Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/789 E. 2023/266 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/789 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/266 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
ESAS NO : 2017/320 E 2020/146 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında 27/02/2016 tarihli …model (sıfır) katı-sıvı ayırıcı dekantörün (santrifüj) satışı konusunda makine satış sözleşmesi yapıldığını, makinenin en geç 27/03/2016 tarihinde teslimi gerekirken 02/06/2016 tarihinde teslim edildiğini, makinenin randıman vermediğini, müvekkilin dekantörü kullanamamasından dolayı da zararı oluştuğunu belirterek sözleşmeye aykırı şekilde makinenin geç tesliminden kaynaklanan 27/03/2016-02/06/2016 tarihleri arasındaki zarar ziyan tazminatının, arıza için gönderilen makinenin geç iadesinden ve kurulumundan kaynaklanan 31/10/2016 tarihinden dava tarihine kadar oluşan zarar ziyan tazminatının hesaplanarak şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle amacına uygun kullanılmayan dekantörün bedeli için şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile geç teslimden kaynaklanan zarar talebini 63.000,00 TL, geç onarıma bağlı geç teslimden kaynaklanan zarar talebini 154.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, yanlar arasındaki yapılan sözleşme gereğince davalının üstlendiği satım işinin ifasını geciktirdiği, 27.02.2016 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre 30 gün içinde yani en geç 29.03.2016 tarihinde davalının makineyi teslim etmesi gerekirken 02.06.2016 tarihinde teslim ettiği, 63 gün gecikme nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan haliyle her gün için 1.000,00’er TL den 63.000,00 TL gecikme tazminatı ödenmesi gerektiği, makinenin 29.10.2016 tarihindeki arızasının ancak 07.04.2017 tarihinde giderilip kurulumunun yapıldığı, sözleşmede en geç 24 saat içerisinde cevap vereceği ve 36 saat içinde arızanın giderileceği aksi taktirde bu sürelerin uzaması halinde yine her gün için 1.000,00 TL zarar ziyan tazminatı kararlaştırıldığı, bu kapsamda 154 günlük gecikme nedeniyle de 154.000,00 TL tazminat ödenmesi gerektiği, davacı yanca her ne kadar dava dilekçesinde bu taleplerin yanında makine bedeli de talep edilmiş ise de sözleşmenin tamamen feshi halinde ancak bunun talep edilebileceği, zarar ziyan talebi kapsamında ve makinenin halen davacı da bulunması nedeniyle bu talebinin yerinde olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Davacı yanca makinenin ayıplı olması nedeniyle muayene ve ayıp ihbar sürelerine uyularak müvekkiline bildirimde bulunulmadığını, yasada düzenlenen 2 ve 8 günlük sürelerin Mahkemece resen nazara alınması gerektiğini, ayıp ihbarının makinelerin tesliminden yaklaşık 3 ay sonra yapıldığını, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda ayıp ihbar sürelerinin zamanında yapılmadığı belirlemesine karşın mahkemece raporun aksine gerekçe benimsenmesinin doğru olmadığını bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesi konusu malın ayıplı olup olmadığı, bu ayıbın davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, malın geç teslimi ve geç onarımına bağlı geç teslimden kaynaklanan zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği ve zararın kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle satım bedelinin iadesi ile satım sözleşmesinin geç ifasından kaynaklanan zarar ile birlikte arızanın bildirimine rağmen geç onarımdan kaynaklanan zarar istemine ilişkin alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya içerisine toplanan belgelerden, tarafların imzalamış oldukları 27.02.2016 tarihli makine satış sözleşme ile davalının ” Katı Sıvı ayırıcı Dekantör kapasite/saatte 2,5-3 ton model… marka Dekantör” satışını üstlendiği, satış sözleşmesinde makinenin kurulumu, ilk bakımı satıcıya yani davalıya ait olup makineye iki yıl süre ile garanti verildiği, makinenin sözleşme tarihinden itibaren 30 gün içinde teslim edileceği ve çalıştırılacağı bu süre zarfında teslim edilip çalıştırılmaz ise satıcı tarafından her gün için 1.000,00 TL zarar ziyan tazmini ödeyeceği, makinenin kapasitesinin 2,5-3 ton olarak çalışacağı, kemik yağının makineye girişi % 30-35 katı tortu olarak makineden çıkacağı, tortu oranı makinedeki yağ oranına % 4 olacağı, çıkan tortu oranının %1 -2 arası olacağı, bu değerler dışındaki değerlerin kabul edilmeyeceği, makinenin satıcıya iade edileceği, makinenin kurulumundan itibaren 10 yıl boyunca satıcıdan başka kimse tarafından sokumu ve bakımının yapılmayacağı, tüm sokum ve bakım işlerinin satıcı tarafından yapılacağı, alıcının bu maddeye uymaması halinde 100.000,00 Euro cezai şart ödeyeceği, makine da meydana gelen arızalar nedeniyle alıcı tarafından satıcıya yapılan yazılı talebe 24 saat içerisinde cevap verileceği ve arızanın 36 saat içerisinde satıcı tarafından giderileceği, bu sürenin uzaması halinde her gün için 1.000,00 TL zarar ziyan tazminatının alıcıya ödeyeceği kararlaştırılmıştır.
Davacı yanın taleplerinin üç ayrı başlık altında değerlendirilmesi ile birlikte istinaf edenin sıfatı da nazara alınarak yapılan inceleme sonucunda, davacının ilk talebi satım sözleşmesine konu makinenin ayıplı olması nedeniyle satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece sözleşme konusunun gizli ayıplı olduğu kabul edilerek makine bedelinin sözleşmenin fesh edilmemesi nedeniyle bedel isteminin yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamında talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporlarında satım sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu tespit edilmiş olmasına karşın ayıbın niteliği üzerinde durulmadığı görülmüştür. Mahkemece daha sonra dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ise ayıbın gizli ayıp niteliğinde olmadığı ve ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediği belirtilerek alternatifli görüş olarak mahkemece gizli ayıplı olduğunun kabulü halinde şeklinde bir görüş ileri sürülmüştür. Mahkemece konusu uzmanlık gerektiren bir konuda ayıbın niteliği tereddütsüz bir biçimde belirlenmeksizin satım sözleşmesine konu ayıbın gizli ayıp olarak nitelendirilmesi doğru değil ise de taraflar arasındaki sözleşmeden dönülmediğinden davacının bu kalem talebinin reddi kararının davacı yanca istinaf edilmediği gözetildiğinde mahkemenin gerekçesinin bu yönden düzeltilmesi ile yetinilmesine karar verilmiştir.
Davacı yanın sözleşmenin geç tesliminden kaynaklanan zarar talebinin irdelenmesine gelince, yanlar arasındaki yapılan sözleşme gereğince davalının üstlendiği satım işinin ifasını geciktirdiği, 27.02.2016 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre 30 gün içinde yani en geç 29.03.2016 tarihinde davalının makineyi teslim etmesi gerekirken 02.06.2016 tarihinde teslim ettiği, 63 gün gecikme nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan haliyle her gün için 1.000,00’er TL den 63.000,00 TL gecikme tazminatı ödemesi gerektiği mahkemece hüküm altına alınmış ise de bu kalem talebin ayıp ile ilgisi bulunmadığı sözleşme konusu malın teslimi sırasında cezai şartın talep edileceğine dair ihtirazi kayıt konulmadığından mahkemece bu kalem talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davacı yanın onarıma bağlı geç teslim nedeniyle uğradığı zararın tazminine yönelik talebinin incelenmesine gelince makinenin 29.10.2016 tarihindeki arızasının ancak 07.04.2017 tarihinde giderilip kurulumunun yapıldığı, sözleşmede en geç 24 saat içerisinde cevap vereceği ve 36 saat içinde arızanın giderileceği, aksi taktirde bu sürelerin uzaması halinde yine her gün için 1.000,00 TL zarar ziyan tazminatı kararlaştırıldığı, bu kapsamda 154 günlük gecikme nedeniyle de 154.000,00 TL tazminatı ödemesi gerektiği, mahkemece hüküm altına alınmıştır. Onarımdan kaynaklanan geç teslimden kaynaklanan zararın ayıp ile ilgisi bulunmadığı, teslim sırasında tutanakta geç teslimden bahsedildiği, geç teslimin ortaya çıkması ile birlikte dosya kapsamında ihtarname keşide edildiği gözetildiğinde davacı yanın bu kalem alacak talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından davalı yanın istinaf itirazlarının bu kalem yönünden reddi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/320 Esas, 2020/146 Karar ve 26/02/2020 kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davacının dekantör bedelinin tahsiline yönelik talebinin REDDİNE,
b-Makinenin geç teslimi nedeniyle talep edilen tazminat miktarının REDDİNE,
c-Makinenin geç iadesi ve kurulumunda yaşanan gecikme nedeniyle 154.000,00 TL’nin 28/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
d-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 10.519,74 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan toplam 3.723,16TL harcın mahsubu ile bakiye 6.796,58TL harcın davalıdan alınarak hazineyi irat kaydına,
e-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 18.580,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 9200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yatırılan 31,40 başvurma harcı, 34,16 peşin harç ve 3.689,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.754,56TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ğ-Davacı tarafından posta, müzekkere ve tebligat gideri olmak olmak üzere yapılan 3.085,56TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.179,71TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
h-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 51,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1.maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”