Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1384 E. 2023/245 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1384 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/245

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
ESAS-KARAR NO : 2019/677 E 2020/453 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; satım sözleşmesi kapsamında ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı taraf esasa cevap süresi içinde cevap vermemiş, ancak katıldığı oturumda davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının kendi defterlerine göre davalıdan 2.467,75 TL alacaklı göründüğü, davacının takip ile talep ettiği 13.127,59 TL den davacı defterlerindeki alacak tutarı 2.467,75 TL mahsup edildiğinde kalan 10.659,84 TL nin davacı defterlerinde dava dışı … adına açılmış hesapta alacak olarak kayıtlı bulunduğu bu durumda davacının davalı borcu kapsamında olmayan ve başka bir hesapta kayıtlı bulunan 10.659,84 TL’ yi de davacıdan talep ettiği, davacının tüzel kişi olması nedeniyle ortaklarından ve yöneticilerinden bağımsız bir kişiliğinin bulunduğunu, aynı ad altında faaliyet gösteren şahıs şirketine ait borcun davalı şirketten talep edilemeyeceği davacı vekili şahıs şirketinin davalı limited şirketine devrolunmuş olabileceğinden bahisle davalı şirket temsilcisinin isticvabına karar verilmesini talep etmiş ise de dava dilekçesinde bu yönde bir izahat yapılmadığı, şirket devrine ya da borç üstlenme iddiasına dayanılmadığı, basit yargılama usulünde HMK 318. Maddeye göre dayanılan vakıaların ve delillerin tamamının dava dilekçesi ile gösterilmesi gerektiği, sonradan yeni vakıa öne sürmenin davanın genişletilmesi yasağıyla karşılaşılacağı ve bunun da ancak davalının açık muvafakati ya da ıslah ile mümkün olduğu, somut olayda davalının muvafakatinin olmadığı ve ıslah dilekçesi de sunulmadığı gözetilerek davacı vekilinin isticvap talebi 28/09/2020 tarihli celsede reddedilip davacı defterlerinde yer alan 2.467,75 TL (davalı defterlerinde de tespit olunan) alacak kaydı üzerinden davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne -2.467,75 TL asıl alacak üzerinden devamına, hükmedilen tutarın takipten itibaren değişen oranlı avans faizi işletilmesine, -2.467,75 TL nin %20 si olan 493,55 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükme karşı advacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya keşide ettiği faturaların tek düzen muhasebesi uyarınca davalının hesabında takip edilmesi gerekirken başka hesaptan takip edilmesi maddi gerçeği ve haliyle müvekkilinin alacağını ortadan kaldırmayacağı bu yöne ilişkin araştırma yapılmamasının isabetsiz bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacının ticari defter kayıtları doğrultusunda fatura içeriği malların teslim edildiğinin kabulü ile istinafa gelenin sıfatına ve kanıtlanamayan tutara göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”