Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/469 E. 2022/1546 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/469 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/1546 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/8 E. 2019/927 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında toptan zeytin ticareti yapıldığını, bir kısım bozuk çıkan zeytinlerin müvekkili tarafından davalıya iade edildiğini, davalı tarafından bozuk çıkan ürünlerin telafisi adına fiyat farkı indirimi uygulandığını, durumun faturalardan anlaşılacağını, müvekkili şirketin parasal haklarının tamamını alamadığını, davalının mal satımı nedeniyle 5 adet toplamda 153.626,23TL tutarında fatura düzenlediğini, bu faturalar karşılığında müvekkilinin toplamda 99.500,00 TL ödeme yaptığını, bakiye borcun 54.126,23 TL olduğunu, bozuk çıkan ürünler nedeniyle müvekkili tarafından davalıya 2 adet 72.201,39 TL tutarında iade faturası ve 2 adet toplamda 5.274,00 TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlendiğini, davalı şirket tarafından müvekkili banka hesabına 30/10/2015 tarihinde 12.542,00 TL havale yapıldığını, sonuç itibariyle davalı şirketin müvekkiline 10.807,16 TL borcu bulunduğunu, davalının müvekkilinin bilgisi dışında 10.807,16 TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlediğini, faturanın kargo yoluyla müvekkili şirketin çalışanına teslim edildiğini ancak faturanın davalı şirket yöneticisine TTK 21/2 maddesi kapsamında yasal süresinde iade edildiğini belirterek müvekkilinin 10.807,16TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin toptan zeytin üretimi işi ile uğraştığını, davacıya en son 15/04/2015 tarihinde zeytin satıldığını, zeytinlerin raf ömrünün dolmasına az süre kaldığı halde zeytinleri davacının satamaması nedeniyle zarara ortaklaşa katlanmak suretiyle bir kısım zeytinlerin iade alındığını, ödeme ve iade faturası sonucu bakiyenin sıfırlandığını, müvekkili tarafından düzenlenen 10/09/2015 tarihli 10.807,16TL tutarlı iade faturasının davacının çalışanına teslim edildiğini, davacının aradan 8 ay geçtikten sonra müvekkili tarafından düzenlenen 10.807,16TL bedelli iade faturası bedelini ihtarname ile talep ettiğini, ihtarnameye itiraz edildiğini, müvekkiline iade edilen zeytinlerin bozuk yada ayıplı olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, müvekkili tarafından düzenlenen iade faturasının davacı tarafından müvekkiline iade edildiği yönündeki beyanı kabul etmediklerini, faturayı teslim alan çalışanlarla müvekkili arasında husumet ve savcılık dosyasının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 10.807,16 TL bedelli bozuk çıktığı iddia olunan zeytinler hakkında TTK’nun 23/c maddesi kapsamında davalıya karşı yapılan ayıp ihbarının bulunmadığı, davalı tarafından davacıya düzenlenen 10.807,16 TL tutarlı fiyat farkı faturasının davacı tarafından teslim alındığı, alınan bilirkişi raporlarında davacının davalıdan alacaklı olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 10.807,16 TL alacaklı olduğunu, uyuşmazlığın ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ile ilgisinin bulunmadığını, davalının zamanında yapılan ayıp ihbarı ve kabul edilen ürünlere rağmen borcu ödemediğini, davalının bozuk çıkan ürünleri iade alması, indirim yapması, ödeme yapmasının ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ve davalı tarafından kabul edildiğini gösterdiğini, müvekkilinin bilgisi dışında davalı tarafından düzenlenen aynı miktarlı fiyat farkı faturasının müvekkilinin çalışanına teslim edildiğini, ancak faturanın davalıya iade edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının davalıdan iade edilen ürünler nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı tarafından satılan zeytinlerin bir kısmının bozuk olduğu iddiası ile davalıya iade edilmesi sonucu bakiye kalan miktar yönünden alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut olayda, tarafların beyanı, sunulan faturalar, ticari defterlerin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davalının davacıya 20/08/2014 – 15/09/2014 – 20/09/2014 – 20/12/2014 ve 07/04/2015 tarihli zeytin satımına ilişkin toplam 153.626,23TL bedelli fatura düzenlendiği, bu faturalar karşılığında davacının toplam 99.500,00 TL ödeme yaptığı, bakiye borcun 54.126,23 TL olduğu, davalının sattığı bir kısım malların davacı tarafından düzenlenen 17/04/2015 ve 22/08/2015 tarihli toplamı 72.201,39 TL olan 2 adet iade faturası ile davalıya teslim edildiği, davacının yine 18/09/2014 ve 17/04/2015 tarihli toplamı 5.274,00 TL bedelli 2 adet fiyat farkı faturasını düzenlediği, davalı tarafından davacıya 30/10/2015 tarihinde 12.542,00 TL ödeme yapıldığı, son durumda davacının alacağı 10.807,16 TL iken davalı tarafından 10/09/2015 tarihli 10.807,16 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlenerek borcun sıfırlandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık temelinde davalı tarafından düzenlenen 10/09/2015 tarihli 10.807,16 TL bedelli fiyat farkı faturasının yerinde olup olmadığı ile ilgilidir. Davalının 10/09/2015 tarihli 10.807,16 TL bedelli fiyat farkı faturası kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan davalı borçlu görünmemektedir. Davalının 10/09/2015 tarihli 10.807,16 TL bedelli fiyat farkı faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı bu durumda kendi ticari defterlerine göre 10.807,16 TL alacaklı görünmesi gerekir. Bilirkişi raporu ile borcun banka yoluyla ödendiği, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda davanın reddi yönündeki karar sonucu itibariyle doğru ise de, davacının ticari defterlerindeki kaydın aleyhine delil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davalının fiyat farkı faturasına davacının süresinde itiraz etmediği yönündeki mahkeme gerekçesi yerinde olmadığından ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/8 Esas 2019/927 Karar sayılı dava dosyasında verilen 12/11/2019 tarihli kararın HMK’nin 353/(1)-b.2.maddesi gereğince, DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın REDDİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 44,40 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 184,56 TL’nin mahsubu ile arta kalan 140,16 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;
e-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”