Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/255 E. 2022/1649 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/255 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1649

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
ESAS-KARAR NO : 2014/683 E- 2019/312 K

DAVACI :
MİRASÇI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalılar tarafından müvekkili aleyhine Ankara 30.İcra Müdürlüğünün 2010/5942 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, icra takibine konu 30.12.2009 keşide tarihli 190.300,00TL’lik çekin davalıdan alınan borcun teminatı olarak durmakta iken ve çek bedelleri arka yüzünde cirosu bulunan … … Tic.Ltd.Şti’nin … Şubesinde bulunan … numaralı hesabından davalının hesabına aktarıldığını, ayrıca iş ortağı … Devlet Demiryolları Sivas İşletmesindeki hak edişlerinden de 380.000,00TL’ nin davalı alacaklıya bu çek nedeniyle aktarıldığını, davalının kendisine bu çekler nedeniyle iş ortaklarının hesabından aktarılan ve yine kendisine temlik edilmiş bulunan 380.000,00TL’ sını almasına rağmen elinde bulunan bu çeklerin üzerini doldurarak icra takibine giriştiğini, yine davalı ile ortak olarak iş yapmış oldukları,…. Şti’nin banka hesabından ve TCDD Sivas İşletmesindeki alacaklarından iki adet çeklerinin ödenmesine rağmen iade edilmediğini ileri sürüp, icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, icra takibine konu çek üzerinde, çekin teminat çeki olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi davacı tarafından da buna ilişkin bir delilin dava dilekçesi ekinde sunulmadığını, davacının çek bedelini diğer davalı şirket hesabından müvekkili tarafından tahsil edildiğine ilişkin iddianın doğru olmadığını, bu şirketten yapılan tahsilatın dava konusu çek ile bir ilgisi bulunmayıp şirketten doğrudan doğruya olan alacaklarının tahsiline ilişkin olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi, dava konusu çekin şirkete ait borcun teminatı olarak diğer davalı …’ de durmakta iken çek bedelinin şirket banka hesabından diğer davalıya ödendiğini, ayrıca şirketin Devlet Demiryolları Sivas İşletmesindeki hak edişlerinden de alacağın temliki suretiyle çeke karşılık ödeme yapıldığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı, çekin keşide tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle adi yazılı belgeye dönüştüğünü belirtmişse de imzasını inkar etmemekle ödeme yönündeki savunmasını bu halde de kanıtlamak zorunda olup, davalı şirket temsilcisi davacı ile paralel biçimde dava konusu çek bedelinin diğer davalıya gerek DDY’deki hak ediş alacaklarını temlik ederek gerekse banka hesabı ile ödediğini belirtmiş ise de; bu yöndeki iddia ve savunma Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi, rapor ve ek raporu ve dosya içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde kanıtlanamadığının tespit edildiği, ayrıca 15/11/2009 tarihi itibariyle davalılar arasında ticari alışverişten ötürü alacak borç ilişkisi kalmadığı, bu protokolün dava konusu çeki kapsadığı iddia edilmekte ise de; protokolde bu yönde bir açıklık bulunmadığı gibi, bir senet ödenmiş ise, aslının ödeyen kişi de bulunması gerekmekte olup, senet aslının davalılardan Bahattin’de bulunmasının dahi bedelinin ödenmediğine karine teşkil ettiği ve aynı nedenle verildiği belirtilen diğer 152.500,00 TL’lik çek ile ilgili Ankara 2. Asl. Tic. Mahkemesinde yapılan yargılamada davanın reddine dair Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen kararda dikkate alınarak kanıtlanamayan davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Dava konusu edilen çekin arka yüzünde imzası bulunan….Şti. yetkilisi cevap dilekçesinde, icra takibi konusu borcun tamamının ödendiğini belirttiği, dava konusu edilen çek ile ilgili olarak Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/827 E. sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda çekin tahrif edilmiş olduğu ve iğfal kabiliyeti oluşturacağı kanaatine varıldığının belirtildiği, davalı Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesine vermiş bulunduğu 22.03.2011 tarihli ifadesinde; yaklaşık olarak 2 yıl önce….Şti. isimli firma ile akraba dediği davacı müvekkilinin ihalelere girmek için paraya ihtiyacı olduğunu ve kendisine de kar payı vermek koşulu ile kendisinden 152,500,0TL.sı ve 190.300,0TL.sı tutarında para verdiğini ve müvekkiline ait çekin arka yüzüne … isimli kişilerin kefaletini aldığını belirttiği, çeklerin üzerinde tahrifat yapıldığı belirtilmiş olmasına ve çeklerin gerçek keşide tarihi 27.05.2009 olması neticesinde tahrifat yapılarak 20.12.2009 haline getirilmesi karşısında dava dosyası içerisinde bulunan protokol başlıklı belgeden de anlaşılacağı üzere tahrif edilen bu çek nedeniyle borcunun bulunmadığının ortada olduğu, çek üzerinde tahrifat yapılmasıyla birlikte çekin kambiyo vasfınının ortadan kalktığı, adi belgeye dayanarak alacağın kanıtlanamayacağı ve bu nedenle de davalıya borçlu bulunmadığının tespitine de karar verilmesi gerektiği, icra takibi konusu yapılan çekin arka yüzündeki ciro silsilesinin de kopuk olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının takibe konu borçtan sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
30. İcra Müdürlüğünün 2010/5942 sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından … aleyhine 30.12.2009 tarih, 190.300,00TL’lik çek nedeniyle 19.03.2010 tarihinde kambiyo takibi yapıldığı, takibin devam ettiği anlaşılmıştır.
Davaya konu olan çekin incelenmesinde; keşidecisinin … keşide tarihinin 30.12.2009, bedelinin 190.300,00 TL olup, hamiline düzenlendiği arka yüzde ciro silsilesi takip edildiğinde …, ….Ltd.Şti ile … olup 08.01.2010 tarihinde ibrazında karşılığının olmadığına dair kaşelendiği ve 30. İcra Müdürlüğünde 2010/5942 sayılı dosyasında da alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği görülmüştür.
08.03.2010 tarihli temliknamenin incelenmesinde; … …Ltd.Şti. müdürü …, TCDD’den doğmuş ve doğacak olan alacaklarından 20.000,0TL’ lik kısmını …’a temlik etmiştir.
…’ün(davacı) şikayeti üzerine davalı-… hakkında tefecilik yapmak suçundan açılan Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/615E, 2013/540K 03.12.2013 tarihli kararında; sanık müştekinin amca oğlu olduğu, olay tarihinde kendisine borç para verdiği, suça konu iki çeki düzenleyip verdiği, kendisinin de icraya koyduğu, çeklerde tahrifat yapmadığını bildirdiği, mahkemece 30.12.2009 tarih 190.300,0TL ve 20.12.2009 tarih 152.500,0TL tutarlı çeklerin bedelleri ödenmesine rağmen müştekiye iade etmeyerek keşide tarihlerini değiştirip müşteki hakkında icra takibi başlattığı, resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği ileri sürülmüşse de bilirkişi raporuna göre çeklerin keşide tarihlerinin değiştirildiği ancak iğfal kabiliyetini haiz olmadıklarının tespit edildiği belirtilerek atılı suçun unsurlarının oluşmadığından beraatine karar verilmiş, karar Yargıtay 11.CD onanarak 25.05.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Ayrıca Ankara 2.ATM’nin 19.02.2015 tarih, 2010/449 E, 2015/79K sayılı kararıyla da; davacı …, davalı … ve ….Ltd.Şti aleyhine 17.07.2010 tarihinde açılan davada; 20.12.2009 keşide tarihli 152.500,0TL tutarlı çekin aynı iddia ile açılan davada Mahkemece; “Davacı mevcut davada icra takibinin iptalini değil, icra takibine konu çekten ötürü davalılara borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı şirket temsilcisi davacı ile paralel biçimde dava konusu çek bedelinin diğer davalıya gerek DDY’deki hak ediş alacaklarını temlik ederek gerekse banka hesabı ile ödediğini belirtmiş ise de alınan 16.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda takibe konu çekte tahrifat yapılmış olup çekin normal tanzim tarihi nazara alındığında çekin 10 günlük yasal ibraz süresinden çok sonra bankaya ibraz edilmekle çek vasfını kaybetmiş olduğu, takibe konu çekin … Şirketi tarafından ödendiği iddiasının dosyadaki belgelerle tespit edilemediği, ek raporda da takibe konu çekin teminat amaçlı verildiği belirtilmiş olmakla birlikte çekin teminat amaçlı verildiğine dair çek üzerinde ibare olmadığı gibi bu nedenle düzenlenmiş protokolde olmadığından teminat amaçlı verildiğinin kanıtlanamadığı, diğer yandan davacı anılan çekin diğer davalı … Şirketinin DDY hak edişlerinden davalıya temlik edilmesi suretiyle ödendiğini beyan etmişse de temliklerde veya davalı hesabına yapılan ödemelerde çeke karşılık yapılan bir ödeme ibaresi bulunmadığından bu çeke yönelik ödeme yapıldığının kabul edilemeyeceğinin bildirildiği, davacı, çekin keşide tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle adi yazılı belgeye dönüştüğünü belirtmiş ise de; imzasını inkar etmemekle ödeme yönündeki savunmasını bu halde de kanıtlamak zorunda olduğu ancak kanıtlanamadığı, ayrıca 15/11/2009 tarihi itibariyle davalılar arasında ticari alışverişten ötürü alacak borç ilişkisi kalmadığı, bu protokolün dava konusu çeki kapsadığı iddia edilmekte ise de; protokolde bu yönde bir açıklık bulunmadığı gibi, bir senet ödenmiş ise aslının ödeyen kişi de bulunması gerekmekte olup, senet aslının davalılardan Bahattin’de bulunmasının dahi bedelinin ödenmediğine karine teşkil ettiği gerekçesi ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği; Yargıtay 19.HD si 2015/18010 E, 2016/9267 K sayılı kararla ödeme iddiasında bulunan ve bu nedenle ispat külfeti üzerinde bulunan davacının iddiasını ispatlayamadığı belirtilerek karar 24.05.2016 tarihinde onanmıştır.
Dosyada bulunan protokol başlıklı belgede; “15.11.2009 tarihine kadar … ve … Şirketi arasında yapılan ticari alışverişten dolayı herhangi bir alacak verecek kalmamıştır.Birbirimizden bu tarihe kadar olan alışverişten dolayı tarafların dava açma hakkı yoktur.” denilerek (davalı)… ve … imzalamıştır.
Yine protokol başlıklı sadece … Şirketi tarafından imzalanan belgede; “19 Kasım 2009 tarihinde noterlikçe TCDD Müdürlüğüne tebliğ edilen 190.000,0TL temlikname miktarını temlik olunan …’dan şirketimiz … Şirketi adına borç olarak aldım.Aynı zamanda 05.01.2010 tarihinde 250.000TL temlikname karşılığı miktarı … Şirketi adına borç olarak aldım.” içeriğini taşımaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacı yanın bedelsizlik iddiasının kesin delillerle kanıtlanamadığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 28/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”