Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/227 E. 2022/1562 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/227 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1562

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/1056 E 2019/722 K
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya verilen borçtan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9389 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, icra takibine konu takip dayanağı olan belgelerin hukuken hiçbir geçerliliğinin söz konusu olmadığını, her iki tarafın muhasebecisinin aynı kişi olduğunu, müvekkilinin muhasebe kayıtlarına işlendiği iddia edilen kayıt ve bilgilerin müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu, davacının 2013 yılından itibaren müvekkilinin borç aldığını beyan ettiğini, 587.000,00 TL gibi bir meblağın borç olarak verilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, durumun muhasebe hatasından başka bir şey olmadığını, davacı şirketin temsilcisi olan … ile Eskişehir ilinde faaliyette bulunan… arasında eskiye dayalı gizli bir ortaklık bulunduğunu, 2016 yılı başında müvekkilinin eniştesi olan ve davacı şirketin sahibi …’in müvekkilini arayarak…’la mal bağlantısı olduğunu ve hatır çekine ihtiyacı olduğunu belirterek müvekkilinden 947.000,00 TL’lik muhtelif tarihlerde düzenlenmiş hatır çeklerini vermesini istediğini, bu çeklerin ödenmemesi halinde kendisinin ödeyeceğini beyan ettiğini, …’in hatır çeklerinin karşılığında ödeme yaptığını, bu ödemelerin…’ın carisinden düşülmesi gerekirken her iki tarafın ortak muhasebecisinin bu paraları davacı şirkete müvekkilinin borcu olmamasına rağmen borcu varmış gibi işlem yaptığını, müvekkilinin muhasebe kayıtlarına borç olarak yazılan miktarlarda… firmasına verilen çeklerin miktarları, tarihleri ve saatlerinin uyuştuğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yanın iddialarını ispat edemediği, taraf ticari defter ve belgelerine göre bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının davalıdan 412.000,00 TL’lik alacağının bulunduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundaki hatır iddialarının doğruluğunun kabul edilmesi halindeki alternatifli görüşe itibar edilmesi gerektiği, zira çeklerin ödeme tarihleri ile gönderilen paraların aynı tarihli olduğu, davacı şirket yetkilisi ile müvekkili şirketin yetkilisinin husumetli olması nedeniyle durumun bu şekilde yansıtıldığı,
İstinaf eden- davacı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, rapora itirazların karşılanmadığı, müvekkilinin alacağının icra takibinde olduğu gibi 587.000,00 TL olduğu, ayrıca takipte talep edilen faizin reddi kararının da doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık cari hesap kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9389 E. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 587.000,00 TL cari hesaptan kaynaklanan alacak ile 117.802,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 704.802,89 TL’nin tahsili için ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun takibe ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, iş bu davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/354 E. sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı …… Ltd.Şti vekili tarafından davalı… aleyhine menfi tespit davası açıldığı, bu davada … Şti vekillerinin iş bu davaya konu bir kısım çeklerin de bulunduğu dava konusu çeklerin alınacak demire karşılık avans niteliğinde verildiğini iddia ettikleri, herhangi bir hatır çeki savunmasının yapılmadığı, yapılan yargılama sonucunda 08.03.2017 tarih ve 2017/211 sayılı kararla 494.000,00 TL bedelli çeklerle ilgili olarak istirdata dönüşen davanın kabulüne karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Eskişehir C. Savcılığı’nın 2018/3575 soruşturma sayılı kararının incelenmesinden, müştekinin …, şüphelilerin … ve… , suçun güveni kötüye kullanmak, dolandırıcılık olduğu, 21.11.2018 tarihinde şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan 09.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerine sahip olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacı alacağının (asıl alacak yönünden) 412.000,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2.a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2.b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 28.143,72 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.035,93TL harcın mahsubu ile bakiye 21.107,79TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 11/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”