Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/201 E. 2022/795 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/201 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/795

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019
ESAS-KARAR NO : 2015/785 E 2019/528 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan 28.04.2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli ürün bazında yetkili dağıtıcılık sözleşmesi davalı şirket tarafından Beyoğlu 38. Noterliği, 18 Mart 2014 tarih, … yevmiye numaralı bildirimi ile süre sonunda fesih edildiğini, ürün bazında yetkili dağıtıcılık sözleşmesinin feshinden sonra, davacı tarafından ihtarnamesi keşide edilerek hukuki ilişkinin sona ermesi nedeni ile fatura alacakları, avans ödemeleri ve hizmet bedeli olmak üzere üç kalemden oluşan davacı alacaklarının ödenmesinin ihtar olunduğunu, davalının borçlarının bulunmadığını bildirdiğini, bunun üzerine alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davalı şirketin merkezinin bulunduğu yerin, İstanbul Merkez İcra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, 25/06/2013 tarihli çerçeve sözleşmenin 25/12/2013 tarihinde sona ermesine rağmen taraflar arasında bir çerçeve sözleşme olmadan satım ilişkisinin devam ettirildiğini, davacının, talep ettiği şekliyle davalı şirketten bir alacağının olmadığını, hatta bu tarih itibariyle davacının, müvekkiline 266.533,63-TL borcu olduğunu bildirerek yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davacının ürün karşılığı gönderdiği ve davalıdan satın aldığı ve halen davalının deposunda bulunan 1036 adet … marka … model yeni nesil yazarkasanın mülkiyetine sahip olduğu, davacının kendisine gönderilen bu ürünleri almayarak temerrüte düştüğünü, davalının deposunda bulunan davacıya ait, 1036 adet … marka … model yeni nesil yazarkasa için anılan ürünler için tevdii mahalli belirlenmesini veya ürünlerin davacı nam ve hesabına satışı için müvekkiline yetki verilmesini, davanın da reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda; davacı tarafından davalı adına düzenlenen 7 adet faturanın her iki yanın usulüne uygun tutulduğu tespit edilen ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalar nedeniyle davalının davacıdan 572.818,44 TL alacağının bulunduğu, takibe konu edilen diğer bir kalem olan 752.182,00 TL avans ödemesininde her iki yanın ticari defterlerine davacı alacağı olarak kaydedildiği, yanlar arasındaki sözleşmenin feshi tarihinden sonraki bu avans ödemelerine ilişkin davacı tarafından sipariş yapıldığına dair sözleşme vb bir ispat vasıtası sunulmadığı, davalı tarafından 18/12/2014 tarihinde davacı adına düzenlenen faturaların ve yazar kasa ürününün davacı tarafından davalıya iade edildiği, bunun üzerine davalı tarafından aynı miktarlarda iade faturası tanzim edilerek kendi ticari defterlerine kaydettiği, bu kapsamda davacı tarafından yapılan iadenin davalı yanca kabul edilmiş olduğu anlaşılmakla davalının davacı alacaklının temerrüdüne ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, bu kapsamda davacının 752.182,00TL avansın iadesini talep edebileceği, takip tarihi itibariyle her iki yan ticari defter kayıtları ile teyit edildiği üzere davacının davalıdan 1.323.864,36 TL alacaklı olup, her ne kadar dava tarihi itibariyle her iki yan ticari defterlerinde davacı alacağı azalmış ise de bu azalmanın davalı ödemesinden değil davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, takipte talep edilen bir diğer kalem olan hizmet bedelinin faturaya bağlanmadığı, bu hizmet bedelinin istenebilir olduğuna ilişkin ispata yarar bir delil sunulmadığı, 87.933,60 TL hizmet bedeli yönünden kanıtlanamayan davanın reddine, faturalara dayalı alacak ile avans ödemesine ilişkin kanıtlanan davacı alacağı yönünden davanın kısmen kabulünün gerektiği, davacı tarafından keşide edilen ihtarname gereğince temerrüt tarihi 22/12/2014 isede ödeme emrinde temerrüt tarihi 23/12/2014 olarak kabul edildiğinden bu tarihten 12/03/2015 takip tarihine kadar yıllık 10,50 avans faiz oranı ve 79 gün esas alınmak suretiyle fatura alacaklarına ilişkin temerrüt faizi 12.902,23 TL, avans ödemesine ilişkin temerrüt faizi 17.183,94 TL hesaplandığı, fatura alacaklarına ilişkin temerrüt faizinin de ödeme emrindeki taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2015/5176 esas sayılı takibe davalı itirazını 240,72 TL …, 7.602,74 TL …, 5.576,68 TL …, 9.929,70 TL …, 25.863,80 TL …, 518.515,60 TL … fatura alacağı, 11.943,61 TL işlemiş faiz, 3.953,00 TL … fatura alacağı, 752.182,00 TL avans ödemeleri, 17.183,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.352.991,79 TL üzerinden iptali ile 1.323.864,24 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 270.598,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; müvekkilinin 87.933,60 TL hizmet bedeli alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; yetkili yer mahkemesinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazının reddi kararının yerinde olmadığını, somut uyuşmazlığa bakıldığında, herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamasına veya sözleşme ilişkisi bitmiş olmasına ragmen, yurtdışından ürün ithal eden bir şirkete sürekli olarak ürün açıklaması da yaparak para gönderen, gelen ürünleri sözleşme var yada yok sorgulaması yapmadan kabul eden bir tacirin, modelini belirterek ve bedelini ödeyerek ithal ettirdiği ürünleri almaktan vazgeçmesinin temrrüde düşmesi ve bunu da davacının davalı ile arasında yapılmış bir sözleşme bulunömadığı gerekçesine dayandırmasının, bilirkişi raporunda belirtilenin aksine davalının değil davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, oluşturduğu hukuki görünümü ve güveni kötüye kötüye kullandığının ispatı olduğunu, bilirkişilerin hukuka uygun olmayan değerlendirmelerini kabul etmediklerini, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ve müvekkiline ithal ettirdiği ürünleri almayarak temerrüde düştüğünü, ürünleri kabul etmemenin sebebini aralarında yazılı sözleşme yapılmadığı gerekçesine dayandırdığını, dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi, kendisinin oluşturduğu hukuki görünüşe ve güvenne de aykırı olup bilimsel ve objektif olmaktan çok uzak olan, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanarak, hüküm kurulduğunu, hukuka açıkça aykırı olan bu kararın eas açısından da kaldırılması gerektiğini, ayrıca mahkemenin tashih kararı ile de taraflara yüklenen hak ve yükümlülükleri değiştiremeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesinin esasa dair ve tavzih kararının kaldırılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; yetkili dağıtıcılık sözleşmesi kapsamında davacının takibe ve davaya konu alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; yanlar arasındaki yetkili dağıtıcılık sözleşmesi kapsamında ödenmeyen fatura alacağı, avans ödemesi ve hizmet bedelinin tahsili yönünden girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki 28/04/2009 tarihli ve 5 yıl süreli ürün bazında yetkili dağıtıcılık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin davalı tarafından Beyoğlu 38. Noterliğinin 18/03/2014 tarihli ihtarnamesi ile fesh edildiği bu tarihten sonrada yanlar arasında ticari ilişkinin devam ettiği, davacı yanın davalıdan takibe konu edilen faturalara dayalı alacakları bulunduğunu, avans olarak ödenen bedelin iade edilmediğini ve ayrıca faturaya bağlanmamış olan hizmet bedeli alacaklarının bulunduğunu iddia ettiği, davalı yanın ise davacı siparişlerini karşıladıklarını, ancak davacının temerrüdü nedeniyle ürünlerin davalının deposunda bekletildiği, davacıdan alacaklı olduklarını savunmuştur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davaya ve takibe konu yedi adet fatura ve avans ödemelerinin her iki tarafında ticari defter kayıtlarına işlendiğinin anlaşılmış bulunmasına ve avans ödemesinin de bedelsiz kaldığının anlaşılmış bulunmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 92.422,86TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 23.149,82TL harcın mahsubu ile bakiye 69.273,04TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”