Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/163 E. 2022/1744 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/163 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1744

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
ESAS NO : 2017/397 E 2019/805 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının TPE nezdinde… sicil numarası ile tecsilli “…” markasının sahibi olduğunu, Bolu ilinde davacıya devri ve kullandırılması hususunda sözleşme yaptıklarını, davacının bu sözleşme ile bir yıl süre içinde 24.000,00 TL + KDV bedelle kendi nam ve hesabına dil eğitim ve kurs faaliyeti yapmak hakkını kullandığını, davacının “… Eğitim Merkezi Franchise Sözleşmesi” kapsamında bina kiraladığını, yasalarla belirlenmiş kriterlere uygun “dil eğitim merkezi” haline getirdiğini, tüm resmi izin ve belgelerini aldığını, taraflar arasında düzenlenen “Franchise Sözleşmesinin” 2. maddesi; davacı şirketi “… Eğitim” ticari markasını ve adını know-how hakkını, iş görme sistemi ve diğer sınai mülkiyet haklarını kullanmak hakkının” verilmesini öngördüğünü, bu madde gereğince davalıya ait www…com kurumsal web sitesinde şubeler bölümünde Bolu Şubesini ve davacının şirket adı ve iletişim bilgilerinin yer aldığını 19.08.2016 tarihinde sözleşme devam ederken web sitesinden davacı şirketin ad ve iletişim bilgilerinin sildiğini, sözleşmeye aykırı olarak kaldırıldığını, sözleşmeye aykırı davrandığını, davacı taraflar arasında lisans sözleşmesi kapsamında fatruralarla yazılı toplam 2.107,75 TL, tutarlı kitap ve doküman ile toplam 1.984,10 TL bedeli reklam ve seminer materyalini de bedeli ödeyerek satın aldığını, alınan emtiaların sadece sözleşme kapsamında ve devamında kullanılabileceğini, sözleşmenin feshi kapsamında toplam 4.091,85 TL bedelli emtianın kullanılmadığını, 2016 yılı güz dönemi YDS 04.09.2016 tarihinde yapıldığını, davalının sözleşmeyi haksız feshetmesi sebebiyle kayıt başvurularının bulunmasına rağmen 2016 yılı güz sınavı için hazırlık kursu eğitimi veremediğini, 2017 yılı ilkbahar dönemi hazırlık kursu için öğrenci kaydı alamadığını, 2 dönem YDS sınavına hazırlık kursu açamaması sebebiyle kazanç kaybının olduğunu, davacı şirketin ahzu kabzu bulunan avukatının hesap numarasına “Mart-Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz franchise bedeli” olarak 11.800,00 TL EFT yapıldığını, davalıya bilgi verildiğini, bir yıllık isim hakkı devir bedelinin vadesinin 05.03.2017 olduğunu, devir hakkı bedelinin muaccel olmamasına rağmen 18.08.2016 tarihinde 11.800,00 TL’nin ödendiğini, davacının davalı şirkete muaccel borcunun bulunmadığını, davalı tarafından davacının marka kullanım hakkının TPE nezdinde tescilinin sağlanmadığını böylelikle sözleşmeye aykırı davranan tarafın davalı olduğunu, aylık isim bedeli ödenmesine rağmen ödenmemiş gibi gösterilerek Ankara 25. Noterliği’nin …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “sözleşmenin 7. maddesi uyarınca sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini” ihtaren bildirdiğini, sözleşmenin 7. maddesi doğrultusunda sözleşmeden doğan yükümlülükleri ifa etmeyen ya da eksik ifa eden tarafın diğer tarafa 100,00 TL cezai şart ödeyerek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğini, davalının sözleşmenin hükümlerini eksik ifa eden taraf olduğunu ve haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, bu sebeple 100.000,00 TL cezai şartın istendiğini, dil kursu olarak kullanılacak binanın davacı tarafından kiralandığını aylık 2.000,00 TL kira ödendiğini, haksız fesih sebebiyle 22.08.2016-2017 Ocak aylarında kira ödemek zorunda kaldığını bu dönem zararın davalıdan istendiğini, 2016 güz dönemi kursuna 60 kayıt yapılabileceği her kişiden 3.000,00 TL ücret alındığını toplamda 180.000,00 TL kazanç kaybı olduğunu aynı kaybın 2017 Ocak döneminde de olduğunu toplamda 360.000,00 TL zararın da davalından talep edildiğini belirterek sözleşmenin haksız feshi sebebiyle müspet menfi zararları ve cezai şarta ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 101.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında 05.03.2016 tarihinde her iki tarafa borç yükleyen ve sürekli borç ilişkisi kuran “franchise sözleşmesi” 05.03.2016-05.03.2017 tarihlerini kapsayacak şekide 1 yıllık süre için imzalandığını, sözleşmenin 5/a maddesine göre davacının asıl görevinin ödemeleri zamanında yapması, davalının asıl görevinin ise markanın kullanımının davacıya tahsil edilmesi olduğunu 5/a maddesinde “İsim hakkı devir bedeli aylık 2.000,00 TL + KDV olduğunu, Franchisee 05.03.2016 tarihinden itibaren ödemelerine başlamayı kabul eder ve 05.03.2017 tarihinde 24.000,00 TL + KDV meblağın ın tamamının ödenmi olması garanti altına alır ve taahhüt eder” hükmünün bulunduğunu, davacının edim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, 05.03.2016 tarihinden itibaren (Marka Lisans Devri ve Sözleşmenin Başlangıç Tarihi) aylık ödemelerine başlamayı tahahüt eder ifadesinin bulunduğunu, ödemelerin aylık yapılması gerektiği tek seferde toplu yapılacağı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının her ay vadesi gelen kiralarını öderken temerrüde düştüğünü, en son ödeme yapıldığı tarihte dahi Ağustos ayı ödemesi için mütemerrit durumda olduğunu, kesin vadenin ticari ilişki kapsamında bulunduğunu davacı tarafın iddia ettiği gibi bir temerrüt ihtarının yahut ek süre tanınmasının da gerekli olmadığını, TTK 1530/2 maddesinin bu doğrultuda olduğunu bu sebeplerle TBK 126 maddesi doğrultusunda sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, davalı şirketin internet sitesinde iletişim bilgilerini yayınlama zorunluluğunun bulunmadığını, davacı şirketin söz konusu binayı sözleşme tarihinden önce kiraladığını, sözleşmenin feshi sonrasında da binaya ilişkin kira sözleşmesini sona erdirmediğini, talep olunan kiralara ilişkin illiyet bağının bulunmadığını, kusurlu tarafın cezai şart talep edemeyeceğini 24.000,00 TL + KDV bedelli sözleşmede 100.000,00 TL cezai şartın hakkaniyete aykırı olduğunu, maddi tazminata ilişkin belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, alacaklının zararı bulunması halinde bu zarar cezai şarttan mahsup edilerek hesaplanması gerektiğini, sözleşmenin hemen ardından “…” olarak davacının faaliyetine devam ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin BA maddesi uyarınca ödemelerin aylık olarak yapılmadığı, fesih öncesi banka hesabına yapılan ödemenin zımmi kabul anlamına gemeyeceği, davacının sözleşmeye uymaması nedeni ile feshin haklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece sözleşme hükümlerinin hatalı değerlendirildiği, bildirilen tanık dinlenmeksizin eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği, davalı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin haksız feshedilip edilmediği, davacının maddi tazminat, kar kaybı ve cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin haksız feshedildiği gerekçesiyle açılan maddi tazminat, kar kaybı ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece hüküm fıkrasında “Sözleşmenin BA maddesi uyarınca ödemelerin aylık olarak yapılmadığı, fesih öncesi banka hesabına yapılan ödemenin zımmi kabul anlamına gemeyeceği, sözleşmenin 7. Maddesi, sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranana tanınan fesih hakkı olduğu, davacının sözleşmeye uymaması nedeni ile feshin haklı olduğu gözetilerek davanın reddine,” denilmek suretiyle HMK’nın 297/ 2’ne aykırı olarak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece HMK 297. maddesine uygun yeniden karar verilebilmesi için HMK’nın 355/1.m.2.cümle hükmü resen gözetilerek esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre istinafa gelen davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/397 Esas 2019/805 Karar sayılı 06/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA
2-HMK.’nin 355.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/(1).a. Maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”