Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/676 E. 2022/1709 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/676 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2020
ESAS NO : 2019/163 E. 2020/189 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine 240.000,00 TL bedelli bonoya dayalı icra takibi başlattığını, müvekkilinin böyle bir senet düzenlemediğini, icra takibinden önce tanımadığı kişiler tarafından müvekkilinin aranarak rahatsız edildiğini, daha sonra bu kişilerin senetten bahsetmek suretiyle para istediğini, konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verildiğini, senedin imza kısmının başka yerden kopyalandığını, senedin sahte olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının takip dayanağı senet altındaki imzanın tarafına ait olmadığı gerekçesiyle eldeki davayı açtığı, bilirkişi raporunda dava konusu senetteki borçluya ait imzaların davacı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davacının senet nedeniyle borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalı lehine tazminata karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda hatalı olarak sadece imzanın müvekkiline ait olup olmadığı yönünden inceleme yapıldığını, ancak dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarda imzanın müvekkiline ait olmadığının değil müvekkiline ait başka yerde bulunan gerçek imzalarından kopyalanmak suretiyle dava konusu senet üzerine sonradan ilave edildiğinin beyan edildiğini, yine dava konusu senet üzerinde bulunan tanzim tarihi, vade tarihi, bedel, yetki kısımlarının tamamının sonradan doldurulmuş olduğu yönündeki sahtecilik iddialarının da incelenmediğini, alacak yargılamayı gerektirdiğinden tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, dava konusu senetle ilgili savcılık dosyalarının sonucunun beklenmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının senet nedeniyle sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Öncelikle mahkemenin görevli olup olmadığı hususu incelenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi gereğince, senette düzenleme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02/10/1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı senette düzenleme yeri bulunmadığından ve davacı keşidecinin isminin yanında herhangi bir idari birim yazılı olmadığından senet kambiyo senedi vasfında olmadığı gibi taraflar gerçek kişi olup tacir olduklarına dair bilgi, belge ve iddia bulunmamaktadır. Bu belirlemeye göre davanın mutlak ve nisbi ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığı incelemekle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle görev dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf istemleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının …353/1-a-3.maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/163 Esas 2020/189 Karar sayılı 09/03/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-…nın 353/1.a.3.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/(1).a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”