Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1452 E. 2023/778 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1452 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/778
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
ESAS-KARAR NO : 2017/156 E – 2020/371 K
DAVACI : …
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 25/12/2013 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalıya 32.230,99 TL bedelli kurumsal ve otomasyon olarak demirbaş eşya teslim edildiğini, sözleşmenin 11. maddesi ile belirli bir miktar ürün alımı taahhüt edilmesine rağmen alım taahhüdüne uyulmadığı gibi, sözleşmenin 13/b maddesi uyarınca haksız fesih nedeni ile tazminat ödemesi yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının sözleşmenin süresinin sonu beklenmeksizin ve haksız olarak sözleşmenin fesih edildiğini, 32.230,99 TL nin kurumsal yatırım ve otomasyon demirbaş eşya bedeli olarak, sözleşmede belirlenen yıllık alım miktarı kadar ürün alınmadığı için sözleşmenin 11. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 USD cezai şart alacağı ve sözleşmenin haksız feshi nedeni ile sözleşmenin 13/b maddesi uyarınca 10.000,00 USD cezai şart alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davalı şirketin merkezi itibarı ile Sivaslı Mahkemelerinin yetkili olduklarını, kurumsal yatırım ve otomasyon demirbaş eşya teslim edilmediğini, önceki bayiden sonra iş yeri ile ilgili bayilik ilişkisinin kendileri ile kurulduğunu, olası borçlar için 100.000,00 TL bedelli ipotek verdiklerini, istasyonun faaliyete geçirilebilmesi için tüm yatırımların kendilerince yapıldığını, 08/01/2014 tarihinde EPDK dan lisans aldıklarını, lisans alınınca ürün talep etmeye başladıklarını, davacının önceki bayiinin borçlarının ödenmesi halinde ürün verebileceklerini söylediğini, önceki bayiye ait borç ile ilgileri olmadığı için ödeme yapmadıklarını, davacının da ödeme yapmadığı için ürün tesliminden kaçındığını, ticari hayatlarını sürdürebilmek için başka akaryakıt şirketleri ile bayilik sözleşmesi imzalamak zorunda oldukları için davacı ile olan sözleşmeyi 25/02/2014 tarihli noter ihtarı ile fesih etme iradelerini davacıya bildirdiklerini, daha sonra sözleşme imzaladıkları şirketten hemen ürün talep etmiş olmaları nedeni ile davacıdan ürün talep edilmediği şeklindeki beyanın doğru olmadığının ortaya çıktığını, sözleşmede yıllık belirli bir miktar ürün alımı garantisi ile ilgili hüküm olmadığını, sözleşmenin 11. Maddesi bununla ilgili olup, sözleşme imzalandığında boş olan bölümün davalının iradesine aykırı olacak şekilde sonradan doldurulduğu için bu maddenin geçerli kabul edilemeyeceğini, davacının önceki bayinin borçlarını talep ettiğini, bu ödeme yapılmadığı için ürün teslimden kaçındığını, sözleşmenin haklı olarak fesih edildiğini, cezai şart alacağı da talep edilemeyeceğini, talep edilen cezai şartın fahiş olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; 32.230,99TL kurumsal yatırım ve otomasyon demirbaş eşya bedeli alacağının kanıtlanamadığı, davacının ilk cezai şart isteminin, sözleşmenin 11. maddesine aykırı davranıldığı, sözleşmenin bu maddesi incelendiğinde davalının her yıl için 420 Ton akaryakıt talep etmeyi taahhüt ettiği, talep edilmeyen her bir ton ürün için 75,00 USD cezai şart ödeneceği kararlaştırıldığı, sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu ve bu sürenin tamamı için cezai şart talep edilebileceği kabul edildiğinde dahi 08/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtildiği gibi cezai şart alacağının (420 Ton x75,00 USD x 5 Yıl = 157.500,00 USD olacağı, sözleşme süresinin sadece bir yılı için cezai şart istenebileceği kabul edildiğinde ise cezai şart alacağının 31.500,00 USD olması gerektiği, her iki halde de talep edilen 10.000,00 USD cezai şart alacağının fahiş olmadığı, davacının ikinci cezai şart alacağı sözleşmenin 13/b maddesine dayanılarak sözleşmenin davalı tarafından haklı neden olmaksızın fesih edildiği iddiasına dayandığı, davalının davacıdan ürün talep ettiği halde önceki bayinin borcu gerekçe gösterilerek teslimden kaçınıldığını kanıtlayamadığı için, sözleşmenin davalı tarafından ve haklı neden olmaksızın fesih edildiği için sözleşmenin 13/b maddesinde belirtilen 50.000,00 USD talebinin de yerinde olduğu davalı taraf tacir olup, cezai şart alacağı toplamının tahsilinin mahvına neden olacağı ileri sürüldüğü için bu durumun varlığının da davalı tarafından kanıtlanması gerektiği, bu amaçla davalı şirket kayıtlarını incelemek sureti ile alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin bilançosu ile 2013-2018 yıllarına ilişkin gelir vergisi beyannamelerinin incelendiği, talep edilebilecek cezai şart alacağının toplamının davalının 8-9 yıllık gelirine karşılık geldiği şeklinde görüş bildirildiği, bu görüşe rağmen yapılan değerlendirmede ise toplam cezai şart alacağı miktarının ( 157.500,00 USD+50.000,00 USD = 207.500,00 USD ) 207.500,00 USD olup, şimdilik talebin toplam 20.000,00 USD olduğu, bu miktarın akaryakıt bayiliği yapan bir şirket yönünden ekonomik olarak mahvına neden olacak bir miktar olarak kabulünün mümkün olmayıp, daha sonra cezai şart alacağının kalan kısmı için dava açılır ise bu dava ile hüküm altına alınacak cezai şart alacağı birlikte değerlendirilerek cezai şart talebinin tamamı yönünden yeniden mahvına neden olup olmayacağının değerlendirilmesinin mümkün olacağı, 28/02/2015 tarihinde davalı yönünden temerrüdün gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne Sözleşmenin 11 ve 13/b maddeleri uyarınca ayrı ayrı 10.000,00 USD olmak üzere toplam 20.000,00 USD’nin 28/02/2015 temerrüt tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD cinsinden 1 yıl süreli mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, otomasyon sisteminin iade edilmediği belirtilip bu amaçla talep edilen miktarla ilgili talebin reddine, karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; müvekkili tarafından sözleşmenin haksız yere tek taraflı olarak feshedilmediğini, davacının eski bayinin borcundan bahisle müvekkiline mal vermediğini, ayrıca sözleşmede cezai şart isteneceğine dair açık bir düzenleme bulunmadığını, mahkemenin döviz cinsinden hükmettiği rakamın ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermeyeceği görüşünün de hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart alacağının talep edilip edilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmaksızın fesih edildiği iddiasıyla otomasyon malzemesi bedeli ile cezai şart alacaklarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle hükme esas alınan ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile davalı şirketin asgari alım taahhütnamelerine aykırı hareket ettiğinin tespit edilmesine, bilirkişi raporu ile tespit edilen cezai şart miktarından daha az olacak şekilde davacının talepte bulunmasına, cezai şart bedelinin davalı şirketin mahvına neden olmayacağının anlaşılmasına göre davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.928,98TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.233,00TL harcın mahsubu ile bakiye 3.695,98 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 25/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”