Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/820 E. 2023/206 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/820 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/206

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …. (…)
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/183 E 2020/39 K

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkili şirket ile …. Şti. adi ortaklık hükümleri gereğince… Mevkiinde 2 adet mandıra yapım işine girdiğini, mandıra yapım işinde nakit paraya ihtiyaç duyan müvekkili şirketin ve ortağı … şubesine ait 3 adet çekini hatır çeki mahiyetinde kullandığını, müvekkili ve ortağının bu 3 adet çek yaprağından 1 tanesini 150.000,00 TL bedelli, 23/12/2016 keşide tarihi ile … isimli kişiye, 1 tanesini 150.000,00 TL bedelli, 30/11/2016 keşide tarihi ile …. Şti.’ye, 1 tanesini de 80.000,00 TL bedelli 06/11/2016 keşide tarihi ile …. Şti. İsimli şirkete verdiğini, müvekkillerinin ve ortağı olan …. Şti. ile yetkilisi … kullanmış oldukları bu üç hatır çeklerinin keşide tarihleri ile aynı vade tarihlerini taşıyan alacaklıları davalı … Şti. Olan 11/10/2016 keşide, 23/12/2016 vade tarihli ve 150.000,00 TL bedelli, 11/10/2016 keşide, 30/11/2016 vade tarihli ve 150.000,00 TL bedelli 11/10/2016 keşide 06/11/2016 vade tarihli ve 80.000,00 TL bedelli 3 adet teminat senedini imzalayarak davalı şirket yetkilisi adına vekaleten hareket eden …’e teslim ettiğini, taraflar arasında gerçekleşen bu işin 11/10/2016 tanzim tarihli protokol başlıklı belge ile de yazılı hale geldiğini, hatır çeklerinin ödenmesine karşın teminat olarak verilen bonoların Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2017/464 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve müvekkilleri lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, protokolde açıkça davalı şirket tarafından davacılar ve dava dışı diğer borçlulara verilen çeklerin vadesinde ödenmemesi halinde çek bedeli kadar verilen senetlerin geçerlilik kazanacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin verdiği 80.000,00 TL bedelli 06.11.2016 keşide tarihli alacaklısı …. Şti. olan çekin ve 150.000,00 TL bedelli 23.12.2016 keşide tarihli alacaklısı … isimli kişi olan çeklerin ödenmemesi nedeniyle bu çeklerin müvekkili tarafından ödendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, protokol uyarınca çeklerin davalı tarafından teslim edildiği, söz konusu çeklere ilişkin davacıların ödemeleri ispat edemediği ve çeklerin davalının elinde olduğu, söz konusu çeklere karşılık verilen bonolar yönünden davacıların sorumluluğun bulunduğu, davalının takipte haklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacılar vekili tarafından;
Davalının kendisinin keşide ettiği ve bankaya ibraz edilmemiş çekin kendi elinde bulunması davalının bu çekle ilgili ödeme yaptığına karine olarak kabul edilemeyeceği, dava konusu çeklerin hatır çeki olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, bu çeklerin iptal edilerek bankaya iade edilmiş olması ile geçersiz hale geldiği, taraflar arasındaki protokol gereğince bonoların kambiyo vasfında olmadığı, ayrıca mahkemece hatalı olarak kötüniyet tazminatına karar verildiği, senet üzerindeki tahrifat iddiaları üzerinde durulmadığı, mahkemece ispat yükünde hataya düşüldüğü, davalı yanca ödeme yapıldığı ise ispat edilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bonoların teminat bonosu olup olmadığı ve davacı yanın bu bonolar nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, teminat iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2017/464 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde alacaklısının davalı …, borçluların davacılar … Şti.ve … ile dava dışı protokol tarafı olan … Şti.ve … olduğu, takibin dayanağının 06/11/2016 tarihli 80.000,00 TL bedelli bono ile 30/11/2016 vade tarihli 150.000,00 TL bedelli bono olduğu, takip çıkış miktarının 233.220,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde harca esas değer olarak 230.000,00 TL gösterilmiş olup, mahkemece davacının talebi nazara alınarak HK 32. maddesi uyarınca işlem yapılmaksızın davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Davacı dava konusu çeklerin hatır çeki olduğunu, bu hususun taraflar arasında düzenlenen 11/10/2016 tarihli tutanakla da belirlendiğini ileri sürerek bu çeklerden dolayı verilen senetlerden ötürü borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiş olup, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi ile söz konusu çek ve bono alışverişinin protokole bağlandığını, çeklerin ödenmemesi sebebiyle bonoların takibe konulduğu belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
Takibe dayanak senet fotokopilerinin incelenmesinden unsurlarının tam ve eksiksiz olduğu “nakden” kaydını ihtiva ettiği anlaşılmıştır.
Davacı yanca yukarıdaki anlatımlarından teminat iddiası ile senet metni talil edilmiş olup, davalı tarafında da teminat iddiası kabul edilmekle birlikte senet bedelinin ödendiği halde senedin icra takibine konu edildiği savunulmuştur. Somut olayda çift taraflı talil söz konusu olup, ispat yükü yine davacı yandadır. Davacı yanca hatır çeklerinin kendisi tarafından ödenerek davalıya iade edildiği ispat edilerek senetlerin bedelsiz olduğu kanıtlanmalıdır. Dosya kapsamına sunulan belgelerin incelenmesinden davacı yanca usulüne uygun yazılı delillerle senet bedellerinin ödendiği ispat edilememiştir.
Ne var ki dava dilekçesi incelendiğinde davacı yanın aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacı yanın yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, harç eksikliği tamamlandıktan sonra davacı yanın yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/183Esas, 2020/39Karar ve 22/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 22/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”