Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/527 E. 2022/1924 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/527 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/1924 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
ESAS NO : 2017/266 E 2019/906 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14/10/2008 tarihindeki bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine 11/12/2013 tarihli 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi ve aynı tarihli bir protokolün imzalandığını, davalının bayilik ilişkisi sürmekte iken ürün alımlarından kaynaklı 4 adet fatura borcunu ödememesi nedeniyle alacağın tahsili için aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra müdürlüğünün yetkisine ve borca haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; faturaların müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğinden içeriğine itiraz etme imkanının olmadığını, faturaların sadece ticari defterlerde değil, aynı zamanda davacı şirketin otomasyon kayıtlarında da yer alması gerektiğini, faturaların otomasyon sistemine kayıtlı olup olmadığı ve ürünlerin stoklara girip girmediğinin araştırılmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının reddi ile, faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, icra takibinden önce temerrüt ihtarının gönderilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın asıl alacak miktarı olan 141.555,72TL üzerinden iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; takipte talep edilen işlemiş faizin reddine dair kararın hatalı olduğunu, ödeme tarihinin sözleşme hükümleriyle açıkça düzenlendiğini, temerrüt ihtarına gerek olmadığını, 11/12/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin 9/3-6-8.maddesindeki hükümler gereğince faturaların üzerinde son ödeme tarihlerinin belirtildiğini, temerrüdün gerçekleştiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe konu işlemiş faiz alacağı yönünden temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözlemesi kapsamında akaryakıt satımına ilişki 4 adet fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13138 esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacı tarafından 20/06/2016 tarihinde davalı aleyhine 59.130,72 TL asıl alacak (19.11.2015 tarihli … numaralı fatura, 2.449,47 TL geçmiş gün faizi (28.01.2016-20.06.2016 TCMB avans faizi, 10.151,35 TL asıl alacak (19.11.2015 tarihli … numaralı fatura, 420,52 TL geçmiş gün faizi (28.01.2016-20.06.2016 TCMB avans faizi, 65.666,22 TL asıl alacak (26.11.2015 tarihli … numaralı fatura, 2.474,63 TL geçmiş gün faizi (10.02.2016-20.06.2016 TCMB avans faizi, 6.607,43 TL asıl alacak (26.05.2016 tarihli … numaralı faturanın tamamı 13.984,99 TL olup 6.607,43 TL’lik kısmı talep edilmiştir.) 47,52 TL geçmiş gün faizi (26.05.2016-20.06.2016 TCMB avans faizi olmak üzere toplam 146.947,86 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiği, itiraz davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden İİK 67.maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 11/12/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin Fiyat ve Ödeme Usulleri başlıklı 9.maddesinin 3. fıkrasında “Vadeli alımlarda ödemeler, TP tarafından belirlenen vade sonunda ve TP’nin faturası esas alınarak yapılır. Vade süresi, TP’nin onayına bağlı olarak değişebilir…”, 9/6 maddesinde, “Bayi tarafından akaryakıt ve türevleri bedelinin vadesinde ödenmemesi halinde, gecikilen süre boyunca işleyecek ticari faiz ve diğer tüm masraflar ana borca ilaveten bayiden tahsil edilir.”, 9/8.maddesinde, “TP’nin belirlediği plana göre ödemelerin bayi tarafından vadesinde yapılmadığı taktirde hiçbir ihbara gerek kalmaksızın tüm borç muaccel hale gelir ve herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın borçlu mütemerrit duruma düşmüş olur..” hükmünün bulunduğu ve davaya konu faturalarda son ödeme tarihinin yazılı olduğu görülmüştür.

Konuyla ilgili olarak Yargıtay İBHGK 27/06/2003 Tarih, 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı kararında özetle, sözleşmenin ifa aşamasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamı konusunda TTK’da hüküm bulunmadığı, faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemenin Vergi Usul Kanununda yer aldığı, Vergi Usul Kanunun 230.maddesinde faturada bulunması gereken bilgilerin 5 madde halinde sıralandığı, kanunda sayılan bu zorunlu unsurların aynı zamanda faturadaki olağan(mutad) içeriğin ne olduğunu ortaya koyduğu, fatura sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK’nın 23/2 maddesine göre süresinde itiraz edilmemekle kabul edildiği varsayılan fatura içeriğinin ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlara ilişkin olabileceği, sözleşmenin kuruluşu aşamasında başta var olmayıp ifa ile ilgili hususlarda sözleşmeyi değiştiren ve diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtların sonradan faturaya konulması durumunda -ki buna muhattabınca itiraz edilmese dahi- bu kayıtların faturanın zorunlu ve olağan içeriğinden kabul edilmesinin düzenlemenin şekline ve amacına aykırı olacağı açıklanmıştır.
Somut olayda, mahkemece, temerrüdün gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının işlemiş faize yönelik talebi red edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede, vadeli alımlarda vadenin davacı tarafından belirleneceği, ödemelerde faturanın esas alınacağı, ödemelerin vadesinde yapılmaması halinde herhangi bir ihtara gerek olmaksızın temerrüdün gerçekleşeceği hususları kararlaştırılmış olup Yargıtay İBHGK kararında belirtilen açıklamalar dikkate alındığında sözleşmede var olup ifayla ilgili olan vade tarihinin dava konusu faturalara yazılması ve faturaların itirazsız davalı defterlerine kaydedilmesi nedeniyle artık temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Yargılama sırasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından icra takibinde talep edilebilecek işlemiş faiz hesaplanmış olup usul ve yasaya uygun bulunan bilirkişi raporu gereğince icra takibinde talep edilen işlemiş faizin yerinde olduğu anlaşıldığından davacının istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir durum olmadığından HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın kabulü yönünde hüküm kurulmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/266 Esas 2019/906 Karar ve 05/11/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a-Davanın KABULÜNE,
Davalının Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2016/13138 Esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit (hesap edilebilir) nitelikte olması nedeniyle İİK.’nun 67/2-5 maddesi gereğince davacı yararına hükmedilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.038,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.775,23 TL’nin mahsubu ile noksan olan 8.262,77 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
c-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 19.466,60 TL(istinaf edilmeksizin kesinleşen asıl alacağa yönelik 14.074,46 TL vekalet ücreti ile istinaf aşamasında kabul edilen 5.392,14 TL işlemiş faiz için takdir edilen 5.392,14 TL vekalet ücreti toplamı) nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma ve 1.775,23 TL peşin harç toplamı 1.806,63 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 219,50 TL tebligat/müzekkere masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.419,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 71,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince istinafa konu olan miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”