Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/586 E. 2023/55 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/586 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/55
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/1061 E 2020/93 K

DAVACI : … (T.C….)
VEKİLLERİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin toptan meyve sebze satışı ile iştigal ettiğini, davalıya birçok kez mal verdiğini, ticari ilişki nedeniyle 01/01/2017-23/08/2017 tarihleri arasına ilişkin cari hesap dökümü dayanak gösterilerek bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 Kasım tarihinden 2017 Ağustos tarihine kadar devam ettiğini, müvekkilinin davacıdan satın aldığı ürün karşılığı fatura bedellerini elden veya banka havalesi yoluyla ödediğini, takibe dayanak cari hesap raporunun davacı tarafından tek taraflı olarak oluşturulduğunu, cari hesap raporunda yazılı olan fatura bedelleri ile müvekkilinin adına düzenlenen fatura bilgilerinin uyuşmadığını, 11.590,36 TL bedelli davacı faturasının stoktaki mal fazlalığını çıkış olarak göstermek amacıyla idari ceza kesilmemesi için düzenlendiğini, müvekkilinin bu faturadaki 19 kalem malı teslim almadığını, davacının cari hesap tablosunda fatura KDV’lerini de borç olarak kaydederek kötüniyetli hareket ettiğini, hesap raporunda müvekkili tarafından yapılan bir kısım ödemelerin bulunmadığını, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde müvekkilinin fatura bedelinden fazla ödemesinin bulunduğunun ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların dosyaya sunduğu belgeler incelendiğinde nakit ödemelerin birebir örtüştüğü ve tarafların bu hususta mutabık oldukları, buna göre davalı tarafından davacıya elden nakit olarak 59.706,21 TL ödeme yapıldığı, yasal defterlerine göre davacının, davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, 23 adet fatura bedelinin tamamen tahsil edildiği, ancak dava dosyasına sunulan ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda davacının, davalıdan 1.034,96TL alacağının hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hesaplama yapılırken takip dayanağı cari hesap raporunun dikkate alınmadığını, bilirkişinin faturaları incelediğini, hesaplamada müvekkili tarafından düzenlenen 23 adet fatura bedeli 124.439,57 TL’nin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, cari hesap raporunda borç miktarının 136.591,11 TL olduğunu, hesaplamaların bu bedel üzerinden yapılması gerektiğini, cari hesap raporundaki alacağın sadece 23 adet faturadan kaynaklanmadığını, cari hesap raporundaki alacaklara ilişkin davalı defterlerinde inceleme yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, kök ve ek rapora yönelik itirazların dikkate alınmadığını, davalının elden ödemeleri ispat edemediğini, raporda hesaplamaya dahil edilmeyen 30/04/2017 tarihli 9.648,73 TL bedelli fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini, aksinin süresinde faturaya itiraz etmeyen davalı tarafından ispatı gerektiğini, alacak likid olmasına rağmen icra inkar tazminatı talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, cari hesap alacağının likid olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/10339 Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesine göre; 01/11/2017 tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesaba dayalı 41.564,90 TL asıl alacak, 777,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.342,11 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde takibe itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar delil olarak ticari deftelere dayanmış, mahkemece ticari defterler ve davacının cari hesap tablosu bilirkişi vasıtasıyla incelenmiş, bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterlerinin tasdiklerinin zamanında yapıldığı ve sahibi lehine delil olma vasfı bulunduğu tespit edilerek, davacı tarafından davalı adına düzenlenen toplam 124.439,00 TL bedelli 23 adet faturanın davacı ticari defterlerine kayıtlı olduğu ve davacının davalıdan alacaklı görünmediği, bu faturalardan 30/04/2017 tarihli 9.648,73 TL bedelli fatura dışında kalan toplam 114.791,17 TL bedelli 22 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, banka yoluyla davalı tarafından davacıya yapılan toplam 54.050,00 TL ödeme ile davalının liste halinde elden ödeme olarak bildirdiği ve davacının cari hesap dökümünde kayıtlı bulunduğu tespit edilen toplam 59.706,21 TL olmak üzere 113.756,21 TL ödemeden sonra davacının 1.034,96 TL alacaklı olduğu yönünde görüş belirtilmiştir.
Davacı istinaf dilekçesinde bilirkişi raporunda alacak hesabında dikkate alınmayan 30/04/2017 tarihli 9.648,73 TL bedelli fatura nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmektedir. İş bu fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Bu durumda davacının bu faturaya konu malların davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir.
TMK.’nın 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamına sunulan yazılı delillerle davacı yanca 30/04/2017 tarihli 9.648,73 TL bedelli fatura yönünden malın teslim edildiği olgusu ispat edilememiştir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya 30/04/2017 tarihli 9.648,73 TL bedelli faturadaki malların davalıya tesliminin ispatı bakımından davalı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de, cari hesaba dayalı alacak likid olup icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de yerinde görülmediğinden davacının istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/1061 Esas, 2020/93 Karar ve 06/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 03/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”