Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/74 E. 2022/1625 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/74 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/1625 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
ESAS NO : 2018/563 E 2019/910 K

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirketle davalı şirket arasında 05.08.2015 tarihli Hazır Beton Satış Sözleşmesi bağıtlandığını, sözleşme gereği, davalıya hazır beton tedarik edildiğini, tedarik edilen hazır beton faturalarından 07.11.2017 tarihli, 14.11.2017 tarihli, 21.11.2017 tarihli, 28.11.2017 tarihli ve 30.11.2017 tarihli, olmak üzere toplamda 48.875,60-TL tutarında 5 adet faturanın davalıya teslim edildiğini, tanzim edilen faturalara ve cari hesap borcuna istinaden davalının 12.01.2018 tarihinde 13.735,60-TL tutarında ödeme yaptığını, bakiye borcu olan 35.140,00-TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili şirketle davalı şirket arasında 05.08.2015 tarihli Hazır Beton Satış Sözleşmesi bağıtlandığını, sözleşmenin 6.maddesinde, “Alıcı’nın Florium Yaşamkent konutlarından hazır beton satın alınması ile ilgili olarak Satıcı’ya blok ve daire numaraları belirtilmiş olan ve davacı şirket yetkilisi …’a ait 4 adet dairenin hazır beton karşılığı Barter usulü verilmesinin kararlaştırıldığını, tapuların ve satış haklarının sözleşmenin imzasıyla birlikte (karşılığında teminat çeki verilmesi şartıyla) alma hakkına sahip olduğunu… 09.11.2017 tarihinde dava dışı …’e devredildiğini, müvekkilinin bahsi geçen 4 dairedeki mülkiyet hakkını, 05.08.2015 tarihli sözleşmenin akdedilmesiyle ortadan kalktığını, sözleşme gereği mülkiyetin davacı şirkete geçtiğini, davacının talebi üzerine, bahsi geçen dairelerin tamamının aidatlarının, sözleşme tarihinden itibaren 3.kişilere satıldıkları tarihe kadar davalı şirket tarafından ödendiğini, ödenen 35.140,00-TL aidat bedeli için davacı şirkete 31.12.2017 tarihli, fatura düzenlendiğini, faturanın, davacı şirket tarafından davalı şirkete iade edildiğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, bildirerek davanın reddine, %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; usulünce tutulmakla sahipleri yararına delil olma özelliği taşıyan kayıtlara göre takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten 35.140,00 TL bakiye alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise borcunun bulunmadığı, cari hesap kapsamında, davacının düzenlediği ve sözleşme gereği iş karşılığı verilen dairelere ait aidat yansıtma faturasıdır, açıklamalı 31/12/2017 tarihli 35.140,00 TL bedelli faturanın da davacı kayıtlarında yer almadığı, icra takip tutarının da, bu fatura bedeli kadar olduğu, davalı, taraflar arasındaki mevcut hazır beton sözleşmesi başlıklı sözleşmenin, ödemelerin düzene ve ödemelerin şekli başlıklı 6.maddesi kapsamında … Konutlarından 4 adetini hazır beton iş karşılığını, Barter usulü davacıya satın aldığı beton karşılığında verdiğini, söz konusu dairelerin istenildiği tarihte mülkiyetini vermesi nedeni ile sözleşme sonrası bu dairelerin faturaya konu aidat bedelinden sorumlu olmadığını savunduğu davacı ise, sözleşme ile taşınmazların mülkiyeti kendilerine geçmediği için istedikleri üçüncü kişiye taşınmazın mülkiyetinin geçirildiği tarihe kadar olan aidat borçlarından davalının sorumlu olduğunu iddia ettiği, davacının belirttiği şekilde TMK. 705/1.maddesi uyarınca taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının, tescil ile olacağı, Kat Mülkiyeti Kanununun 23.maddesi uyarınca da, aidat bedelinden kat malikinin sorumlu olduğu, ancak, taraflar arasındaki sözleşme ile sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkı davacıya geçmiş olup, bu nedenle de aidat borçları taraflarınca ödendiği, bu aşamadan sonra usulünce mülk sahibi olmadıkları gerekçesi ile ödediği belirtilen aidatın davalıdan tahsilini talep etmelerinin, TMK.2.maddesinde düzenlenen herkes haklarını kullanırken iyi niyetli davranmak zorundadır ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; dava konusunun taraflar arasında imzalanan 05.08.2015 tarihli Hazır Beton Satış Sözleşmesi kapsamında davacının, davalıya beton vermiş ve davalı adına hazır beton satış bedeli faturaları tanzim etmiş, işbu faturalar da taraflarca ticari defterlere kaydedildiğini, Hazır Beton Satış Sözleşmesi’nin 6.maddesinde 4 adet dairenin hazır beton karşılığı barter usulü olarak davacı/hazır beton satıcısı müvekkiline verileceğinin düzenlendiğini, davalı, sözleşme ilişkisinin sonunda cari hesap borcunun bakiye 35.140,00.-TL’sini davacıya ödemeyerek bunun yerine barter olarak kararlaştırılan 4 adet bağımsız bölümün aidat bedelinin ödendiğinden bahisle – “iş karşılığı verilen dairelere ait aidat yansıtma faturasıdır” açıklamasıyla 31/12/2017 tarihli ve 35.140,00.-TL bedelli faturayı düzenlemiş ise sözleşmeye ve hukuka aykırı işbu faturaya süresi içerisinde itiraz edilerek iade edildiğini, taşınmaz mülkiyetinin müvekkiline geçmediğini, taşınmazların tapu devir işlemi yapılıncaya kadar aidat bedellerinden davacının sorumlu olduğuna ilişkin bir düzenleme de bulunmadığını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki 05/08/2015 tarihli “Hazır Beton Sözleşmesi ” başlıklı sözleşme kapsamında davacının davalıya satıp teslim ettiği, hazır beton satışı nedeniyle alacaklı olup olmadığının belirlenmesi hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı hazır beton satışından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/4316 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı (alacaklı) tarafından davalı (borçlu) aleyhine cari hesap alacağı dayanık gösterilmek sureti ile 35.140,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile tahsili amacıyla 30/03/2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 03/04/2018 tarihinde borçluya tebliğ olunduğu, 04/04/2018 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi incelemesi sonrasında, usulünce tutulmakla sahipleri yararına delil olma özelliği taşıyan kayıtlara göre takip tarihi itibari ile cari hesaba ilişkin alacağa dair düzenlenen faturaların kayıtlı olduğu kayıtların birbirini doğruladığı daha sonra davalı tarafından aidat yansıtma faturası adı altında düzenlenen faturanın davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından ise faturanın iade edilerek davacı ticari defter kayıtlarında yer almadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki hazır beton satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin, ödemelerin düzeni ve şekli başlıklı 6.maddesi kapsamında: … Konutlarından 4 adetini hazır beton iş karşılığını, Barter usulü davalının satın aldığı beton karşılığında vermiştir.
Davacı savunmasında; mal değişimi sözleşmesi karşılığında davacıya bağımsız bölümleri istenildiği tarihte mülkiyetini verebileceği için sözleşme sonrası bağımsız bölümlerin faturaya konu aidat bedelinden davacının sorumlu olduğunu, davacı ise, sözleşme ile taşınmazların mülkiyetinin kendilerine geçmediği için istedikleri üçüncü kişiye taşınmazın mülkiyetinin geçirildiği tarihe kadar olan aidat borçlarından davalının sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
6098 Sayılı Yasa TBK. 282. Maddesi ile mal değişim sözleşmesi, taraflardan birinin diğer tarafa bir veya birden çok şeyin zilyetlik ve mülkiyetini diğer tarafın da karşı edim olarak bir veya birden çok zilyetlik ve mülkiyetini devretmeyi üstlendiği sözleşmedir şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre mal değişim sözleşmesi para kullanılmaksızın sözleşmenin taraflarına ait malların zilyetliğini ve mülkiyetini birbirine devir yükümlülüğü altına sokan ve iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.
Taraflar arasında hazır beton teslimi karşılığında kurulan sözleşmeye dayanarak inşaat işi yapan davalı şirketin yaptığı bağımsız bölümlerden birden fazla taşınmazı bedel olarak davacıya verme konusunda anlaşmaya varılarak mal değişim sözleşmesi kurulmuştur.
Mal değişim sözleşmesi için şekil şartı bulunmamaktadır. Ancak değişime konu malın devri resmi şekil şartına tabi tutulmuş ise mal değişim sözleşmesi de resmi şekil şartı ile kurulmak zorundadır. Aksi halde sözleşme geçersiz kabul edilecektir. Taşınmaz mülkiyetinin devri resmi şekle bağlı olduğu için inşaat yapan davalı şirketin borç yükümlülüğünü yerine getirmesi için satış sözleşmesini yahut satış vaadi gibi bir ön sözleşme kurulması halinde bu ön sözleşmeyi resmi şekilde yapması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı hazır betonu teslim etmiş, davalıda mal bedelinin karşılığı olan taşınmazları tapu sicil müdürlüğünde dava dışı şahıslara davacı adına 06/11/2017, 02/10/2017, 09/11/2017 tarihlerinde taşınmazları devir ve teslim ettiği anlaşılmakla anılan bu tarihlerden sonra tahakkuku yapılan 31/12/2017 tarihli faturaya konu geçmiş dönemlere ait aidat bedelinden takasla davacının sorumlu tutulamayacağı düşünülmeden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarıyla sabit olan davacının hazır beton satışından kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik davalının itirazının iptaline, takibin devamına, ve alacak likit olmakla %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE;
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/563 Esas, 2019/910 Karar ve 17/10/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-Davacının davasının KABULÜNE,
3-a)Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/4316 takip sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine girişilen takibe vaki itirazın iptali ile takibin 35.140,00TL asıl alacak üzerinden icra takibinde belirlenen şartlar geçerli olmak üzere devamına,
b)İİK m. 67 uyarınca kabul edilen tutar üzerinden hesap edilen %20’si oranında 7.000,28 – TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.400,41TL harçtan peşin alınan 424,41TL harcın mahsubu ile bakiye 1.976,00TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d)Davacının yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafça yatırılan 35,90TL başvurma harcı, 424,21TL peşin harç olmak üzere toplamı 460,11 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
f)Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, posta giderinden oluşan 784,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g)Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
h)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf aşamasından yapılan harç masraf yönünden
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70TL harçtan peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 25/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”