Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/839 E. 2021/1198 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
ESAS-KARAR NO : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça icra takibine konu edilen 12/08/2014 tanzim tarihli, 28/08/2014 vade tarihli, 650.000TL bedelli bononun sahte imza ile düzenlendiğini, taraflar arasında bono verilmesini gerektiren bir alışveriş olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek, bonodan dolayı menfi tespit talebinde bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı taraf kendisine yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliler ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; gerek ceza yargılamasında gerekse icra mahkemesinde ve bu dosyada adli tıp raporu kurumu tarafından düzenlene raporlarda bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu, davacı tarafın sahtecilik iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine, icra takibinde vezneye girecek paranın ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği için alacağın %20 si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıyı tanımadığını, davalının bononun alınış nedenine ilişkin iddialarının hayal ürünü olduğunu, taraflar arasında böyle bir alışveriş olmasının mümkün olmadığını, bazı bilirkişi raporlarında bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının belirlendiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya konu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bonodan kaynaklana menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacının davalı tarafça icra takibine konu edilen bono nedeniyle sahtecilik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın bu iddiası üzerine, mahkemece adli tıp kurumu bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporuna esas olmak üzere, bononun tanzim tarihi olan 12/08/2014’den daha önceye ait 23 adet belge toplanarak, mukayeseli inceleme yapıldığı ve inceleme sonucunda davaya konu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğunun belirlendiği görülmektedir.
Aynı şekilde davacının şikayeti üzerine, açılan kamu davası sonucunda Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin… K. sayılı kararı ile davalının beratine karar verildiği, zira o dosyada çelişki üzerine Adli Tıp Kurumundan alınan raporda keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunun belirlendiği ve söz konusu ağır ceza mahkemesi kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yine Aynı bonoya dayanılarak Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesinde…. Esas sayılı dosya ile görülen davada da çelişki üzerine alınan bilirkişi raporunda bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun belirlendiği ve bu nedenle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşdiği görülmektedir. Bütün bu deliler birlikte değerlendirildiğinde mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, yeterli teknik inceleme ve bilgiyi içerdiği anlaşıldığından davacı tarafın bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Bununla birlikte kambiyo senedinin illetten mücerret oluşu dikkate alındığında, davacı tarafın taraflar arasında bu bononun verilmesine ilişkin olarak bir sebep bulunmadığı yönündeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan bu nedenlerle mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.