Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/148 E. 2022/1340 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/148 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1340

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2017/459 E 2019/975 K

DAVACI : ..
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2015/28185 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak bono altındaki imzanın müvekkiline ait olduğunu, ancak diğer tüm unsurlarının sonradan anlaşmaya aykırı doldurularak lehdar hanesine davalının ismi yazılmak suretiyle davalı tarafından icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının iddia ettiği hususları yazılı deliller ile kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak bono altındaki imzanın davacıya ait olduğu, sonradan ve anlaşmaya aykırı olarak senedin tanzim edildiği iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece bildirilen hiçbir delil toplanmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği, davalı yan tarafından takibe dayanak bononun ne için verildiği hususuna ilişkin hiçbir açıklamada bulunulamadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalı ile dava dışı … arasında fikir ve eylem birliği olduğu, dava dışı kişi ile müvekkili arasındaki satım sözleşmesi karşılıklı feshedildiğinden dava konusu bononun bedelsiz kaldığı, mahkemece yemin hakkı hatırlatılmaksızın hüküm tesis edildiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak bononun bedelsizliği ve sonradan anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı iddiasının ispatı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedinin bedelsizliği ve sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2015/28185 Esas sayılı takip dosyası örneğinin incelenmesinden, 04/11/2015 tarihinde ödememe protestosu da keşide edildikten sonra, 30/12/2015 tarihinde davalı tarafından davacı aleyhine 15/09/2015 keşide, 02/11/2015 vade tarihli, keşidecesi davacı, lehtarı davalı olan 19.000,00 TL bedelli, bonoya istinaden 30/12/2015 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinin itiraz olunmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine bedelsiz senedi kullanma iddiası ile Ankara CBS’ye yapılan şikayet sonrasında, Ankara CBS’nin 2017/101242 Soruşturma, 2019/35045 Karar nolu 26/03/2019 tarihinde suçun unsurlarının bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı şeklinde karar verildiği, söz konusu kararın 28/10/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafın bedelsizlik ve anlaşmaya aykırı olarak senedin sonradan doldurulduğu iddiasını yazılı delilerle kanıtlayamadığı görülmektedir. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının aynı zamanda yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu durumda, davacının yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/459 Esas, 2019/975 Karar ve 31/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 14/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”