Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2020/430 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/379 E 2019/909 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının bir süre aynı evde birlikte yaşadıklarını, daha sonra anlaşamadıklarından ayrıldıklarını, müvekkilinin daha önce çalıştığı işyerine teminat amacıyla verdiği ve işten ayrılması nedeniyle geri aldığı boş senedi davalının müvekkilinin bilgisi dışında cebinden aldığını ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin ve takibin iptaline, davadan önce ve dava sırasında ödenen miktarların istirdatına ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere, Adli Tıp Raporu ve kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre, davalının açık senedi çaldığı ve sahte olarak doldurup icra takibine konu ettiği iddialarının soyut nitelikte olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, lehe olan adli tıp raporunun aleyhe değerlendirildiğini, senedin tahrif edilip edilmediği ve gerçek bir borca dayanıp dayanmadığının irdelenmediğini, diğer delillerin toplanmadığını, tanıkların dinlenmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, takibe konu senet nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, icra takibi nedeniyle menfi tespit ve ödenen miktarların istirdatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacının Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14528 Esas sayılı takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, ancak harcın asıl alacak üzerinden gösterilerek yatırıldığı ve mahkemece harç tamamlanmaksızın yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir.
Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı Kanun’un 27 ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, 6100 sayılı HMK’nın 150.maddesinde gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bu hükümlerle eksik harcın tamamlatılmasına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek, davacı yanca tüm takip değerinden borçlu olunmadığına karar verilmesi talep edildiğine göre takip değeri olan 109.250,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlattırılması, eksik harcın yatırılmaması halinde HMK’nın 150.maddesi hükmü uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılması, bu maddede öngörülen süre içerisinde harcı yatırılmak suretiyle dava dosyasının yenilenmesi halinde davaya kaldığı yerden devam edilmesi, üç aylık süre içerisinde harç yatırılmak suretiyle dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece yukarıda açıklanan usule riayet edilmeden yargılama yapılarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, esasa ilişkin istinaf istemi incelenmeksizin davacının istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/379 Esas, 2019/909 Karar sayılı ve 28/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 30/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”