Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/417 E. 2023/614 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/417 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/614

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/380 E 2020/19 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten finansal kiralama yolu ile mal satın aldığını, mal satım bedelinin finansal kiralama şirketi tarafından ödenmesinden önce avans mahiyetinde 04/05/2017 ve 13/06/2017 tarihlerinde davalıya toplam 51.700,00 USD para gönderildiğini, finansal kiralama şirketi tarafından mal bedelinin tamamen ödenmesine rağmen davalının avansı iade etmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği avans ödemelerinin doğru olduğunu ancak taraflar arasında ticari ilişkinin devam ettiğini ve 17/08/2017 tarihli satım sözleşmesinin düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden düzenlenen 12/10/2017 tarihli 192.340,00 TL bedelli faturanın davacıya teslim edildiğini, fatura miktarının davacının talebi doğrultusunda düşük gösterildiğini, tarafların ticari defterlerinde yapılacak inceleme neticesinde bu durumun açıkça ortaya çıkacağını, müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının avans ödemesini kabul ettiği, bu durumda ispat yükünün davalı üzerine geçtiği, davalının 17/08/2017 tarihli satım sözleşmesi ile 12/10/2017 tarihli 192.340,00 TL bedelli faturada geçen malların davacıya teslim edildiğini ve faturanın iki tarafın anlaşması sonucu eksik bedel üzerinden tanzim edildiği hususlarını ispat etmesi gerektiğini ancak bu hususları ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, bildirilen delillerin tamamen toplanmadığını, davacının ticari defterlerini usulune uygun tutulmadığını, davacının bilerek müvekkiline ait 192.340,00 TL bedelli faturayı kayıtlarına almadığını, bu fatura konusu malların davacıya teslim edildiğini, müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, yemin delilinin hatırlatılmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının avans ödemeleri nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, avans ödemesinin iadesi için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut olayda, davacının 03/05/2017 tarihli proforma faturaya konu 261.085,00 USD bedelli malları finansal kiralama yoluyla davalıdan satın aldığı, davalıya 04/05/2017 tarihinde 15.000 USD ve 13/06/2017 tarihinde 36.700 USD avans ödemesi yaptığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı savunmasında, ihtilafsız olan satımdan sonra devamında 17/08/2017 tarihli 228.000 USD bedelli mal satımına ilişkin başka anlaşma yapıldığını, bu anlaşma kapsamında düzenlenen 12/10/2017 tarihli 192.340,00 TL bedelli fatura konusu malları davacıya teslim ettiğini, faturanın davacının istemi üzerine sözleşmede kararlaştırılan miktardan düşük bedelle düzenlendiğini, borçlu değil alacaklı olduğunu beyan etmektedir.
Bu durumda öncelikle davalının 12/10/2017 tarihli fatura konusu malları davacıya teslim ettiğini yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi BA formu ile de Vergi Dairesine bildirilmediği bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. İlgili fatura davalı tarafından davadan sonra davacıya tebliğ edilmiş, davacı faturayı malların teslim edilmediği gerekçesiyle iade etmiştir.
Davalı taraf yargılama sırasında bir kısım teslim belgesi sunmuş ise de sunulan teslim belgelerinin içerikleri dikkate alındığında taraflar arasında ihtilafsız olan ilk satım sözleşmesine konu mallara ilişki olduğu anlaşılmıştır. İstinaf aşamasında davalı her nekadar teslime ilişkin 06/10/2017 tarihli davacının sigortalı çalışanı olduğunu iddia ettiği … tarafından imzalanan sevk irsaliyesini ve karardan sonra talep üzerine yapılan tespit raporunu ibraz etmiş ise de, ilgili belgenin yargılama aşamasında sunulmadığı, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, kaldı ki davadan sonra tespit taleplerinde yetkili ve görevli mahkemenin işbu mahkeme olduğu dikkate alındığında ileri sürülen delil değerlendirilmemiştir. Kaldı ki davalının malları davacıya teslim ettiği kabul edilse dahi, davalının kendi defterlerine göre 192.340,00 TL bedelli fatura kayıtlı olduğu halde davacı tarafa borcunun görünmediği, davacının avans ödemelerinin davalıda kayıtlı olmadığı ve faturanın muvazaalı olarak düşük gösterildiği iddiasının yemine konu olamayacağı hususları dikkate alındığında davanın kabulüne yönelik mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmakla davalının istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 14.416,10 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.658,40 TL (54,40 TL+3.604,00 TL) harcın mahsubu ile bakiye 10.757,70 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”