Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/369 E. 2023/67 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/369 ( KABUL- DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/67 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2013/297 E- 2019/791 K

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/10790 esas sayılı dosyası üzerinden davacı … aleyhine takip yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, ayrıca diğer davacı … A.Ş.’ye de haciz ihtarnameleri çıkarıldığını ve kesinleştiğini, bunun üzerine davalı ile davacı …’un 01/09/2010 tarihli protokolü düzenlediklerini bu protokole göre; icra dosyası alacağının 480.000,00TL olarak kabul edilip bu borç için 10/10/2010 tarihinde başlayıp takiben 10/09/2012 tarihinde biten 20.000,00 TL bedelli sıralı 24 adet bononun verildiğini, takibin işlemden kaldırılması gerektiğini ancak kaldırılmadığını, müvekkili tarafından Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/10790 esas sayılı icra takibinin iptali için Ankara 14.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1142 esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın derdest olduğunu, bonolardan 10.10.2010 vadeliden sırayla 10.10.2011 vadeli ve 10.02.2012 vadeli olanın ödenmiş olması nedeniyle müvekkillerine teslim edildiğini, teslim edilen toplam bono bedelinin 280.000,0TL olduğunu, ancak 10 adet 200.000,00TL bedelli 10/11/2011, 10/12/2011, 10/01/2012, 10/03/2012, 10/04/2012, 10/05/2012, 10/06/2012, 10/07/2012, 10/08/2012, 10/09/2012 vade tarihli 20.000,00’er TL bedelli 10 adet bononun bedellerinin ödenmesine rağmen davacı yana teslim edilmediğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak bu bonoları müvekkiline teslim etmediği gibi taraflar arasında yapılan protokolü de yok sayarak ve müvekkilleri tarafından kendisine yapılan ödemeleri eksik beyan etmek suretiyle 167 bin TL olarak icra dosyasına beyan edip icra dosyası üzerinden işlem yaptığını Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/107 90 esas sayılı dosyasının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere müvekkillerinin davaya 167 bin TL ödeme yaptığının zaten davalının kabulünde olduğu davalı tarafından ödeme nedeniyle kendilerine teslim edilen 14 adet senet bedelinin 280.000,0 TL olduğunu, icra dosyasına yapılan 167 bin TL tutarlı ödemeyi de davalı taraf kabul ettiğine göre toplam ödemenin 447 bin TL olacağı zaten davalıya ödemesi gereken tutarın da 480 bin TL olduğu, davalı yanın icra dosyasında iki vekili bulunuyor iken daha sonra bunların ayrıldığını, bir kısım ödemelerin bir vekile bir kısmının da diğerine yapıldığını bunların icra dosyasına yansıtılıp yansıtılmadığını bilmediklerini ve protokole rağmen takibin iptal edilmesi gerekirken takibin de iptal edilmediğini belirterek davalı şirkete borcunun olmadığının tespiti ile bedelsiz kalan bu bonoların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, senetlerin protokolün yapılması ile beraber protokol tarihindeki davalı avukatı …’a teslim edildiğini, icra dosyasında görülen ödemeler dışında ödemeleri kabul etmediklerini, ödeme iddiasının ispatının davacı tarafa ait olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davanın Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/17790 esas sayılı dosyasında bulunan borç nedeni ile davalıya verilmiş 20 senedin, 10 tanesinin iade edilmiş olduğu, 10/11/2011, 10/12/2011, 10/01/2012, 10/03/2012, 10/04/2012, 10/05/2012, 10/06/2012, 10/07/2012, 10/08/2012, 10/09/2012 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli 10 adet bononun ise ödendiği halde iade edilmemiş olduğu iddiasına dayalı olduğu, davacı tüm senetleri ödediğini ancak davaya konu on senedi iade almadığını iddia ettiği, davalının ise ödeme iddiasını kabul etmediği, kambiyo senedi niteliğinde olan bononun illetten mücerret olmakla birlikte açık borç ikrarı niteliğinde olduğu, senetlerden doğan borç her iki tarafın da kabulünde olduğu halde davacının ödeme iddiasının davalı tarafından kabul edilmediği, şu halde ödeme iddiasının davacı tarafından ispatı gerektiği, mutat olan, yapılan ödeme mukabilinde basiretli davranan tacirin senetleri iade alması olduğu, iade edilmiş senetler yönünden davacının ödeme beyanının geçerli olduğunun kabul edilebileceği, ancak mutat olanın aksine iade alınmamış senetler yönünden ödeme yapıldığı iddiasını ispatla mükellef olanın davacı olduğu, iş bu davada gerek Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/17790 esas sayılı dosyasında bulunan harici tahsil beyanı ve banka dekontları ile yapılan ödemelerin iade alınmayan senetlere ilişkin olduğuna dair ispat yükünün davacıda olduğu, davacının dosyaya sunduğu harici ödeme beyanı ve dekontlar dışında yapılan ödemelerin hangi senede ilişkin olduğuna dair delil ibraz edemediği, dosyada bulunan tüm ödeme beyanı ve dekontların incelenmesinde Ankara 15. İcra Dairesinin 2008/10790 Esas sayılı takibine Av. … tarafından 24/09/2013 tarihinde bildirilen 167.000,00 TL ödeme beyanında ödemenin hangi bonolara binaen yapıldığı hususunda açıklık bulunmadığı, dosya içerisinde banka yolu ile yapılan ödemeleri gösterir 14.02.2011 tarihli “10.02.2011 tarihli 20.000 TL … senedi” açıklamalı dekont, 15.03.2011 tarihli “… … ekine karşılık” açıklamalı dekont, 20.05.2011 tarihli “… …” açıklamalı dekonttan ise sadece; 14.02.2011 tarihli “10.02.2011 tarihli 20.000 TL … senedi” açıklamalı dekont bedelinin dava konusu olmayan ve davacılar uhdesinde bulunduğu anlaşılan 10/02/2011 tarihli senet karşılığı yapıldığının açıkça anlaşıldığı, diğer dekontlarda ödemenin hangi bonolara binaen yapıldığı hususunda açıklık bulunmadığı, bu halde uyuşmazlığın TBK’nın 102/1. maddesindeki düzenleme nazara alınarak çözülebileceği, yapılan ödemelerin vadesi ilk gelen senetten mahsup edilerek son senet vadesine kadar düşüm yapılarak hesaplanması gerektiği, davacının dosyaya sunduğu belgelerden anlaşılan tüm ödemeler toplamının 207.000,00 TL olduğu, tüm ödemelerin davaya konu edilen ve edilmeyen 20 senede ilişkin olduğu kabul edilse dahi iade edilen senetlerin bedeli 200.000,00 TL olduğundan, davacının ödeme iddiasını bakiye 7.000,00 TL yönünden ispat ettiğinin kabul edilebileceği, davacı vekilinin davanın sözlü yargılama aşamasında 90.000,00 TL yönünden davayı kabul ettiğinden, davacının ispat edebildiği ödemenin de 7.000,00 TL olduğu nazara alınarak (ödemelerin hangi senede ilişkin olduğu bilinemediğinden) neticeten açılan davanın kısmen kabulü ile;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE davacıların keşidecisi ….Şti., 01/09/2010 keşide tarihli 10/09/2012 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli bono nedeniyle 90.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili; Dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek, dava konusu yapılan 10.11.2011, 10.12.2011, 10.01.2012, 10.03.2012, 10.04.2012, 10.05.2012, 10.06.2012, 10.07.2012, 10.08.2012, 10.09.2012 vade tarihli 20.000,0 TL bedelli 10 adet bononun ödenmesine rağmen davalı tarafından müvekkiline teslim edilmediği, protokolün 2. maddesinin açık olduğu, buna göre protokolün taraflarca imzalanmasından sonra davalı alacaklı tarafından Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/10790 esas sayılı takip dosyasının işlemden kaldırılacağı ve tüm hacizlerin de kaldırılacağı, davalı vekili tarafından protokol gereği bu dosya üzerinden tatbik edilen tüm hacizlerin kaldırıldığı fakat icra dosyasının işlemden kaldırılmadığı, protokole göre son bononun vade tarihinin 10.09.2012 olduğu, davalı şirketin bu vade tarihinden itibaren eğer alacağını almamış olsaydı takibe geçmesi işlem yapması ticaretin ve hayatın olağan bir gereği olacağı, iptali istenen bonolardan en son vade tarihli bononun bile vade tarihinin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra üstelik elinde kalan bonolar üzerinden işlem yapmak yerine protokol ile işlemden kaldırma yükümü altına girdiği, icra dosyası üzerinden işlem yapmasının davalı yanın kötü niyetini gösterdiği müvekkili şirketin ve diğer davacının bu 24 adet bonodan bir kısmını elden ödeyip bono aslının teslim alındığı (14 adeti) bir kısmının da davalı şirket vekillerine ödendiği, davalı şirket vekilleri tarafından eksik göstermekle beraber yapılan ödemelerin 167.000,0TL’lik kısmı kabul ve beyan edildiği müvekkillerinin yaptıkları ödemelerden dolayı davalı yanın da kalan bonoları davalı şirketin büyüklüğüne inanarak ve itimat üzerine teslim almadıklarını, zaten davalı şirketin de bu senetlerle ilgili bugüne dek herhangi bir işlem yapmadığı, hem protokol hem bilirkişi raporu dikkate alındığında mahkeme kararının kaldırılması gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacı yanın bonolardan sorumluluğunun kapsam ve miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/10790 esas sayılı icra dosyasında davalı … Şti tarafından davacı … ve dava dışı 3 borçlu aleyhine 28.08.2008 tarihinde, toplam 305.552,10 YTL alacak için (25.08.2008 143.250 YTL, 25.07.2008 T 144.000,0YTL) 2 adet çeke dayalı kambiyo takibi yapıldığı, dayanak çeklerde … Şirketi keşideci, … lehdar olup 25.07.2008 ve 25.08.2008 keşide tarihli 144.000,0YTL ve 148.250,0 YTL olduğu; bu dosyada alacaklı vekili avukat …’ın 19.08.2013 tarihli e-imzalı talebiyle muhtelif tarihlerde parça parça olmak üzere 14.02.2011 tarihinde 20.000 TL; 15.03.2011 tarihinde 20.000 TL; 22.07.2011 tarihinde 10.000 TL; 19.09.2011 tarihinde 15.000 TL; 07.10.2011 tarihinde 25000 TL; 04.11.2011 tarihinde 20.000 TL;01.03.2012 tarihinde 12000 TL, 30.03.2012 Tarihinde 25000 TL; 01.06.2012 tarihinde 10.000 TL; 02.07 2012 tarihinde 10.000 TL olmak üzere 167.000,00 TL nin dosya borçlusu tarafından kendi hesabına aktarıldığı ve bu miktarın tahliye alacaklarına mahsuben alındığını, alınan paraların tamamının dosya alacaklısı müvekkili … Limited Şirketi’ne ödendiğini beyan etmiştir.
01.09.2010 tarihinde düzenlenen protokolde; Alacaklısı … Limited Şirketi, borçlusu … olan Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2008/ 10790 esas sayılı dosyası aşağıdaki şartlarda anlaşılmıştır.”dosya borcu 480.000,0TL olarak anlaşılmış olup bu miktara avukatlık ücreti icra harçları dahildir. Dosya derhal işlemden kaldırılacak dosyadaki bütün hacizler kaldırılacaktır. Bu dosyadan dolayı başkaca hak ve alacak kalmamıştır. Aşağıdaki şartlarda ödenecektir. …24 madde halinde 24 senet sayılmıştır… yukarıda dökümü yapılan senetler dosya alacaklı vekiline teslim edilmiştir. Bu dosyadan dolayı Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden karşılıksız çek dosyası … vekiline yetki belgesi verilerek takibi sağlanacaktır. Yukarıdaki senetler ödendiği takdirde karşılıklı ibralaşmış sayılacaktır.” Alacaklı … limited şirketi vekili ve borçlu … şahitler huzurunda imzalamıştır. Dava konusu olan 10 adet senette protokolde belirtilen senetlerdendir.
Buna göre Ankara 15 İcra Müdürlüğünün 2008/ 10790 esas sayılı dosyasında bu protokol ile borç tutarının 480.000 TL olarak kabul edildiği, tarafların borç tutarına yönelik itirazı da bulunmadığı, bu borç için 24 adet bononun düzenlenerek davalı alacaklı vekiline teslim edildiği, uyuşmazlığın davacı tarafça tüm bono bedellerinin ödendiği iddia edilmesine karşın davalı tarafın icra dosyasına yansıyan ödemeleri kabul edip diğer ödemeleri kabul etmemesi olduğu, dosya içeriği toplanan delil ve alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı tarafça toplam 207 bin TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerde hangi senetlere dair ödeme yapıldığının belirtilenler dışında belli olmadığından tüm senetler yönünden ödeme olarak benimsendiğinde davacı tarafça bedeli ödenip iade alının senetlerin 200.000,0TL tutarında olduğu, davacı tarafça 2008/ 10790 esas sayılı icra dosyasına alacaklı vekili avukat … tarafından bildirilen 19.08.2013 tarihli açıklamada 167.000,0TL lik ödemenin dava konusu senetlere ilişkin olduğu iddia edilmişse de; alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ödemelerin hangi senetlere ilişkin yapıldığı belirtilmediğinden TBK 102.madde gözetilerek davacı elinde bulunan senetlere karşılık yapıldığı, ödenen 167.000,0TL nin de davacı elinde bulunan senetlere ilişkin ödeme olduğu, davacı yanın dava konusu edilen senetlerden davalı tarafa ait iki ayrı vekile ödeme yapıldığı iddiasının ise davalı tarafın 90 bin TL yönünden ödemeyi kabul beyanı gözetildiğinde Mahkemece davacı yanın dava konusu bonoların 90.000,00 TL’si yönünden iddiasını kanıtladığı değerlendirilerek bu tutar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru olmuştur.
Ne var ki Mahkemece dava konusu bonoların davalı vekilinin kabulü ile 90.000,00TL’sinden borçlu olmadığı kabul edilmişse de kurulan hüküm infaza elverişli olmadığından dava konusu senetlerin TBK 102.madde gereğince “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.” hükmü gereği vadesi ilk önce gelmiş olan bonodan başlayarak 90.000,00TL tutar düşülerek borçlu olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/297 Esas 2019/791 Karar ve 14/10/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2) 1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacıların keşidecisi … …Şti., 01/09/2010 keşide tarihli 10/04/2012 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli bononun da 10.000,0TL’lik kısmından,
Olmak üzere toplam 90.000,0TL’sinden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu 22. Madde gereğince hesaplanan, alınması gereken 4.098,60 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.415,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 683,10 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 3.415,50 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana iadesine,
5-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi gereğince 9.950,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi gereğince 11.550,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, bilirkişi masrafı, tebligat ve yazışma gideri toplam 1.707,35 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 768,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden,
3)İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
4)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6)Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 06/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”