’den mahsubu ile artan 5.041,53 TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya geri verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 6,40 TL, posta gideri 11,00 TL olmak üzere toplam 17,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 29.338,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”