Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/666 E. 2023/256 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/666 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/256 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2020
ESAS NO : 2015/394 E. 2020/77 K.

DAVACI : ….
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında mal satışına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe ve borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere, tüm dosya kapsamına ve taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre davacıda kayıtlı 5.000,00 TL bedelli mükerrer fatura dışında 16 adet satış faturası karşılığı 134.802,72 TL bedelli ürünün davacı tarafından davalıya satılıp teslim edildiği konusunda taraf kayıtlarının uyuştuğu, ödeme miktarının davacı defterlerine göre 110.760,00 TL, davalı kayıtlarına göre 134.377,06 TL olduğu, davalı kayıtlarındaki ödemenin 113.798,98 TL’sinin banka aracılığı ile yapılmış ödeme olup ayrıca …aracılığı ile 8.678,00 TL ve… aracılığı ile 11.891,08 TL çekle yapılan ödeme kaydının yer aldığı, davalının bu kişilerin davacı adına para tahsil etme yetkisi olan kişilerden olduğu ve bu kişiler tarafından davacıya ödeme yapıldığını ileri sürdüğü, davacının iddiayı kabul etmediği, ticaret sicil özet bilgileri ve SGK kayıtlarından bu kişilerin davacı şirket ile bağlantısının kurulamadığı, yine bu kişilerin davacının banka hesabına ödeme yapmadıklarının tespit edildiği, çeklerde davacının sıfatının bulunmadığı, anılan kişilere yapılan ödemelerin kabul edilmediği, davacı defterlerindeki ödeme kaydına itibar edilmekle davacının toplam 24.042,70 TL asıl alacak, 5,93 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının nakliyecileri olan … ve …’e yapılan ödemelerin davacının talimatı ile yapıldığını, müvekkili tarafından …’a banka aracılığı ile gönderilen havalelerde … açıklamasının bulunduğunu, yine …’in çekleri teslim alırken … adına aldığını, … ve … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan yapılan şikayet üzerine savcılık soruşturmasının devam ettiğini, davacının gerçeğe aykırı ve eksik tutulan defterlerine göre karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının cari hesap nedeniyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dayanak Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2014/18882 esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 02/09/2014 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 29.146,16 TL asıl alacak ve 79,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.225,21 TL’nin tahsili için İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2014/24656 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, davalı alacaklı tarafından yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği ve Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2014/18882 esasına kaydedildiği, davalı borçlunun ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından düzenlenen 16 adet toplam 134.802,72 TL bedelli satış faturasının tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerine göre 113.798,98 TL banka ödemesi, 8.678,00 TL dava dışı … …’a yapılan ödeme, 11.891,08 TL dava dışı…’a iki çekle yapılan ödeme sonucunda davalının davacıya borcunun bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre ise, 16 adet toplam 134.802,72 TL bedelli fatura dışında 1 adet 5.000,00 TL mükerrer fatura ve 110.760,00 TL banka ödemesi sonucunda davacının alacağının 29.041,80 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalının ödeme yaptığını iddia ettiği …hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2020 Tarih, 2020/39573 Soruşturma sayılı dosyasında güveni kötüye kullanma suçundan takipsizlik kararı verildiği, karara yapılan itirazın red edildiği görülmüştür.
Yukarıda açıklanan bilgi ve belgelere göre, davacının 16 adet satış faturasının davalı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, 134.802,72 TL fatura alacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının ticari defterlerinde banka yoluyla davacıya yaptığı 113.798,98 TL ödeme kaydı ile dava dışı … …’a banka yoluyla ve…’a çekle yapılan ödemelerin kayıtlı olduğu, dava dışı kişilerin davacı ile bağlantısının tespit edilemediği, ödemelerin davacının talimatı ile yapıldığının ispatlanamadığı, güveni kötüye kullanma suçundan savcılık tarafından yapılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildiği, dava dışı…’a verilen çeklerde davacının cirosunun bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından dava dışı …ve…’a yapılan ödemelerin mahkemece dikkate alınmaması yerinde ise de; banka kayıtlarına göre davalının ödemesinin 113.798,98 TL olduğu dikkate alındığında 21.003,72 TL asıl alacak ve 5,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.008,90 TL alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken davacıda kayıtlı ödeme üzerinden 24.042,70 TL asıl alacak ve 5,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.048,63 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme ve yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davalı vekilinin yerinde görülen istinaf itirazları doğrultusunda mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/394 Esas 2020/77 Karar 03/02/2020 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2014/18882 esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 21.003,72 TL asıl alacak, 5,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.008,90 TL üzerinden iptaline,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlı yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine
Hüküm altına alınan 21.008,90 TL’nin %20’sine karşılık gelen 4.201,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla talep ile ilgili yapılan icra takibi haksız olmakla birlikte davacının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin reddine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.435,12 TL harçtan peşin alınan 499,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 936,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 499,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 526,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 3.607,29 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 8.216,31 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 246,20 TL tebligat gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.746,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 1.255,28 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
h- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
ı-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 57,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”