Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/44 E. 2022/1815 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/44 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/1815 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
ESAS NO : 2017/681 E 2019/586 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili aleyhine davalının ciro yoluyla hamili olduğu senede dayalı olarak icra takibine giriştiği senedin bedelinin lehtara ödendiğini ancak senedin iade alınmadığını daha sonra senedin vade tarihinin eklenerek davalıya ciro edildiğini belirterek icra takibine konu bedelsiz senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; takibe konulan evrakın kambiyo senedi olduğunu, takip alacaklısı …’ın takip borçlusu davacıyı tanımadığını, aralarında her hangi bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, müvekkilinin ciro yoluyla hamil olduğunu, bildirerek davanın reddine, % 20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının dava sebebi olarak ileri sürdüğü senedin ödenerek bedelsiz kaldığı iddiasının şahsi bir def’i olup, ancak lehtara karşı ileri sürülebileceği hamil durumunda bulunan davalıya karış ileri sürülemeyeceği, davacı tarafça hamil olan davalının senedin bedelsiz kaldığını bildiği veya kötü niyetli olarak hareket ettiği iddia edildiğine göre bu bedelsizlik şahsi def’isinin davalı hamile karşı ileri sürülebilmesi için 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi gereğince davacı tarafça ispat edilme zorunluluğu bulunduğu, Kısaca mahkememizce davacı tarafından dosyaya ibraz edilen keşideci ile lehtar arasında düzenlenmiş olan ödeme belgesinin geçerli olup olmadığı yönündeki değerlendirme ancak davalının senedin bedelsiz kaldığını bildiği veya kötü niyetli olarak hareket ettiğinin ispatı halinde mümkün olduğu, davalı dava dışı lehtarın beyaz cirosu sonrası elde etmiştir ve yetkili hamil olduğu müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı, davacı son hamil olan davalı ile dava dışı senet lehtarının danışıklı olduğunu ileri sürüyor ise de taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı yönündeki iddiası dışında muvazaayı ve senedin bedelsizliğini ispata yarar delil sunamadığı, davacının kötü niyetli olduğunun anlaşılamadığı gerekçesiyle davanın ve tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili; delillerin toplanmadığını eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, lehtar ile hamilin danışıklı hareket ettiğini, taraflar arasındaki hısımlık ilişkisinin araştırılmadığını, senedin vade tarihinden sonra ciro edildiğini, alacağın temliki hükümlerinin uygulanmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2-Davalı vekili; mahkemece davanın esastan reddine rağmen maktu vekalet ücretine hükmedildiği ayrıca davacının kötü niyetli olduğu kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak vekalet ücreti ve tazminat yönünden hükmün değiştirilerek düzeltilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe ve davaya konu senedin ödeme nedeniyle bedelsiz olup olmadığı ve bedelsizlik def’inin keşideci tarafından ciro yoluyla hamil davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği davanın reddi halinde davalı yararına takdir edilecek vekalet ücretinin maktu mu nispi mi olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ciro yoluyla hamile karşı senet borçlusu tarafından ödeme nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-) Davaya konu bononun incelenmesinde; keşidecisi davacı, davalının ise ciro yoluyla hamil olduğu davalı tarafından senedin icra takibine konu edildiği görülmüştür.
Davacı keşideci, davalı ise TTK 790.madde gereği yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkelerin 6102 sayılı TTK’nun 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesi uyarınca, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Senedin bedelsiz olduğu, temel bir borç ilişkisine dayanmadığı hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır.
Bu kapsamda dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacı keşidecinin, takibe konu borcu lehdara ödediğini bilerek davalının kötü niyetle aldığını kanıtlayamamasına göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin ise aşağıdaki bentde açıklanan sebep dışında reddine karar vermek gerekmiştir.
II-) Mahkemece davacı tarafından bedelsizlik iddiasının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla mahkemece davalı yararına karar tarihinde geçerli Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca nispi ücreti vekalete karar vermek gerekirken, yazılı şekilde maktu ücreti vekalete hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının asıl alacak miktarına yönelik ilişkin kısmı düzeltilerek istinaf yasa yoluna başvuran tarafın sıfatı gözetilerek hükmün diğer kısımları aynen korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğinceESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
3-Ankara Asliye 11.Ticaret Mahkemesi’nin 2017/681 Esas 2019/586 Karar sayılı ve 08/07/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b-2. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın reddine,
b) Kötüniyet tazminatının reddine,
c)Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan 1.024,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 980,25 TL’nin davacıya iadesine,
d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava değeri üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 6.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 80,70TL harçtan peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır