Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/3 E. 2022/1873 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/3 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1873

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/260 E 2019/812 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 50.580,00-Euro alacaklı olduğunu, alacağın kaynağının 24/07/2014 tarih, … numaralı ve 20.650,00-Euro tutarlı, 24/11/2014 tarih, …numaralı ve 18.470,00-Euro ve 25/05/2015 tarih,… numaralı ve 19.460,00-Euro tutarlı faturalara dayandığını, davalı tarafından yapılan 16/11/2016 ve 09/08/2017 tarihli ödemelerin toplamının 8.000,00-Euro olduğunu, müvekkilinin toplam alacağının 50.580,00-Euro olduğunu, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkil ile davacı arasında eskiden beri süre gelen alım satıma dayalı ticari bir ilişkinin bulunduğunu, ticari ilişkilere dayanan ve davaya konu faturaların tamamını muhtelif zamanlarda banka kanalıyla davacı şirkete ödendiğini, bu ödemelerden ayrı olarak 16/01/2016 ve 09/08/2017 tarihlerinde toplamda 8.000,00-Euro ödeme yapıldığını, fazladan yapılan bu ödemelere istinaden sipariş edilen malzemelerin teslim edilmemesi sebebiyle müvekkili şirket ile davacı yan arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: icra takibinin dayanağını oluşturan faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 50.580,00-Euro alacaklı gözüktüğü, davalının defterlerine göre ise 5.880,00-Euro davacıya borcunun gözüktüğünün rapor edildiği, taraflar arasındaki uyumsuzluğun yıllar bazında ödemelerden ve ödemelerin hangi faturaya ilişkin yapıldığından kaynaklı olduğu, bilindiği gibi itirazın iptali davasında davacının üzerine düşen ispat yükünün takibin dayanağını oluşturan faturadaki malları davalıya teslim ettiğini ispat yükü olduğu, davalının üzerine düşen yükün ise teslim aldığı malların bedelin ödediği hususu olup, bu kabul çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; davacının icra takibinin dayanağını oluşturan faturadaki malları davalıya teslim ettiğini ispat ettiği, davalı tarafından yıllara göre söz konusu fatura bedellerinin ödendiği savunulsa fatura bazında söz konusu fatura bedellerini ödediğini ispat edemediği, cari hesaptan dolayı bir takım ödemeler gözükse de cari hesabın dayanağı olan 2006 yılına ait defterleri dosyaya sunmadığı, bunun dışında kendi defterlerinde gözüken ödemelerin bir kısmına ilişkin ise ödeme belgelerin bilirkişiye sunamadığı görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takibinin dayanağını oluşturan faturalardaki malı davalıya teslim ettiğini ispatladığı, davalı tarafından söz konusu faturalardaki malın bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı yönünde kanaatin oluştuğu, gerekçesiyle davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı şartlarda devamına, yine alacağın likit olması nedeniyle 236.284,47-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ve tespite dayandığını, dosyaya sunulan ödeme belgeleri, cari hesap, fatura ve ticari defterler ile hesaplama yapılması istenilen yıllara ait BS ve BA formları incelenmediği ve gümrük belgeleri ile iddia edilen tüm bu hususlar esas alınarak dosyanın bilirkişiye tevdii edilmediği, icra inkar tazminatına karar verilmeyeceğini belirterek eksik inceleme ve araştırmaya dayalı ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davalının takibe ve davaya konu faturalara dayalı alacağa ilişkin ödeme savunmasını usulüne uygun delillerle kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu faturaların ödendiği, mükerrer tahsile çalışıldığını savunan tarafın savunmasını yazılı delille veya yemin delili ile kanıtlaması gerekir.
Davalının; cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmıştır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan çeke ilişkin olarak davalının borçlu olup olmadığının belirlenmesi için açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile davalı yanın ileri sürdüğü vakıaya dair delilin toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/260 Esas, 2019/812 Karar ve 08/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”