Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/779 E. 2023/124 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/779 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/124

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …. (…)
ÜYE : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/111 E 2020/185 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin …. A.Ş. ticari faaliyeti kapsamında davalı…. A.Ş. ile de alım satım ilişkisi gerçekleştiğini, söz konusu ilişkiye istinaden anılan ürün ve hizmet bedellerini davalı şirkete ödediğini, müvekkili şirketin e- faturalara dair kullanmış olduğu paket program aracılığıyla 17 Kasım 2017 tarihli, 145.800,00 TL tutarlı faturaya ilişkin “davalı şirketin düzenlediği kağıt faturanın elektronik ortamda görünmediğinin” tespit edildiğini, müvekkili şirketin uzun yıllar iş ilişkisi içerisinde olmasına dayanarak iyiniyetli olarak teknik bir sorun olduğunu düşünerek, davalı şirkete anılan kağıt faturanın elektronik ortamda görülmediğini, fatura düzenleme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde, bunun mümkün olmadığı halde geriye dönük olarak e-fatura düzenleyebileceklerini, aksi halde – kağıt faturalar ibraz edilmiş ise de – işbu faturaya istinaden toplam 10.800,00 TL tutarındaki KDV indiriminden faydalanamayacaklarını şifahen bildirdiğini, ancak davalı tarafın e-fatura düzenlememesi nedeniyle müvekkilinin KDV indiriminden faydalanamadığını belirterek müvekkili şirketin uğramış olduğunu toplam 10.800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı yanın huzurdaki davaya konu ettiği fatura ile ilgili müvekkiline yazılı ya da sözlü herhangi bir müracaatı, itirazı bulunmadığını, yasal süresi içerisinde itiraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı yanın taleplerininde bu nedenle yerinde olmadığını, e-fatura ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı 421 numaralı VUK Genel Tebliği’nin 5.4 bölümünde ”Elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilen mükellefler, elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kağıt ortamında fatura düzenleyemediklerini düzenlemeleri halinde kağıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklinde bir ifade var olduğunu, böyle bir ifadenin söz konusu faturanın hem gider olarak kaydı hem de KDV indirimi yönünden sorun yaratmakta olduğunu, ancak 448 numaralı VUK Genel Tebliği ile 421 numaralı tebliğin bu bölümü yürürlükten kaldırıldığını, basılı fatura düzenlenmemesinin davacı yanın iddia ettiğinin aksine KDV indiriminden yararlanmaya engel olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, fatura tarihinde yürürlükte olan 448 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne göre davacının talebinin yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların karşılanmadığı, rapordaki değerlendirmelerin hatalı olduğu, zira müvekkilinin tebliğ değişikliği sonrasında e-fatura mükellefi tarafından kağıt fatura kullanması durumunda VUK 353. maddesi uyarınca usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalabileceği, Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın dosya kapsamındaki yazısından da bu durumun ortaya çıkacağı, müvekkilinin ceza ile karşılaşmaya mahkum edilmesinin doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık 448 numaralı VUK Genel Tebliği ile 421 numaralı tebliği uyarınca davacının zararının bulunup bulunmadığı ve var ise kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı tarafından e-fatura kesilmesi gerektiği halde kağıt fatura kesilmesi, kağıt fatura nedeniyle KDV indiriminden yararlanılamadığından bahisle oluşan zararın tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu 17/11/2017 tarihli fatura suretinin ibraz edildiği görülmüştür.
04/04/2015 tarih, 29316 sayılı Resmi Gazetede yayımlanılan ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili maddelerinin verdiği yetki çerçevesinde yayımlanan 448 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde (Sıra No…)’nde “aşağıdaki düzenlemelerin yapılmasına gerek duyulmuştur. 1. Tebliğin “3.1. Kapsama Giren Mükellefler” bölümüne aşağıdaki bölüm eklenmiştir. “3.1.7. Bu Tebliğ kapsamında elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler elektronik fatura uygulamasına geçmek ve elektronik defter kullanmak zorundadır. Uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.” 2. Tebliğin “5. Sorumluluk ve Cezai Yaptırımlar” bölümünün 5.1. bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “5.1. 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında bilgi işlem sistemlerinin entegrasyonuyöntemiyle elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükellefler, sistemlerini kesintisiz 7 gün 24 saat fatura ve ilgili mesajları alabilir ve gönderebilir halde açık tutmak zorundadırlar. Mücbir sebepler dışında bu zorunluluğa uymayan mükelleflerin entegrasyon izinleri iptal edilecek olup, Başkanlık tarafından portal hesapları otomatik olarak açılacaktır. Entegrasyon izni iptal edilen ve portal hesapları açılan mükellefler isterlerse Başkanlıktan izin almış bir özel entegratör ile de anlaşabilir ve elektronik fatura uygulamasını özel entegrasyon yöntemi ile de kullanabilirler.” düzenlemesinin getirildiği görülmüştür.
3. Tebliğin 5.4. bölümü bu Tebliğin yayım tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.
448 Sıra Nolu VUK GT ile kaldırılan bölümün ise “5.4. Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükümlerinin bulunduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki ihtilafın e-fatura düzenlenmemesi nedeniyle KDV iadesinden yararlalanmamaktan kaynaklı zarar olduğu, ancak zarar nedenin davalı işlemlerinden kaynaklanmadığı, davacının güncel değişikliği sehven atlayarak, eski 04/04/2015 tarih değişikliği öncesi VUK GT hükümlerine göre dava açmasından kaynaklandığı ve muhtemel zarar olarak değerlendirilmekte ve sorumluğun davacı tarafa ait olduğu …” bildirilmiştir.
Davacı yanca bilirkişi raporuna gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiş, mahkemece davacı yanın itirazları karşılanmaksızın esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece somut olayda davalı yanca e-fatura düzenlenmesi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise hangi gerekçe ile e-fatura düzenlenmediği, anılan gerekçenin VUK 353. maddesi kapsamında davacının başvurusu halinde özel usulsüzlük cezası ile karşılaşıp karşılaşmayacağı, karşılaşacak ise bunun davacı hakkındaki sonuçları ve var ise davacı alacağının kapsamı tespit edilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi tarafların dayanmış olduğu tüm delillerin toplanarak değerlendirilmesi zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/111Esas, 2020/185Karar ve 26/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”