Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/251 E. 2022/1436 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/251 (KALDIRMA GÖNDERME )
KARAR NO : 2022/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/237 E- 2019/811 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Davacı vekili, davacı ile davalı … arasında 25/06/2014 tarihinde Taşınmaz Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesi yapıldığını, iş bu sözleşme neticesinde satıcı-davalı …, … parselde bulunan mesken nitelikli taşınmazı 109.000,0TL bedelle müvekkiline satımı hususunda anlaştığını, ancak sözleşmenin şekil ve içerik bakımından tüketicinin korunması hakkındaki kanun hükümlerine aykırı olduğunu, yok hükmünde bulunduğunu, meskenin satış bedeli için müvekkiline kredi çıkmadığı için satımın gerçekleşmediğini, sözleşmenin 10.maddesinde de belirtildiği gibi kredinin çıkmaması halinde sözleşmenin fesh olmuş olacağının açıkça dercedildiğini, müvekkil ile sözleşme konusu satımın gerçekleşmediğini, sözleşmenin 11.maddesinde belirtilen ve teminat olarak satıcı-davalıya teslim edilen 25/06/2014 tanzim tarihli, 11/07/2014 vade tarihli, 10.000-TL meblağlı, keşidecisi davacı olan, alacaklısı … olan bononun davalı tarafça Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2014/14018 Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin ödeme emrinin davacıya 22/07/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının haciz işlemleri ile karşı karşıya kalacak ve mağdur olacağını, davacının davalı ile 25/06/2014 tarihinde sözleşme yapmadan önce 23/05/2014 tarihinde ileride davalıya ödeyeceği komisyon ücretine mahsuben 955,0TL ödemiş olduğunu belirterek, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme feshedilmiş olduğundan davacı tarafından ödenen 955,0TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davacı aleyhine Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2014/1408 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin durdurulmasını, icra takibine konu edilen bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, kötüniyetle hareket eden davalının %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, davalıya mahsuben ödenmiş olan 955,0TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle mahkemenin görevli olmaması nedeniyle reddine, davaya konu olan bononun sözleşme ile alakalı olmadığı ile davanın reddine, tahrifata dayalı olarak açılması ve takibin durması nedeniyle müvekkil zararlarının karşılanması için alacağın %20 oranından az olmamak üzere tazminatın müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında … nolu bağımsız bölümünün davacıya devri için sözlü olarak simsarlık sözleşmesi yapıldığı, yazılı olarak taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, bu taşınmaz bakımından dava dışı… ile simsarlık sözleşmesi yapıldığı, … nolu bağımsız bölümün tapu kaydından anlaşıldığı üzere davacıya devredilemediği, davalının sunduğu sözleşme örnekleri içinde de davalı ile davacı arasında yapılmış sözleşmeye rastlanmadığı, şu halde taraflar arasında davacıya devri sağlanan ve sağlanmayan taşımazlar için TBK’nun 520. maddesinde öngörülen şekil şartlarını taşıyan, usulüne uygun bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı, sözlü olarak yapılan veya davalının satıcı olarak gözüktüğü sözleşmelerin da geçersiz olduğu, yine davalının resmî bir makam olan Polis Merkezinde verdiği mahkeme dışı ikrar niteliğindeki beyanı ile dava konusu senedin geçersiz simsarlık sözleşmesi nedeni ile davalıya verildiğinin anlaşıldığı, senedin dayanağı olan sözleşmenin geçersiz olması nedeni ile davalının alacak hakkı bulunmadığına göre tüm tarafların birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlü oldukları belirtilerek;
-Davanın KABULÜ ile davacı … … Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2014/14018 esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilen 25/06/2014 düzenleme tarihli 11/07/2014 ödeme günlü 10.000,00-TL bedelli keşidecisi … lehtarı … olan bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına yönelik taleplerin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından başvurulmuştur.
Davacı yan 25/06/2014 tanzim tarihli, 11/07/2014 vade tarihli, 10.000-TL meblağlı, keşidecisi davacı olan, alacaklısı … olan bonodan borçlu olmadığının tespiti ile davacının davalı ile 25/06/2014 tarihinde sözleşme yapmadan önce 23/05/2014 tarihinde ileride davalıya ödeyeceği komisyon ücretine mahsuben 955,00TL ödemiş olduğunu belirterek bu tutarın ödenmesini istemiştir.
Belirtilmelidir ki HMK’nin 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Ne var ki somut olayda Mahkemece davacı yanın taleplerinden sadece bono ile ilgili menfi tespit kararı verilmiş, diğer taleple ilgili bir hüküm kurulmamıştır.
Bu durumda, mahkemece HMK 297/2.maddeye uygun yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle tarafların işin esasına yönelik istinaf itirazları incelenmeksizin yeniden karar verilmesi için HMK.’nın 355. maddesi uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/237 Esas 2019/811 Karar sayılı 21/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 355.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/10/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olmak üzere karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”