Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/587 E. 2022/382 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
ESAS-KARAR NO…

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin gümrüklü antrepo ve lojistik depolama hizmeti verdiğini, davalıya vermiş olduğu ardiye hizmeti karşılığında …. seri numaralı 18.10.2017 tarihli faturayı kesip davalıya iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini ve 23.10.2017 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davalının fatura içeriği ve miktarına takip tarihine kadar itiraz etmediği gibi borcunu da ödemediğini, müvekkilinin davalıya 09.12.2004 tarihinde ardiye hizmeti sunmaya başladığını ve halen sunmaya da devam ettiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2018/1002 sayılı dosyası ile 5.000,00 TL asıl alacak üzerinden genel haciz ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ancak hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı şirket tarafından müvekkili aleyhine öncelikle 05.04.2016 tarihli … sıra numaralı faturaya istinaden 5.000,00TL üzerinden Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/9031 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, müvekkili şirket tarafından 12.05.2016 tarihinde … üzerinden Ankara 26. İcra Müdürlüğünün hesabına 6.000,00TL havale yapıldığını ve dosyanın kapandığını, bu ödemenin davacının daha önce antrepoya ilişkin kestiği antrepo ücreti olduğunu, davacı şirketin bu ücret ödenmesine rağmen kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle eşyaların antrepoda kalmasına sebebiyet verdiğini ve müvekkili şirkete fatura kestiğini, müvekkili şirketin faturaya konu eşyaların tasfiye edilmediği hususunda bilgisi dahi bulunmadığını, davacı şirketin tasfiye işlemine başlanacağını bildirmesine rağmen kanunda belirtilen sürede tasfiye işlemine başlaması gerekirken başlamadığını ve müvekkili şirkete kötü niyetle ardiye masrafı gönderdiğini, müvekkilinin davacı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece,4458 sayılı … Kanununun 96.maddesi uyarınca antrepo işletmecisi, … antreposunda bulunduğu süre içinde eşyanın … gözetiminde bulunmasını sağlamaktan, … antrepo rejimi kapsamında eşyanın muhafaza edilmesi ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmekle ve içinde belirtilen özel şartlara uymaktan sorumlu olup, bir malın antrepoda kalış süresi şeklinde sınırlı bir süre bulunmadığı, … Kanunu 177.maddesi (g) bendi uyarınca tasfiye edilmesi gereken mallarla ilgili tasfiye yükümlülüğünün davalı ve … idaresine ait olduğu, 13.08.2010 tarihli 2010/41 sayılı genelge ile antrepo işletmecisine 6 ayı geçen süreyle … gözetimi ve denetimi altında genel antrepolarda bulunan ancak sahipleri veya kanuni temsilcileri veya kanuni mirasçıları tarafından istemleri takip edilmeyen herhangi bir adli veya idari yargılamaya konu olmayan eşyaya yeni bir gümrükçü onaylanmış, işlem veya kullanıma tabi tutulması amacıyla 30 günlük süre verildiği yönünde, antreponun işleticisi tarafından sahibine veya kanuni temsilcisine veya kanuni mirasçısına tebligatta bulunulması gerektiği, bu dava yönünden de davacı antrepo işleticisi şirketin icra takibine dayanak fatura konusu eşyanın gerekli işlemler için eşya sahibi konumunda olan davalı şirkete ihtaratta tebligatta bulunması gerektiği, davacı şirketin bu şekilde bir tebliğin yapıldığına dair dosya kapsamı itibariyle bir evrak sunmadığı, bu nedenle de eşyanın antrepoda kalması durumundaki sorumluluğun davacı antrepo işleticisi şirkete ait olduğu, davacı şirketin bu konudaki depolama bedelinin eşya sahibi şirketten talep edemeyeceği, alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, icra takibine dayanak faturanın davalı şirket kayıtlarında da yer almadığı, bu nedenlerle davacının davasını ispatlayamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmamış olması nedeniyle davacı tarafa yemin hakkının hatırlatılmadığı belirtilerek sübut bulmayan davanın REDDİNE; davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ; davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmek için davanın reddine karar verilen kısmı hakkında davacının kötü niyetli olduğuna dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran;
1-Davacı vekili; Davalı/borçluya ihtaratlı tebligat gönderildiği,müvekkilinin 30.03.2015 tarihli mektup ile davalıya 13.08.2010 tarihli 2010/41 sayılı genelge kapsamında, uzun süre tasarrufta bulunmadığı mallları hakkında bir tasarrufta bulunması, netice itibariyle malını antrepodan çekmesi için ihtaratlı tebligat gönderdiği, yerel mahkeme kararının aksine, davalıya mallarını antrepodan çekmesi için ihratatlı tebligat gönderildiği, davalının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği, müvekkili şirketin davalıya ardiye hizmeti verdiği, Yerel mahkeme tarafından ilgili mevzuatın , İl …. Müdürlüklerindeki tasfiye işlemlerininin hatalı yorumlandığı, tasfiye işlemlerine ilişkin prosedürlerde; “uygulamada mal sahipleri veya yetkilendirdikleri … müşavirleri, tasfiye işlemleri için il … müdürlüklerine tasfiye talep yazısı sunarak tasfiye işlemini başlatırlar. … de tasfiye talebi üzerine malın cinsi, adedi ve değeri gibi bilgilere havi “tespit ve tahakkuk evrağını” hazırlayarak Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne tasfiye işlemini sonlandırmak için başvuruda bulunur. Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü de tasfiyeye konu malın ihale edilerek satılması veya imha edilmesi için gerekli prosedürleri yürüterek tasfiye işlemini tamamlar.”, bir başka ifade ile müvekkilinin antreposunda bulunan gümrüklü malı keyfi olarak imha edemediği veya antreposundan dışarı çıkartamadığı, uygulamada bu tür işlemler mal sahibinin görevlendirdiği bir … müşaviri aracılığı ile gerçekleştirildiği, davalı/borçlu gümrüklü malları üzerinde bir tasarrufta bulunmadığı gibi tasfiye işlemlerini de yapmadığı, malların tasfiye edilmemesi veya tasfiye işlemlerinin müvekkili tarafından yürütülmemesi nedeniyle kusurun müvekkiline yüklenmesinin hatalı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamının davalıya ait gümrüklü malın antrepoda muhafaza edilmesinden ibaret olduğu, kaldı ki, tasfiye işlemlerinin başlatılması durumunda bile davalı müvekkile olan ardiye hizmeti borcundan kurtulmamaktadır. müvekkilin, davalıya antrepo hizmeti verdiği ve dava konusu fatura bedeli kadar davalıdan alacaklı olduğu bildirilmiştir.
2-Davalı vekili katılma yolu ile; … kanunu’nda ve yönetmelikte belirtilen 30 ve 10 günlük süreler dolduktan sonra davacının hala tasfiye idaresine bildirimde bulunmaması basiretli bir tacir gibi davranmadığını gösterdiği gibi, fatura ödenerek borç ve borç ilişkisi sonlandırılmışken müvekkili şirket aleyhine takip başlatılmasının davacı firmanın kötüniyetini gösterdiği, davacı şirketin malların antrepoda kalmasına sebebiyet vererek müvekkili şirketten haksız kazanç sağlamaya çalıştığı dosya kapsamı ile sabit olmasına rağmen, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Takibe konu borçtan davalının sorumluluğu, kapsam ve miktarı ile kötüniyet tazminatı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Kayseri 2. İcra Müdürlüğüne ait 2018/1002 esas sayılı icra takip dosyasında davacı … ….. tarafından, davalı … aleyhine fatura dayanak yapılarak 5.000,00 TL asıl alacak ve 36,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.036,06 TL alacak için 11.12.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip borçlusuna ödeme emrinin 06.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 11.12.2017 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği,yetkili icra dairesine dosyanın gönderildiği, takibe dayanak belgenin “01.11.2017 …. nolu antrepo beyannamesi gereği düzenlenmiş 18.10.2017 tarihli … seri nolu faturanın tahsili” olarak gösterildiği, fatura içeriğinin gümrüklü depolama bedeli olduğu görülmüştür.
Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında davacının takip ve dava konusu yaptığı 18/10/2017 tarihli 402419 seri numaralı 5.000,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve bu faturaya karşılık herhangi bir ödemenin gözükmediği, davacının dava konusu olmayan 05/04/2016 tarihli … numaralı 5.000,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı ve bedelinin ödenmiş olarak yer aldığı, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğüne yönelik bilgi bulunmadığını, davalı tarafça davacının deposunda kaldığı belirtilen eşyanın tasfiye edilecek eşya statüsünde olduğunun ileri sürüldüğünü, gümrükleme işlemlerinin tarafının uzmanlık alanı olmadığı bildirilmiştir.
… beyannamesinin incelenmesinde ihracatçının…olduğu, beyan sahibi temsilci olarak … gözüktüğü, beyanın …Müdürlüğüne sunulduğu antrepo tipinin genel antrepo olduğu; davacı … …irketinin genel antrepo hizmeti verdiği, … Müdürlüğü tarafından davalı firmaya ait 1 kap 15 kilogram eşyanın davacı antreposunda bulunduğu, eşyanın telefon aksamı olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır:
4485 sayılı … Kanununun 96. maddesi antrepo işleticisi tanımını yapmış olup buna göre antrepo işleticisi … antreposunda bulunduğu süre içerisinde eşyanın … gözetimi altında bulunmasını sağlamaktan antrepo rejimi kapsamında eşyanın muhafaza edilmesi ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmekten sorumludur. Aynı Kanunun 101. maddesinde eşyanın antrepo rejimi altında kalış süresinin sınırsız olduğu ancak … idarelerince gerek görülen hallerde aksine bir uygulama yapılabileceği belirtilmiştir.
Tasfiye edilecek eşyalarla ilgili düzenlenen ve 01.09 2013 tarihinde yürürlüğe giren Tasfiye Yönetmeliğinde tasfiye edilecek eşyanın tespiti ve teslimi başlıklı 30. maddesinde eşyanın tasfiyelik hale geldiği tarihten itibaren en geç 10 gün içinde belirtilen koşullarda geçici depolama ve antrepo işleticileri tarafından tasfiye listesinin düzenleneceği 5. bendinde tasfiye listelerinin ilgili … Müdürlüğü’ne gönderileceği; 10. bendinde tasfiyelik eşyanın belgelerin geliş tarihinden itibaren 30 gün içinde işletme müdürlüklerince teslim alınacağı, tasfiye listelerinin işleticiler tarafından tespit ve tahakkuk belgesinin ise görevli memurlar tarafından zamanında düzenlenmesi ve ilgili birimlere gönderilmesinin … idare amirince sağlanacağı hususu da 14.bendinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda uygulamaya açıklık getirilmesi amacıyla … ….. Müdürlüğü tarafından 13.08.2010 tarihinde “Antrepolarda uzun süre bekleyen eşyalar” konulu 2010/41 sayılı genelge yayımlanmıştır. Buna göre ” Bilindigi üzere, 4458 sayılı … Kanununun 101 inci maddesinin birinci fıkrası “Eşyanın antrepo rejimi altında kalış süresi sınırsızdır. Ancak, … idarelerince gerek görülen hallerde, esyaya gümrükçe onaylanmış yeni bir işlem veya kullanım tayin edilmesi için süre belirlenebilir.” hükmünü amirdir.
Diger taraftan, … Yönetmeliginin 346 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında; özellikle beklemek suretiyle bozulabilecek eşya da dahil olmak üzere Müsteşarlığın eşyanın antrepoda kalabilecegi süre konusunda belirleme yapabilecegi,
Dördüncü fıkrasında; eşyanın antrepoda kalabilecegi süre konusunda bir tahdit konulmus ise; eşyanın antrepoya alındıgı tarihten veya antrepolar arası nakil yoluyla başka bir antrepodan gelen eşyanın ilk antrepoya giriş tarihinden itibaren hesaplanacagı, belirtilmektedir.
Ayrıca, beşinci fıkrada; antrepoda bulunan eşya için bir süre tayin edilmisşe bu sürede kaldırılmayan eşyanın 4458 sayılı … Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca tasfiye edilecegi ifade edilmektedir.
Bu itibarla, 6 ayı aşan süreyle … gözetimi ve denetimi altında genel antrepolarda bulunan ancak sahipleri veya kanuni temsilcileri veya kanuni mirasçıları tarafından işlemleri takip edilmeyen, herhangi bir adli veya idari yargılamaya konu olmayan esyaya yeni bir gümrükçe onaylanmış işlem veya kullanıma tabi tutulması amacıyla 30 günlük süre verildigi yönünde, antreponun işleticisi tarafından sahibine veya kanuni temsilcisine veya kanuni mirasçısına tebligatta bulunulacaktır.
4458 sayılı … Kanununun 101/1 fıkrası geregince … idarelerince tayin edilen 30 günlük süre içerisinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmayan veya sahip, kanuni temsilcisi ya da kanuni mirasçıları tarafından antrepoda kalmaya devam etmesini istedikleri yönünde talepte bulunulmayan esyanın … Kanununun 177 nci maddesinin (g) bendi uyarınca tasfiye edilmesi uygun bulunmuştur.” denilmiştir.
Diğer taraftan … Genel Müdürlüğü tarafından 2010/41 sayılı genelgeye ilave yapılması konusunda 2021/14 nolu yeni bir genelge yayımlanmış olup, 2010/41 sayılı önceki genelgenin sonuna; “Söz konusu eşyanın sahibi veya Kanuni temsilcisi veya Kanuni mirasçısına tebligat yapılamaması durumunda eşya sahibinin bilinen son adresinin antrepo işleticisi tarafından … idaresine sorulmasını müteakiben … idaresince bildirilecek adrese tebligat yapılması, bu adrese yapılacak tebligattan da 30 gün içinde sonuç alınamaması halinde eşya Kanunun 177. maddesinin 1. fıkrasının g bendi uyarınca tasfiye edilecektir.” hükmü ilave edilmiştir.
Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere genel olarak antrepoda uzun süre bekleyen eşya olduğunda antrepo işleticisinin ve … idaresinin nasıl bir yol izlemesi gerektiği düzenlenmiş olup buna göre eşyanın antrepo rejimi altında kalış süresi sınırsız olmakla birlikte … idaresince bir süre tayin edilebileceği süre tayin edilmişse bu sürede kaldırılmayan eşyanın tasfiye hükümlerine tabi tutulacağı sahipleri ya da kanuni temsilcileri veya kanuni mirasçıları tarafından işlemleri takip edilmeyen ve bir yargılamaya konu olmayan eşyaların genel antrepo da 6 aydan daha uzun sürede bekleyebilmesi için antrepo işleticilerinin eşya sahiplerine tebligat yapması 30 gün içerisinde cevap verilmemesi halinde eşyanın tasfiye edileceğine dair bildirimde bulunulması, 6 aydan fazla sürede antrepoda bekleyen eşyalar için 30 günlük süre içerisinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlemesi gerektiği veya söz konusu eşyaların sahipleri tarafından antrepoda kalmaya devam etmesini istedikleri yönünde talepte bulunmaları şartlarının yerine getirilmesi, eşya sahiplerine tebligat yapılamaması durumunda adres teyidi … idaresinden yapılarak idarece bildirilecek yeni adrese tebligat yapılmasına, yapılan bu tebligattan da 30 gün içerisinde sonuç alınamaması halinde eşyanın … Kanunu 177. maddesinin 1. fıkrasının g bendi uyarınca tasfiye edileceğini düzenlenmiştir.
4485 sayılı Kanun 177.madde Tasfiye Edilecek Eşyaya İlişkin İşlemler düzenlenmiş olup, “f) 101 inci maddesine göre belirlenen süreleri dolan eşya, g) 105 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre antrepolarda yapılan sayım sonucunda fazla çıkan eşya,” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenlemeler ışığında somut olayın değerlendirmesinde;
Davaya konu faturanın Kumtel şirketine 20.10.2017 tarihinde PTT aracılığı ile tebliğ edildiği, davacı … şirketi tarafından Kumtel şirketi için düzenlenen 30.03.2015 tarihli yazı içeriğinde “09.12.2004 tarihli antrepo beyannamesinin iki kaleminde yer alan bir kilo eşyayı bu tarih itibariyle A tipi genel Antrepolarına aldıklarını o tarihten itibaren herhangi bir … rejimine tabi tutulmadığını, eşyanın uzun süre beklemesi nedeniyle 2010/41 sayılı … Genel Müdürlüğünün genelgeleri ile 6 ayı aşan süreyle … gözetimi ve denetimi altında genel antrepolarda bulunan ancak sahipleri veya mirasçıları vesaire tarafından işlemleri takip edilmeyen herhangi bir yargılamaya konu olmayan eşyaya yeni bir gümrükçe onaylanmış işlem veya kullanıma tabi tutulması amacıyla 30 günlük süre verildiği yönünde antreponun işleticisi tarafından sahibine veya mirasçı ve kanuni temsilcilerine tebligatta bulunulacaktır hükmü uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanım tayin edilmesini verilen bu süre içerisinde herhangi bir işlem yapılmaması halinde 4458 sayılı … Kanununun 177 İnci maddesinin 1. fıkrasının f ve g bentleri uyarınca tasfiye hükümlerinin uygulanacağı tebliğ olunur” şeklinde bir bildirim yapıldığı; dosya içerisinde bu bildirimin tebliğine ilişkin bir belge bulunmamakla birlikte davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde bu bildirimin tebliğ alındığı cevap verilmediği, öyleyse tasfiye işleminin antrepo işleticisi tarafından başlatılması gerektiği savunulmasında bulunulduğundan bildirimin davalıya tebliğ edildiği kabul edilmelidir.
Ne var ki yukarıda bahsedilen düzenlemeler gözetildiğinde eşya sahibi davalı şirket tarafından eşyanın akıbeti ile ilgili bir bildirimde bulunulmadığına göre artık antrepo işleticisi tarafından tasfiye işlemlerine başlanılması gerektiği, Yönetmelik madde 30/5. hükmü gereği tasfiye listesi hazırlayıp … müdürlüğüne göndermesi gerekirken eşyayı antrepoda tutmaya devam ettiğine göre artık davalıdan antrepo ücreti adı altında bir talepte bulunamayacak, varsa masrafları 4485 sayılı … Kanununun 180.maddesi uyarınca tasfiye sonucu satış bedelinden talep edebilecektir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.
Öte yandan davalı vekilinin istinaf itirazına gelince; davacının takip yapması haksız ise de kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi doğru olmuştur.
Buna göre mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 18/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”