Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/600 E. 2022/1713 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/600 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1713
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
ESAS-KARAR NO : 2019/343 E. 2019/1048 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine 30.000,00TL ve 25.000,00TL bedelli senetler nedeniyle iki ayrı icra takibi başlattığını, senetlerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkili ile…. Şti. arasında imzalanan iş ortaklığı sözleşmesinde ortakların ortaklığı tek başına borçlandırabileceğine dair yetkiye yer verilmediğini, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında senede imza atan …. Şti.’nin borçtan sorumlu olduğunu belirterek müvekkilinin bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takiplerinin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bonoların …. Şti. ile davacının oluşturduğu iş ortaklığı tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin bonoları ciro yoluyla alan hamil olduğunu, iş ortaklığı sözleşmesinin 7.maddesi gereğince iş ortaklığı kaşesi üzerine yetkili kılınan … tarafından imza atıldığını, davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının başlattığı icra takiplerinin dayanağını oluşturan bonolarda tek imza bulunduğu, davacının bu imzanın adi ortaklığı temsile yetkili kişiye ait olmadığı yönünde bir iddiada bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin 7.maddesinde yetkili kişinin belirlendiği, borçlanma işleminde davacının imzasının bulunmasına gerek bulunmadığı, davacının borçtan verdiği yetki uyarınca sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, senetlerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, iş ortaklığı sözleşmesinde ortakların ortaklığı tek başına borçlandırabileceğine dair yetkiye yer verilmediğini, yetkisiz temsilcisinin borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının adi ortaklık tarafından düzenlenen bonolardan dolayı şahsi sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senede dayalı icra takipleri nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak senetlerin yapılan incelemesine göre;
Birinci senedin, 25/07/2017 keşide tarihli, 31/12/2017 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli, keşidecisinin…. Şti.+… İş Ortaklığı, lehtarının …. Şti. olduğu, lehtar cirosu ile senedin …’e, ciranta … tarafından da…. Şti.’ye ciro edildiği görülmüştür.
İkinci senedin, 25/07/2017 keşide tarihli, 28/02/2018 vade tarihli, 30.000,00 TL bedelli, keşidecisinin…. Şti.+… İş Ortaklığı, lehtarının …. Şti. olduğu, lehtar cirosu ile senedin …’e, ciranta … tarafından da…. Şti. ciro edildiği edildiği görülmüştür.
Dayanak Ankara 17.İcra Müdürlüğünün 2018/1007 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesine göre, 24/01/2018 tarihinde alacaklı…. Şti. tarafından borçlular…. Şti., …, …. Şti. ve … aleyhine 25.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 25.377,30 TL alacağın tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dayanak Ankara 18.İcra Müdürlüğünün 2018/5809 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesine göre, 14/05/2018 tarihinde alacaklı…. Şti. tarafından borçlular…. Şti., …, …. Şti. ve … aleyhine 30.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 30.837,24 TL alacağın tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı görülmüştür.

Öncelikle, davacı dava dilekçesinde icra takibine bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve takiplerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu icra takiplerinde 25.377,30 TL ve 30.837,24 TL olmak üzere toplam 56.214,54 TL alacak talep edildiğine ve dava dilekçesinde takiplerin iptali istendiğine göre toplam alacağın müddeabih olarak kabul edilmesi gerekir. Oysa dava dilekçesinde harca esas değer 55.000,00 TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden peşin harç alınarak yargılama yapılmıştır. Bu durumda herşeyden önce dava değeri olan 56.214,54 TL üzerinden hesaplanacak eksik peşin harcın tamamlatılması yönünde davacıya mehil verilip harç tamamlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken Harçlar Kanununun 32. maddesi gözetilmeden yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya aykırıdır (Aynı yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 09/09/2013 Tarih, 2013/10133 Esas, 2013/13379 Karar sayılı kararı).
Ayrıca, takibe konu bono davacı tarafından şahsen keşide edilmiş bir bono olmayıp, adi ortaklık tarafından keşide edildiğinden bu bonoya karşı açılacak menfi tespit davası adi ortaklık tarafından açılabilecektir. Bu itibarla mahkemece davacıya diğer adi ortağın davaya katılımını veya adi ortaklık adına iş bu davanın davacı tarafından açılmasına muvafakatini sağlaması için mehil verilip, bu husus gerçekleştiği takdirde işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı tarafın aktif dava ehliyeti tamamlanmadan esasa girilerek karar verilmesi yerinde görülmemiştir (Aynı yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 27/01/2016 Tarih, 2015/9231 Esas ve 2016/1011 Karar sayılı ilamı).
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/343 Esas 2019/1048 Karar sayılı 09/12/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”