Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/269 E. 2022/1435 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/269 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1435

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/1213 E- 2019/775 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının davaya konu sadece vadesi boş diğer unsurları dolu teminat senedine davacının rızası dışında zilyet olmuş ve hukukça hükmü haiz olacak şekilde vade tarihini doldurarak kambiyo vasfı kazandırarak davacının aralarında bulunduğu kişiler aleyhine Eskişehir 7.İcra Müdürlüğünün 2018/8318 esas sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, müvekkilinin şikayeti üzerine davalı hakkında Eskişehir C.Başsavcılığının 2018/34541 soruşturma nolu dosya üzerinden resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan iddianame düzenlenip dava açıldığını, davanın Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/653 esas sayılı dosyası üzerinden incelendiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili aleyhine icra dosyasından icra takibine konu edilen senedi hukuka aykırı olarak ele geçiren, dolduran ve sahte senedi icra takibine konu eden davalıya müvekkilinin hiçbir borcunun olmadığını, sahte senede dayanan icra takibi nedeniyle müvekkilinin telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek davalı tarafından alacaklı olmadığı halde sahte senetle Eskişehir 7.İcra Müdürlüğünün 2018/8318 esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinin durdurulmasına ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibe konan sahte senetten dolayı müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, İİK 72./4.maddesi uyarınca kötü niyetli hareket eden davalının toplam alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinin bazı kısımlarında Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8313 sayılı takip dosyasına konu ettikleri bononun teminat senedi olduğundan bahsederken dava dilekçesinin bazı kısımlarında da senedin sahte olduğundan bahsettiğini, birbiriyle çelişen bu iki iddianın da kabulünün mümkün olmadığını, zira bir senedin teminat amacı ile verilmiş olabilmesi için senet metninde karşılığının teminat olduğunun belirtilmesinin yanı sıra bu durumun sözleşme gibi yazılı bir belge ile desteklenmesi başta olmak üzere ciroyu önlemek adına arka yüzüne de hangi konu için teminat senedi düzenlendiğinin yazılması gibi daha bir çok koşulun bir arada bulunması gerektiğini, davacının söz konusu bononun teminat senedi olduğundan bahsettiğini ancak üzerinde herhangi bir teminat kaydı içermeyen bononun teminat amacıyla verildiğini herhangi bir yazılı belge ile de ispatlayamadığını, dava dilekçesince takip dayanağı bono ile aynı düzenleme tarihinde imzalandığından bahsedilen bir sözleşmeden bahsedilmediğini, ancak bu sözleşmenin de sunulmadığını, davacının delilleri arasında saydığı ceza soruşturması aşamasında dinlenen tanık beyanlarının da bu davada değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, senedin davacı tarafından cirolanarak müvekkilinin rahmetli babasının avukatına teslim edilmiş olmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hukuka aykırı ele geçtiği iddia edilen bir senedin ise sahteliğinden söz etmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin bono üzerindeki vade kısmını davacının ve müvekkilinin babasının arasındaki anlaşmaya uygun şekilde doldurmuş olması karşısında da senedin sahteliğinden söz etmenin mümkün olmadığını, müvekkili tarafından takibe geçilmeden evvel davacıya yazılı bildirimde bulunulduğunu, davacının bu bildirime karşı sessiz kaldığını, bononun teminat senedi olduğuna dair bir itirazda bulunmadığını, kesinleşen takipte satış aşamasına gelindiğinde davacı tarafça kötü niyetle süreci uzatmak adına müvekkili hakkında Savcılığa şikayette bulunulduğunu ve akabinde bu menfi tespit davasının açıldığını belirterek davacının kötü niyetli davasının reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı … ile davalının murisi …’nın dava dışı … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmemesi ve eksik ifa nedeniyle dava ve takibe konu bonoyu teminat amaçlı olarak düzenleyip davacıyı lehdar göstererek davacıya teslim ettiği şirket temsilcisinin şahsi olarak da senetten dolayı sorumluluğunun bulunduğu, senedin düzenlendiği anda vade kısmının ve senet düzenleme nedeninin boş bırakıldığı, söz konusu senedin … ve …’un da avukatlığını yapan tanık … …’ye … tarafından arkası imzalanmak suretiyle teslim edildiği, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği takdirde işleme alınmasının istendiği, bilahare yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin taraflarının sözleşmeyi 2015 tarihinde fesih ettikleri, bu fesih nedeniyle senedin karşılıksız kaldığı, bu feshe müteakip 16.10.2017 tarihinde davacı ile davalı murisinin avukatlığını yapan tanık … …’nin bu senedi tutanak karşılığı … mirasçılarına teslim ettiği, söz konusu senedin vade kısmı ile senet düzenleme nedeninin sonradan doldurulup takibe konu edildiği, söz konusu senedin davacının bilgi ve rızası olmaksızın avukatı tarafından davalı ve kardeşlerine teslim edildiği, bu durumun düzenlenen teslim tesellüm tutanağı ve ceza dosyasındaki tanık beyanları ile kanıtlandığı, davalı murisi …’nın senet metninde herhangi bir şekilde isminin yer almadığı, tüm bu belgeler, tanık beyanlarına göre ceza dosyasındaki iddianame ve toplanan deliller de dikkate alındığında davalının davaya konu senedi hukuk dışı yolla elde edip kötü niyetli olarak takibe konu ettiği senedin devri için taraflar arasında ciro ve teslim şeklinde hukuka uygun bir ilişki kurulmadığı, davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak davacının zararına senet bedelini tahsil etmeye çalıştığı anlaşıldığından ve davalının takibinde kötü niyetli olduğundan senet bedelinin %20’si oranında tazminatın da davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği belirtilerek;
-Davanın kabulü ile , Eskişehir 7. İcra müdürlüğünün 2018/8318 E sayılı dosyasında takibe konu edilen bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takibinde kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, senet bedelinin %20’si oranındaki 40.000,00TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; Takibe geçildiğinde ödeme emrini tebliğ alan davacının ödeme emri sonrasında da herhangi bir hukuki yola başvurmadığı, başlatılan icra takibinde davacının mülkiyetindeki taşınmazlardan borca yetecek kadarının haczedildiğinin borçluya bildirilmesi üzerine davacı Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1213 Esas sayılı dosyası ile dava açarak takip konusu bononun hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini, bononun esasen teminat amaçlı olarak verilmiş olduğunu iddia etmiş, aynı zamanda müvekkili hakkında resmi belgede sahtecilikten suç duyurusunda bulunulduğu, davacının bulunduğu suç duyurusu neticesinde müvekkili hakkında Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmış ise de bu davada karar aşamasına gelinmiş olup savcılık makamınca müvekkilinin beraatı yönünde mütalaa verildiği, bonoya ilişkin olan her türlü iddianın yazılı olarak ispat edilmesi gerektiği, bütün bunların yanı sıra davacı taraf söz konusu bononun sahte olduğunu da ileri sürdüğü, ancak bu iddiasıyla çelişir şekilde üzerindeki imzayı kabul etmekte olup bononun teslim tutanağında da belirtildiği şekilde sadece vade kısmı boş şekilde müvekkili tarafından teslim alınmış olduğunu da kabul etmiş, bononun sahteliğini düşündürmeye dahi yetecek yazılı delil sunamadığı, kendisine ait olduğu ve bedelsiz kaldığı iddiasında olduğu bir bononun avukatı tarafından müvekkiline teslim edilmiş olması karşısında adı geçen avukat hakkında derhal bir suç duyurusunda veya disiplin şikayetinde bulunmamış olmasının da davacının beyanları ve hayatın olağan akışı ile çeliştiği, kaldı ki söz konusu bononun ciro edilerek avukata verilmiş olması ancak avukatın bu bonoyu bir başka müvekkilinin mirasçılarına üstelik mirasçı sıfatıyla bonoyu teslim aldıklarını da belirttiği detaylı bir teslim tutanağı düzenleyerek vermiş olması da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı taraf dilekçelerinde müvekkilinin dava konusu bonoya dayanarak yasal haklarını talep etmiş olmasını evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının işlenmiş olması olarak nitelendirmekte ise de bu konuda verilmiş ve kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmadığı, ilk derece mahkemesince müvekkilinin dava konusu bonoyu kötü niyetle elde ettiğinin sabit olduğundan bahsedilerek müvekkilinin tazminat ödemesine karar verildiği, müvekkilin kötü niyetli olduğunu da kabul etmenin mümkün olmadığı bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik araştırmaya dayalı karar verilip verilmediği uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/8318 Esas sayılı icra dosyasında; alacaklı … tarafından borçlular … ve … aleyhine 200.000,00.TL asıl alacak, 1.068,49.TL faiz, 600,00.TL komisyon, 449,37.-TL ihtarname ve protesto masrafından oluşan toplam 202.117,86.TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus yolla11.09.2018 tarihinde takip yaptığı, takibin dayanağının … tarafından keşide edilen 10.04.2012 tanzim tarihli , 01.09.2018 vade tarihli, 200.000,00.TL bedelli bono olduğu, bonoda nakden kaydının yer aldığı, lehdarının … olduğu gibi …’un …’ya ciro ettiği görülmektedir.
16.10.2017 tarihli teslim tesellüm belgesi başlıklı evrakının incelenmesinden, Avukat… … tarafından dava ve takibe konu bononun … mirasçılarına imza karşılığı teslim edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 20.04.2010 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi’nin incelenmesinde Yüklenici …tarafından zemin dahil 6 kat apartman yapımı için arsa sahibi … ve … arasında 18 ay ruhsat alımından itibaren inşaat süreli sözleşme düzenlendiği sözleşmede teminat senedine dair bir kayda rastlanmadığı görülmektedir.
19.06.2015 tarihli düzenleme şeklinde fesihname başlıklı 20.04.2010 tarihinde yapılan 139 bin TL bedelli düzenleme şeklinde ” gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine görülen lüzum üzerine aralarında anlaşarak karşılıklı olarak fesh ettiklerini bu sözleşme hükmünün kalmaması ve karşılıklı olarak birbirimizden herhangi bir hak ve alacağımızın bulunmaması nedeniyle ibra ederiz şeklinde düzenlendiği” … ve… ve … tarafından imzalandığı görülmüştür.
Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/653 esas sayılı(2018/12276 soruşturma nolu) dosyasının incelenmesinden, müştekinin …, sanığın … olduğu, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan açılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava konusu senetle ilgili sahtecilik iddiasında bulunduğuna ve bu konuda açılan ceza davasının halen derdest olduğu bildirildiğine göre mahkemece ceza dosyasının sonuçlanması beklenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1213Esas, 2019/775Karar ve 05/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 24/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”