Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/291 E. 2022/1520 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/291 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1520

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/44 E- 2019/900 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı ile aralarında uzun zamana dayalı ticaret bulunduğunu, davacının davalıya ortalama 450.000,00 TL’lik alışveriş için vermiş olduğu çek yaprağı bulunduğunu, davacının işlerinin bozulması ve davalıya geç ödeme yapması nedeniyle aralarında husumet oluştuğunu, mal karşılığı peşin olarak verilmiş olan çeklerin davacıya iade edilmediğini davaya konu çek ile diğer çeklerin karşılığı malların da teslim edilmediğini, davaya konu çekin Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/81 esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu belirterek, takibin tedbiren durdurulmasına ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında uzun yıllardır kömür satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davacının borcunu ödememesi üzerine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/81 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının alacağının takibe konu edilen alacaktan çok daha fazla olduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde bunun anlaşılacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda bir ihtilafın bulunmadığı, davacının ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi yönünde talimat yazıldığı ancak defterlerin temin edilemediği, verilen kesin süre ve usulüne uygun yapılan ihtarata rağmen de defterlerin sunulmadığı anlaşılmakla davacının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, her ne kadar davacı vekili davacının ticari faaliyete son vermesi nedeniyle defterlerini Sivrihisar Vergi Dairesi Müdürlüğüne teslim ettiğini beyan etmekteyse de bilirkişi tarafından yapılan ve mahkemece yeterli kabul edilen araştırmada defterlere ulaşılamadığının anlaşılması karşısında, davacının defterlerin temini yönünde gerekli çabayı sarf etme yükümlülüğüne karşın sarf etmediği ve bu suretle ibrazdan kaçınmış kabul edildiği kanaatine varıldığı ve yine davacı vekili tarafından da davalı defterlerine dayanıldığı hususunun açıkça dilekçesinde beyan edilmesi üzerine davalı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde de, davalının davacıdan 121.760,79 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine davacının davalıya borçlu olduğu bu suretle davaya konu icra takibi dayanağı çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti yönündeki DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Defterlerin ibrazında çaba sarfetmediği gerekçesinin yerinde olmadığı, Vergi Dairesine sunulduğuna dair tutanak verildiği,davalının işlerin bozukluğu bahanesi ile ilerde mal karşılığı peşin olarak verilmiş çekleri iade etmediği gibi, bu çekler karşılığında mal tesliminde de bulunmadığı, mahkemece davanın çeke dayalı olduğu göz ardı edilip alacak davası gibi davalının tüm kayıtlarının incelendiği, çekin bedelini belirlenen alacaktan mahsup etme yoluna gidildiği, kaldı ki ileri tarihli olarak verildiği anlaşılan çeklerin ödeme aracı olmayacağının Yargıtay içtihatları ile belirli olmasına rağmen davalı yanın çek karşılığı mal teslimini gösterir fatura veya teslim irsaliyesinin bulunup bulunmadığı hususlarına da bu bilirkişi raporunda değinilmediği, tek taraflı olarak alacaklarının dökümü yapılıp karar verildiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik araştırmaya dayalı karar verilip verilmediği uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, avans verildiği iddiasına dayalı çekten borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/81 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … Ltd. Şti.’nin alacaklı, davacı …’ın borçlu olduğu, 8.710,00 TL asıl alacak (yasal sorumluluk bedeli 1.290,00 TL tahsili sonrası bakiye), 856,92 TL işlemiş faiz, 871,00 TL çek tazminatı ve 26,13 TL çek komisyonu olmak üzere toplam 10.464,05 TL üzerinden 03.01.2018 tarihinde … seri nolu 10.000,00 TL meblağlı … Şubesine ait keşidecisi …, lehdarı …. Ltd. Şti. olduğu, 30/11/2016 keşide tarihli çek hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, 30.11.2016 günü ibraz edildiği yeterli karşılığı olmadığı şerhi düşüldüğü görülmüştür.
Mahkemece davacıya ait ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi yönünde Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacı vekilinin defterlerinin Sivrihisar Vergi Dairesinde bulunduğu şeklindeki beyanı doğrultusunda, 4 Nolu Şube yöneticiliğine yazılı başvuru yaptığını, 10/08/2015 tarihinde vergi dairesinin şubeye dönüştüğünün ve ilgili mükellefin tarh dosyasının Eskişehir Vergi Dairesi Müdürlüğünde bulunduğunun bildirilmesi üzerine Eskişehir Vergi Dairesine önceki evraklar ilgi tutularak yazılı başvuru yaptığını ancak vergi dairesinin mükellefin müdürlükteki tarh dosyasında talep edilip de kendisine iade edilmeyen defter ve belgeye rastlanmadığını bildirir şekilde cevap verdiğini ve neticesinde defter ve belgelerin ibraz edilmediği, inceleme yapılamadığı şeklindeki tespitlerinin yer aldığı; davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalının davacıdan 121.760,79TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu ve davalının takibe konu çek dolayısıyla talebiyle bağlı kalınarak alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Davacı yan dava konusu çekin avans olarak verildiği, mal teslim edilmediği iddiasına dayanmış olup davacının iddiasının kesin delillerle kanıtlanması gerektiği, bu kapsamda yazılı delil sunamadığı anlaşılmışsa da davacının yemin deliline de dayandığı görülmekle mahkemece davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/44 Esas, 2019/900 Karar ve 06/12/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 07/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”