Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/8 E. 2022/1886 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/8 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1886

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/524 E 2019/554 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZILDIĞI TARİH :13/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin iradesinin davalı tarafından sakatlanarak para ihtiyacı olan kişileri istismar ederek zor durumundan yararlanarak ödünç verme vaddi ile senedin düzenlenerek müvekkiline imza ettirildiğini, gerçek bir alacak borç ilişkisine konu olmayan senedin icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin devamına, % 20 kötü niyet tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının davalıdan borç para istediğini, parayı geri ödeme hususu ile ilgili olarak borç senedi vermeyi teklif ettiğini, davalının bu teklifi kabul ettiğini, borcu ödeyemeyince senedin icraya konulduğunu, takip başlatıldıktan sonra davacının icra dairesine giderek ödeme emrini müdürlükten bizzat kendisinin yazılı talebi üzerine tebliğ aldığını, emeklilik maaşından aylık olarak kesinti yapılması için yazılı muvafakatname verdiğini, yapılan icra takibinin usullere aykırı olmadığını, icra takibinin başlatılması ve devamındaki tüm yasal işlemlerin icra müdürlüğü tarafından yapıldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; somut olayda davacı, davalı ile aralarındaki hukuki ilişki ve bononun kendisi tarafından imza edildiğini ikrar etmekle dolandırıldığı iddiasına dayandığı, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacı borçlunun iddialarını ispat edemediği, bono ve icra takibinden kaynaklı olarak dolandırıldığına yönelik davacının yapmış olduğu şikayetler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildiği ve bu yönüyle de iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkile kredi verilmesi vaadiyle kendisinden senet alındığını, icra takibinin açıldığı gün ödeme emrinin Müdürlükten elden tebliğ yapıldığı, aynı gün müvekkilin emekli maaşından kesinti yapılması yönünde muvafakatname verildiğini, Ayrıca davalının Kızılay gibi meydanlara “Emekliye kredi ve nakit para verilir.” şeklinde ilanlar dağıttığı hususu ile yine davalının alacaklı olduğu icra dosyaları ile hakkındaki soruşturma ve ceza dosyalarının celbi halinde bu eylemlerin müvekkille sınırlı olmadığını, davalının bu yönde başka dosyalarının da olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilinin iradesi sakatlanarak alınan senedin bedelsiz olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe ve davaya konu senedin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlenip düzenlenmediği ve bedelsizlik iddiasına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, aldatma, hile ve bedelsizlik nedeniyle düzenlenen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı taraf dava konusu bononun hile ile alındığı, ve bedelsiz olduğunu belirterek menfi tespit talebinde bulunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ve dava dışı kişilerin şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı hakkında tefecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan dava üzerine Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/226 Esas Sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda; ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Dolayısıyla ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Bu nedenle yukarıdaki davalardaki maddi olgunun tespitine ilişkin Yargıtay kararının hukuk hakimini bağlayacağı gözetildiğinde ceza mahkemesi kararlarının beklenmesinde hukuki yarar bulunmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile yukarıda belirtilen ceza davasının sonucu bekletici mesele yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/524Esas, 2019/554Karar ve 16/07/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”