Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/337 E. 2022/1431 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/337 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1431

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/992 E- 2019/658 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı aleyhine fatura borcundan dolayı Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2016/17008 Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının fatura bedellerini ödediğini belirterek itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, davacının davalıya faturalarda da görüldüğü üzere tahrik tamburu, gergi tamburu, rulo gibi malzemelerin satış ve teslimini yaptığını, satışı ve teslimi yapılan malzemelerin bedelinin müvekkiline ödenmediğini, davalının itirazı ile birlikte bu bedelin ödendiğine dair herhangi bir belge sunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili şirketin, sözleşmeyi … ile yaptığını, yine malları bu şahıstan teslim aldığını, resmiyette … adına olan … Taş Kırma Makinaları isimli işyerini fiiliyatta …’ in dayısı … … ile birlikte yönettiği ve yetkilisi olduğunun bilindiğini, aile içinde yaşanan anlaşmazlık sebebiyle müvekkili şirketten mükerrer ödeme almak için icra takibi yapıldığını, müvekkili şirket tarafından alınan malların bedellerinin tamamının ödendiğini, davacı tarafından …’in şirketle ilgi ve alakası olmadığının iddia edildiğini, bu iddianın kesinlikle doğru olmadığını, …’in davacı şirkette sigorta girişi olup olmadığının bilinmediğini, ancak davacı …’ in eşinin akrabası olduğu ve şirket adına iş ve işlem yapmaya, ödeme almaya açık/örtülü yetkisi olduğunun bilindiğini, zira daha önce de davacının mallarını müvekkili şirkete sattığını, düzenlenen faturayı teslim ettiğini ve fatura bedelinin davacı şirketin banka hesabına ödendiğini, müvekkili şirket yetkilileri yapılan tüm ticari alış-verişlerde şirket adına … ile iş ve ilişki içinde olduklarını, bu sebeple de elden makbuz karşılığı ödeme yapmada sakınca görmediklerini, …’in yine davacı şirket ad ve hesabına … sanayi sitesinde bulunan; … Makine Otomotiv ve inşaat San. Tic. Ltd. Şti ve … Makine San. Ve tic. Ltd. Şti.’ ne iş ve işlem yaptığının bilindiğini, Müvekkili şirket tarafından fatura bedelinin ödemesinin yapıldığı …’in davacı şirket ile ilişkisinin örtülü ya da açık şirket adına iş ve işlem yapma, tahsilat yapma yetkisinin olup olmadığının araştırılmasını talep etiklerini, yine davacı adına kayıtlı bankalardan bu şahsın para çekme yetkisi olup olmadığı, para çekip çekmediği ve şirket ile bağı bağlantısının araştırılması gerektiğini, Açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli açılan davanın reddine, davacıların %20 tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, her ne kadar davacı taraf davalıya satmış olduğu mallar karşılığında düzenlediği 3 adet fatura bedelinin ödenmediğini belirterek dava konusu icra takibini başlattığını ileri sürmüş ise de davalı tarafça dosyaya sunulan 02/06/2016 tarihli ”BELGEDİR” isimli belgeden ve diğer tüm delillerden de görüleceği üzere, takibe konu olan fatura bedellerini davalı tarafın davacı adına hareket eden … isimli şahsa ödediği, her ne kadar davacı taraf …’in kendi adına hareket etmediğini ve temsilcisi olmadığını iddia etmiş ise de; mahkememizce bizzat tanık olarak dinlenen …’in bu hususu doğrulamadığı, fatura bedellerini tahsil ettiğini açıkça ifade ettiği dosyaya sunulan bir kısım belgelerden de daha önce de …’in davalı adına tahsilatlar yaptığının anlaşıldığı, bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı, takip konusu fatura bedellerinin davalı tarafça icra takibinden önce davacının adına hareket eden temsilcisi … isimli şahsa ödendiği, bu nedenle söz konusu takip nedeniyle davalının davacıya borcunun kalmadığı belirtilerek sübut bulmayan davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Yerel mahkeme kararı eksik inceleme sonucunda verilmiş olup kaldırılması gerektiği, malların teslim edildiği, bedelinin ödenmediği, …’in müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi bulunmadığı, …’in … ile hiçbir kan bağı olmadığı, …’in, …’in eşi … …’in yeğeni olduğu, kendisinin daha önce esnaflık yaptığı fakat devam ettiremediği, davalının dava konusu borca ilişkin müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Dava ve takibe konu alacağın ödenip ödenmediği uyuşmazlık konusudur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2016/17008 E. sayılı dosyası ile davacı tarafça davalı şirket aleyhine 553,84-TL fatura bedeli ve 31,82-TL işlemiş faiz, 9.292,50-TL fatura bedeli ve 472,01-TL işlemiş faiz, 1.132,80-TL fatura bedeli ve 48,88-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.531,85-TL alacak bakımından genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 02/02/2016 tarih ve 9.292,50-TL bedelli fatura, 04/03/2016 tarih ve 1.132,80-TL bedelli fatura ve 06/01/2016 tarihli fatura ve 3.053,84-TL bedelli faturaya ilişkin olduğu, ödeme emrinin davalı tarafa 29/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süre içerisinde 02/09/2016 tarihinde fatura bedellerinin ödendiği (firma yetkilisi olduğu belirtilen ve aynı zamanda firma sahibinin yeğeni olan …’e ödendiği) belirtilerek borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça 02.06.2016 tarihli “belgedir” başlıklı toplam 10.980,0 TL belirtilen tarihlerde ödemeye dair … Taş Makinaları adına … imzalı belge sunulmuştur.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının davalı adına 13.479,14 TL tutarında 3 adet fatura düzenlediği karşılığında 2500 TL tahsilatta bulunduğu, davacı defterine göre 10. 979,14TL alacaklı olduğu davalı vekilinin sunduğu “belgedir” başlıklı yazıda tahsil edildiği belirtilen tutarların davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının defterlerinde de aynı tutarda 3 adet faturanın kayıtlı olduğu, bu faturalar karşılığında davalının davacıya 2500 TL bankadan EFT ile ödemede bulunduğu, 10.980,0TL nakden dava dışı …’e elden ödenerek karşılığında 02.06.2016 tarihli belgenin alındığı davalının ticari defter kaydına göre davacıya 0,86 TL borcunun olduğu, davalı tarafından kendisine ödendiği iddia edilen dava dışı …’in davacının temsilcisi olup olmadığı davacı adına ödeme almak konusunda yetkili olup olmadığı hususunda dava dışı … Makine tarafından mahkemenin talebi doğrultusunda gönderilen yazı ekinde … tarafından imzalanmış davacı adına düzenlenmiş tediye makbuzunun davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu söz konusu ödemenin dışında davacının ticari defter kayıtlarına esas gelir gider belgelerinin incelenmesinde dava dışı … tarafından yapılan bir kısım işlemlerin daha olduğunun tespit edildiği belirtilerek, dava dışı …’in davacı şirket adına münferit nitelikte sayılabilecek işlemler yaptığının tespit edildiği, bu hususta davacı tarafından …’e verilmiş bir vekaletname olmadığı yazılı bir talimatlarının da bulunmadığı, adı geçen kişinin tahsilata yetkili olduğu kabul edilirse davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, aksi halde 10.979,14TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 551. maddesinde; “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” ;
Türk Borçlar Kanunu’nun 547. maddesinin birinci fıkrasında ise ticarî temsilci düzenlenmiş olup maddede; “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.
Ticarî temsilcilik; bir sözleşme olmayıp, tek taraflı bir hukukî işlemle verilen temsil yetkisini içerir. Buna bağlı olarak, ticarî mümessillik işletme sahibinin iradesine dayanır. Dolayısıyla burada söz konusu olan temsil yetkisi kanuni değil, iradi temsil yetkisidir.
Geniş bir faaliyet alanı ve iş hacmine sahip ticarî işletmelerde, bu işletmeyi kendi adına işleten kişinin (tacir), bütün işleri tek başına yürütmesine imkân yoktur. Bu nedenle tacir, ticarî işletmesiyle ilgili faaliyetleri yürütürken, başka kişilerin (tacir yardımcıları) emek ve mesailerinden de yararlanır. Tacir yardımcılarının bir kısmı, tacire bağımlı olarak çalışır; bunlar, tacirin verdiği talimat çerçevesinde ve onun nezaret-denetimi altında faaliyet gösterirler. Tacire yardımcı olan kişilerin diğer bir bölümü ise, çalışma yöntem ve zamanını serbestçe belirleme yetkisine sahip, bağımsız yardımcılardan oluşur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2022 tarih, 2019/(19)11-258 E, 2022/138 K sayılı kararı).
Bu kapsamda Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle dava dışı …’in üçüncü kişilerde davacı şirketin ticari temsilcisi olarak intiba uyandırıp hareket ettiğinin anlaşılmasına ve davacının alacağının bulunmadığının belirlenmesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”