Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/54 E. 2021/1314 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
ESAS-KARAR NO : …

DAVANIN KONUSU : Manevi Tazminat/İstirdat
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalılardan …’ın müvekkilinin milletvekili olduğu dönemde 2003 yılında bir süre gayri resmi danışmanlığını yaptığını, davalı …’ın bazı yakışıksız davranışları nedeniyle müvekkili tarafından uzaklaştırıldığını, daha sonra davalı … tarafından davacı aleyhine Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyasından kambiyo senediyle icra takibi başlatıldığını, maaşına ve sair menkul malları üzerine haciz konulduğunu, takibe dayanak 10/01/2005 tanzim ve 20/08/2005 vade tarihli 85.000 USD bedelli bono sahte olduğu için davalı hakkında savcılığa şikayette bulunduğunu, ceza soruşturması sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde imzanın müvekkiline ait olduğu tespit edilmiş ise de senedin başka işler için altı imzalı olarak verilen boş bir kağıdın kambiyo senedine dönüştürülmek suretiyle sahtecilik yoluyla elde edildiğini, ceza yargılaması devam ederken derdest icra takibinden yapılan maaş haczi nedeniyle toplamda 59.792,54 USD tahsilat yapıldığını, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından ödenen tuturların mahsubundan sonra kalan dosya bakiyesinin 37.517,15 USD olduğunu, ödenen kısımlara ilişkin olarak istirdat taleplerinin bulunduğunu, kalan dosya bakiyesi olan 37.517,15 USD yönünden borçlu olunmadığının tespiti talep ettiklerini, icra dosyasında takip konusu alacağın davalı …’e temlik edildiğini, dosyaya yatan paranın taraflarına ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin yaşanan olaylarda ruh dünyasında ağır ve onarılmaz hasara uğradığını, müvekkilinin yaşamış olduğu elem ve ızdırabı bir nebze karşılanmak üzere manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu belirterek Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün…..ı icra takip dosyasında dosya bakiyesi 37.517,15 USD üzerinden borçlu olmadığının tespitine, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından bu güne kadar haksız yere tahsil edilen toplam 59.792,54 USD ‘nin tahsil tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, takip sahte senede dayalı olarak yapıldığından ve davalılar haksız ve kötüniyetli olduğundan takip tutarının %40’ı oranında kötüniyetli tazminatına hükmedilmesine takip dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … … vekili, davacı iddialarını kabul etmediklerini müvekkilinin davacının arkaşı olduğunu, davacının milletvekili olmak için çaba sarfettiği dönemde ihtiyacı olan ekenomik desteği kendi gücü çerçevesinde sağladığını ve takip konusu senedin kendisine bu nedenle verildiğini, icra dosyası ve senet aslı incelendiğinde görüleceği üzere takip konusu senedin geçerli bir kambiyo senedi olduğunu, davacı yanın imza dışındaki kayıtların sonradan doldurulduğu savının da gerçek dışı olduğunu, itirazların yazılı belgeye dayanması gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin alacağı temlik alan kişi olduğunu, takibe konu geçerli bir kambiyo senedi olduğunu, dava konusu kıymetli evrakın davacının iddia ettiği gibi “düzmece ve kötü niyetle elde edilmiş” bir senet olmadığını, senetteki imzanın davacı …’a ait olduğunu, müvekkili davalının kendi alacağı nedeni ile dosyayı 09.09.2011 tarihli temlikname ile devraldığını, davacı ile fiili bağı ve teması olmayan müvekkilinden manevi tazminat talep edemeyeceğini, diğer isnat ve iddiaları gibi talebinde hukuksal dayanağının olmadığını belirterek davanın reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı açığa attığı imzanın kötüye kullanıldığı savunmasını ve muazzalı temlik iddiasının ispata yeter belge sunmadığı, her ne kadar ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verilmiş ise bu hükme ilişkin hüküm açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olduğu, bu suretle ortada bir mahkumiyet hükmünden söz edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine ve davalı yan lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Her ne kadar ceza mahkemesince hüküm açıklanmasının geri bırakılması dair karar verilmiş ise de mahkemece verilen ilk beraat kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 13.10.2016 tarih …. sayılı kararı ile mahkumiyet hükmü verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bu bozma ilamına uyularak karar verildiği ve maddi vakıanın ceza mahkemesi kararı ile kesinleştiği, mahkemece yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık davacının davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; hile ve sahtecilikle elde edilen senet nedeniyle başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, ödenen bedelin istirdatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün ….. dosyasının incelenmesinde; … vekili tarafından … aleyhine 10/01/2005 tanzim, 20/08/2005 vaed tarihli 85.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 133.501,00 TL asıl alacak, 2.308,78 TL faiz olmak üzere toplam 135.807,78 TL ‘nin tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….Esas sayılı doyasının uyap sistemi üzerinden bulunan evraklarının incelenmesinden sanık … hakkında dava konusu senet ile ilgili olarak açılan nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada mahkemece 13.02.2014 tarihinde beraat kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 13.10.2016 tarih…..K. sayılı kararı ile “Sanığın suç tarihinden önce milletvekili olan katılan …’a gayri resmi yardımcı olarak çalıştığı, çalıştığı süreçte katılanın odasında bulunan antetli ve imzalı boş kağıdı alarak bono niteliğinde bulunan 20/08/2005 tarihli 85.000 USD bedelli senet olarak düzenlediği, ayrıca Ankara 19. İcra Müdürlüğü …. sayılı kambiyo senedine mahsus takip yolu ile icraya koyduğunun iddia edildiği olayda,
Suça konu belgenin düzenlenmesinde kullanılan logonun ve milletvekili adının üst sol tarafta yer aldığı antetli kağıdın, nisan 2004 tarihinden itibaren kullanımdan kaldırıldığı, suça konu bononun ise 10/01/2005 tarihinde düzenlendiği, bonoda metin ile katılanın imzası arasında bulunan boşluğun çok fazla olduğu, bu boşluğun kapatılması adına olağan olarak sol alt köşeye yazılması gereken adresin katılan imzasının üstüne yazılması, sanık savunmasında katılana dört yıllık dönem içerisinde borç verdiğini belirttiği, bu nedenle ani doğan bir borç olmamasına rağmen matbu bir bononun neden kullanılmadığının açıklanamaması karşısında, sanığın imzalanmış ve boş olarak ele geçirdiği kağıdı kendisini alacaklı göstererek bono tanzim ettiği ve icra takibine başladığından sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d ve 204/1 maddelerinde belirtilen resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,” karar verildiği, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkumiyet kararı verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan Yenimahalle 3. Noterliği’nin 09.09.2011 tarih … yevmiye nolu temliknamesinin incelenmesinden davalı … tarafından davalı …’e dava konusu Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası kapsamında 84.000,00 TL’lik alacağın temlik edildiği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacaktır. Bu nedenle Mahkemece, dava konusu senet ile ilgili olarak Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonucunda maddi olgunun kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulup, takipte talep edilen alacağın bir kısmının temlik edildiği de gözetilerek menfi tespit, istirdat ve manevi tazminat talepleri hakkında her bir davalı hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, ….Karar sayılı ve 26/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 14/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….