Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1337 E. 2023/1184 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1337 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1184

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2020
ESAS-KARAR NO : 2016/862 E – 2020/74 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 25/09/2023
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan ve bir yıl süreli olan sözleşme uyarınca davalının akaryakıt ihtiyacının sözleşmede belirlenen koşullar ile davacı tarafından temin edilmesinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından düzenlenen ihtarname ile davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı ima edilmekle birlikte, davalının önceden ve belli bir plan dahilinde nerelerde ne kadar yakıta ihtiyacı olduğunu bildirmediğini, son anda bildirim yapıldığını, davalının en son 04/08/2016 tarihinde davacıdan yakıt aldığını, bu tarihten sonra bir daha davalının kendilerinden talepte bulunmadığını, davacının İzmir 21. Noterliğinin 07/10/2016 tarihli 31700 yevmiye nolu ihtarname ile davalıya akaryakıt temin etmeye hazır olduklarını bildirdiklerini, sözleşme feshedilmeden sözleşmenin 22.2. maddesindeki cezai şartın tahsilinin talep edilebileceğini, aynı talep hakkının BK m.179/1 uyarınca da söz konusu olduğunu, yine ürün talep edilmekten vazgeçilmesi nedeni ile davacının ayrıca gelir kaybı (müsbet zarar) oluştuğunu, davalının kendilerini devre dışı bırakıp kendilerinin akaryakıt temin ettiği… Şirketi’nden doğrudan ürün temin ettiğini belirtip, sözleşmenin 22.2. maddesinden kaynaklanan 100.000,00 TL cezai şart alacakları ile fiilen akaryakıt alınmayan 05/08/2016 tarihi ile dava tarihi aralığı için gelir kayıplarının karşılığı olmak üzere şimdilik 30.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasında biri asıl sözleşme ve beş ayrı havaalanı için yerel sözleşmeler imzalandığını, sözleşmenin 21.maddesi ile davacının “niteliği taraflarca belirlenmiş olan hava araç yakıtının temini (ana sözleşme ve yerel sözleşmelerde belirlenen kapsamda, alıcının talep ettiği miktarda) ve teslimini üstlendiğini, Efes/Selçuk havaalanı için 6 gün gecikme ile teslim yapıldığını, talep edilmesine rağmen 30/06/2016 tarihinde Şakirpaşa havaalanına yakıt ikmalinin gerçekleştirilmediğini, Antalya bölgesi için 2016 Temmuz ayında davacının taahhüt ettiği kadar akaryakıtı bulunmadığı için dava dışı …’dan daha yüksek bedel ile alım yapmak zorunda kaldıklarını, davacıya pek çok kez dağıtım planı gönderilip talepte bulunulduğu halde istenilen yerde ve ihtiyaç olan yakıtın temin edilmediğini, sözleşmenin 14.5.maddesi uyarınca “satıcının her an sevkiyatı mümkün olacak 200.000 litre yakıtı hazır bulundurması” gerekir iken bu taahüdünü hiç yerine getirmediğini, sözleşmenin işlevsiz kalmasına davacının teslime hazır akaryakıt bulundurmamasının neden olduğunu, kısmi dava açılamayacağı için cezai şart yönünden eksik harcın tamamlanması gerektiğini, sözleşmenin 14.5.maddesi uyarınca davacının hiçbir zaman stokta ürün bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, depolarının hava limanları içerisinde olduğu için davacının hazır ettiği ya da teslim ettiği miktarların ilgili idarelerden sorularak tespit edilebileceğini, orman yangınlarına müdahale için Orman Genel Müdürlüğü ile sözleşmeleri olduğu için davacının temin etmediği akaryakıtı …’tan daha pahalıya temin ettiklerini, davacı ile tek satıcılık sözleşmesi imzalamadıklarını, o nedenle asgari belli bir miktarda ürün satın almaları zorunluluğu olmadığını, sözleşmenin 22.2.maddesinde “taraflardan biri sözleşmeyi ifa etmekten kaçınır ise” ibaresi yer almadığı gibi ifaya ekteki cezai şart talep edilemeyeceğini, müsbet zarar talebinin de yerinde olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, sözleşmenin tarafları olan her iki şirketin 16/03/2016 tarihli sözleşmeyi feshetmedikleri, davacı taraf kendilerinden en son 04/08/2016 tarihinde akaryakıt alındığını, bir daha alım yapılmadığını, bu durumu sözleşmenin 22.2.maddesindeki ifaya ekli cezai şartı talep hakkı verdiğini ileri sürdüğü, sözleşmenin 22.1.maddesinde mutabakat ile her zaman fesih yapılabileceğinin öngörüldüğü, sözleşmenin 22.2.maddesinde ise ” …mücbir nedene dayanmayan haksız fesih işlemini gerçekleştiren taraf diğer tarafa 300.000,00 USD nakdi ve cezai şartı ifaya ekli olmak üzere ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmü açık ve net olup sözleşme fesih edilmediği takdirde cezai şart talep edilemeyeceği, bu nedenle taraflar sözleşmeyi fesih etmedikler için haksız fesihten söz edilemeyeceği, bu nedenle ifaya ekli cezai şartın da talep edilemeyeceği; davacının bir diğer talebinin 04/08/2016’da yapılan son ürün teslim tarihi ile sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar geçecek 224 günlük süre için akaryakıt talep edilmemesi nedeniyle davacının uğradığı ileri sürülen kar yoksunluğu kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının kar yoksunluğu talep edebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede davalının belirli bir miktar ürün satın almayı taahhüt etmiş ve taahhüt edilen miktar kadar ürün satın almamış olması gerektiği, somut uyuşmazlığın dayanağı olan sözleşmede davacıdan belirli bir miktar ürün alımının davalı tarafından garanti edilmemiş olması nedeniyle davacının gelir kaybı talebinde bulunamayacağı gibi 25/07/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacının hiçbir aşamada sözleşme ile taahhüt ettiği miktarda akaryakıtı stoklarında bulundurmadığı, davalının yerel hava alanları için talep ettiği akaryakıtın da süresinde ve yeterli miktarda sağlanmamış olması nedeniyle davalının dava dışı tedarikçilerden akaryakıt almak zorunda kaldığı, bu haliyle sözleşme feshedilmemekle birlikte sözleşme hükümlerine aykırı davranılarak sözleşmeyi işlemez hale getirenin davacı olduğu bu nedenle davacının koşulları oluşmayan her iki talebine yönelik davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşme hükümlerine uygun davranmayan davalı, önceden ve belli bir plan dahilinde nerelerde ne kadar yakıta ihtiyacı olduğunu müvekkile bildirmediği, müvekkili şirkete yapılan bildirimleri daima son ana bıraktığı, 04/08/2016 tarihi itibariyle müvekkili şirketten yakıt alımını sözleşme hükümlerine aykırı bir şekilde kestiği ve sözleşme dışında 3. bir şirketten alımlarını yaptığı, bildirilen tarihten sonra müvekkil şirketten yakıt teminine ilişkin herhangi bir talepte bulunmamasının akabinde müvekkili şirketçe İzmir 21. Noterliği’nin 07/10/2016 tarihli 31700 yevmiye nolu ihtarname ile davalıya akaryakıt temin etmeye hazır olduklarının bildirildiği, davalı tarafın sözleşmeye aykırı hareket ettiği, davalı yanın basiretli bir tacir gibi hareket etmediği davanın kabulü gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacı yanın sözleşmeye dayalı cezai şart ve gelir kaybı talebinin değerlendirilmesi hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sözleşmeye dayalı cezai şart ve gelir kaybı alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 16/03/2016 tarihli “Uçak Yakıtı Tedarik ve Teslim Hizmetleri Anlaşması” başlıklı sözleşme imzalanmıştır.Satıcı … Şirketi alıcı … olup; davalının kullanımında olan hava araçlarının akaryakıt ihtiyacını davacıdan teminini konu aldığı;
Anlaşmanın 1.maddesi ile davacının temin edeceği akaryakıt ve teslimin yapılacağı yerler, 2.maddesi ile sözleşmenin bir yıl süreli olduğu açıkça belirlenmiştir. Aynı sözleşmenin 3.maddesi ile yerel hava limanları için ayrıca sözleşme imzalanacağı, bu yerel sözleşmelerin asıl sözleşmenin eki sayılacağı, 4.madde ile bedel, 5.madde ile akaryakıt talep ve tesliminin koşulları, 6.madde ile ödemenin nasıl yapılacağı, 9.madde ile yazışma ve bildirimlerin nasıl yapılacağı ve 22.maddede ise anlaşmanın erken feshi ve sonuçları ile cezai şart talep koşulları ayrıntıları ile belirlenmiştir.
Sözleşmenin teslimat başlıklı 5. maddesinde yakıt satıcı tarafından ek bir de belirtilen meydanlarda alıcının uçağına veya tankerine veya satıcının hava alanında konuşlandırdığı tanka yerel sözleşmede yer alan usul ve koşullara uygun olarak alıcının talebi doğrultusunda teslim edilecektir ancak satıcının teslimatı yapabilmesi için havaalanlarına girişi için gerekli izinleri alması gerekmekle birlikte teslimatın yapılacağı tarihte izinlerin alınmamış olması teslimata engel durum oluşturmayacak alıcının hava alanları dışındaki tankerlerine teslimat yapılacaktır ve her teslimatın miktarı her seferde 23.000-24.000 litreden az olmayacaktır. Teslimat süresi yerel sözleşmelerde belirtilecektir. Orman Bakanlığı tarafından belirlenen satıcı yedek meydanlarda 10.000 litre yakıtı sözleşme süresince her an hazır bulundurmayı taahhüt edecektir söz konusu yakıt kullanılmadığı takdirde yangın operasyonu sonunda satıcı tarafından geri alınacaktır.
5 .2 de; Satıcı 01 Mayıs 2016 tarihi ile 1 Mayıs 2016 tarihleri arasında Adnan Menderes İzmir havaalanında yangın uçaklarının eğitim uçuşlarında alıcının ihtiyaç duyduğu miktar satıcıya teslimatın yapılacağı tarihten 30 gün önce alıcı tarafından yazılı olarak bildirilmesi ile birlikte talep edilen miktar kadar yakıt hazır bulunduracaktır.
Sözleşmenin “Tarafların Bildirim Prosedürü” başlıklı 9. maddesinde, “Bu anlaşma şartlarına uygun olarak her türlü yazışma, bildirim ve belge gönderimi yazılı olarak yapılacaktır. (E-posta ve Faks mesajları, Taahhütlü mektup dahil) ve yeni bir adres karşı tarafa bildirilmediği sürece işbu anlaşmada belirtilen adreslere teslim edilmesi kaydı ile zamanında ve gerektiği gibi yapılmış kabul edilecektir” hükmüne yer verildiği;
Sözleşmenin 14.5 maddesinde, “Satıcı, izin başvurusu yaptığı meydanlarda bulunduracağı yakıt hariç, Türkiye liman ve gümrük sahalarında minimum 200.000 litre yakıt stokta bulundurmayı yapacağı satışlarda göz önünde bulundurulup azalma olabileceği öngörülerek işbu sözleşmenin yürürlüğü tarihinden itibaren taahhüt etmektedir” hükmüne yer verildiği;
20.6.maddede “teslimatların satıcı tarafından mücbir sebepler nedeniyle gecikmesi durumunda alıcı sadece bu geçici dönem için ilgili yükümlülükler ile bağlı olacağı bir başka üçüncü şahıstan yakıt alma hakkına sahip olacaktır mücbir sebep ortadan kalkar kalkmaz derhal sözleşme aynen tekrar kaldığı yerden yürürlüğe girecektir… ” denildiği;
Tarafların yükümlülükleri başlıklı 21. maddenin; 21.1.de satıcı alıcının talep ettiği yakıtı tedarik edemez ise bu durumdan doğacak maddi ve prestij kaybından kazanç kaybından ve manevi bütün sonuçların tazmininden tam ve tek başına sorumlu olacaktır.
21.3. maddede satıcı talep edilen operasyon meydanında yakıtı karşılayamadığı takdirde alıcı meydanda faaliyet gösteren rakip firmadan yakıt alır ve fiyat farkı oluşur ise satıcı firma Fiyat farkını fatura vadesinde karşılamayı taahhüt eder.
22.1. anlaşmanın erken feshi başlıklı maddede taraflar yazılı olarak mutabık kalmaları halinde istedikleri zaman anlaşmayı feshedebilirler.
22.2. süre bitiminden önce de anlaşmanın taraflarından birisi tek taraflı olarak diğer tarafı yazılı olarak fesih tarihinden 30 gün öncesinde bilgilendirmek şartıyla feshedebilir. Mücbir nedene dayanmayan haksız fesih işlemi gerçekleştiren taraf diğer tarafa 300.000 USD nakdi ve cezai şartı ifaya ekli olmak üzere ödemeyi kabul ve taahhüt eder denilmek suretiyle taraflarda imzalanmıştır.
Taraflar arasındaki 16/03/2016 tarihli ve bir yıl süreli sözleşmenin 22.maddesi “Anlaşmanın (erken) Feshi” başlığını taşımaktadır. Sözleşmenin 22.1.maddesinde tarafların yazılı mutabakatı ile sözleşmenin her zaman feshedileceği düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 22.2.maddesinde ise “Süre bitmeden önce de anlaşmanın taraflarından birisi tek taraflı olarak diğer tarafı yazılı olarak fesih tarihinden 30 gün öncesinden bilgilendirmek şartıyla feshedebilir. Mücbir nedene dayanmayan haksız fesih işlemi gerçekleştiren taraf diğer tarafa 300.000,00 USD nakdi ve cezai şartı ifaya ekli olmak üzere ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen, Antalya Havaalanı, Adnanmenderes Havaalanı, Adana Havaalanı, Milas -Bodrum Havaalanı ve Yedek Havaalanı Yerel Sözleşmelerinin incelenmesinde;
1. maddeğinde; Orman Yangın Operasyonu 01 Haziran 2016 tarihinde başlayıp 30 Eylül 2016 tarihinde sbna ereceği,
2. maddesinde; Satıcı tarafından Antalya Meydanına 15 Mayıs 2016 tarihine kadar akaryakıt ikmal sistemi aktif hale getirileceği, ,

3- maddesinde; Satıcı havaalanında 24.000 litrelik 2 konteyner ile faaliyete başlayacağı,
4- maddesinde, satıcı dönem içinde yakıt sarfiyatının artması durumunda alacı tarafından ilave yakıt konteyneri talep edildiğinde dolu şekilde konteyner talebi 2 gün içerisinde karşılanacağı,
7. maddesinde, satıcı meydandaki yakıt stoku 24.000 litreye düştüğünde, 24 saat içinde 48.000 litreye amlayacağı,
Düzenlemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece talimat ile alınan 01/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; ürün teslimi ile ilgili ilişkinin 15/04/2016 tarihinde başladığını, 2016 yılı içerisinde 9 adet fatura ile 1.504.015,97 TL bedelli ürün teslimi yapılıp karşılığında 1.524.747,63TL tahsilat yapıldığının kayıtlı olduğu, hangi yerel hava limanına teslim edildiği belirli olmamakla birlikte davacının 9 adet fatura ile akaryakıt teslimi yaptığını, davalının yerel hava limanları için hangi tarihte ne miktar akaryakıt temin ettiğine ilişkin dosyada belge olmadığını, fatura edilen ürün bedelinin sözleşmedeki birim fiyatları ile uyumlu olduğunu, ürün tesliminin yapıldığı dönemde elde edilen net kar dikkate alındığında ifa edilmeyen 224 günlük döneme ilişkin kar yoksunluğunun 922.097,72 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 25/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda da; Davacı şirketin asıl yükümlülüğü sözleşme ve yerel sözleşmeler uyarınca talep edilen yakıtı karşılamak olduğuna göre, bu yakıtı davalı tarafın talepleri doğrultusunda karşıladığını, hatta sözleşmenin 14.5. maddesi uyarınca stokta yakıt bulundurduğunu kanıtlaması gerektiğinden hareketle yapılan incelemede; davacı şirketin sözleşmenin 14.5. maddesi kapsamında 200.000 Litre yakıtı stokta bulundurmayı taahhüt ettiği, davacı şirket vekili tarafından verilen tarihsiz dilekçede, davacı “şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirdiği, Aliağa Gümrük Müdürlüğüne yazılan müzekkerenin cevabı geldiğinde davacı şirketin yeterli yakıt seviyesinin bulundurduğunun sabit olacağı, ayrıca henüz ithalat işlemi yapılmamış, stokta bekleyen yakıtın miktarına ilişkin konşimentonun dilekçe ekinde sunulduğu belirtilmekle birlikte, dilekçe ekinde konşimentonun bulunmadığı, sözleşme gereği davalı tarafa yakıt teslimine ilişkin 5 adet faturanın sunulduğu tespit edildiğinden davacı şirketin sözleşmenin 14.5. maddesi kapsamında 200.000 Litre yakıtı stokta bulundurmak taahhüdünü yerine getirdiğine dair belge bulunmadığı, Davalı işletme tarafından verilen 15.11.2018 tarihli dilekçede, … Firmasından 15.05.2016-01.06.2016 tarihleri arasında toplam 266.000 Litre yakıt talep edildiği, … Firması tarafından 21.04.2016-06.07.2016 tarihleri arasında Milas/Bodrum, Adnan Menderes, Efes/Selçuk ve Etimesgut/Ankara hava limanları için yakıt teslimatının yapıldığı, toplam miktarın 255.610 Litre olduğu, 2016 yılında davalı işletmenin davacı şirketten 364,287 Litre yakıt temin ettiği, davacı satıcı tarafından yakıt tedariki yapılmayan tarihlerde … Firmasından yakıt tedariki yapılmak zorunda kalındığının belirtildiği, yine …tarafından THY Genel Başkanlığı Hukuk Müşavirliğine yazılan 08.02.2018 tarihli yazıda, davacı şirketin sözleşme kapsamında 9 ayrı hava alanında toplam 266.000 Litre yakıtı bulundurmayı taahhüt ettiği, yine sözleşmenin 14.5. maddesi hükmüne göre, izin başvurusu yaptığı meydanlarda bulunduracağı yakıt hariç, Türkiye liman ve gümrük sahalarında minimum 200.000-TL yakıt stoku bulundurmayı taahhüt ettiği, ancak satıcının hiçbir zaman böyle bir stok oluşturmadığının belirtildiği hususları ve dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyeleri ile davalı işletmenin davacı şirket dışında … … Ofisinden ve … A.Ş.’den yakıt aldığı dikkate alındığında, davacı tarafın sözleşmede kararlaştırılan teslim yükümlülüğünü tam zamanında yerine getirmediği, taraflar arasındaki sözleşmede yerel sözleşmelerde belirtilen yakıt miktarının stokta bulundurulacağının kabul edildiği, stokta azalma meydana gelmesi halinde yeniden yakıt teslimatının yapılacağı kararlaştırılmış olmasına ve davacı şirket tarafından 15.05.2016-01.06.2016 tarihleri arasında 266.000 litre yakıt talep edildiği, davacı şirket tarafından 21.04.2016-06.07.2016 tarihleri arasında 255.610 litre yakıt teslim edildiği hususu dikkate alındığında davacı şirketin yerel sözleşmeler uyarınca bulundurmayı taahhüt ettiği yakıtı dahi karşılamadığı, davalı …tarafından dosyaya sunulan dilekçe ve eki belgelerde davacı şırketten 2016 yılında toplam 364.287 litre satın aldığı, bu miktarın … … Ofisinden ve … AŞ den temin edilen yakıt miktarıyla birlikte toplam yakıt miktarının 1.063,072 litreye ulaştığı, sonuçta sözleşmenin fiilen uygulanmaz duruma gelmesinde davacı şirketin kusurlu davrandığı bu nedenle cezayı şart talebinin yerinde olmadığı; ancak mahkemece aksi kanatta olunması halinde cezai şart ve kar yoksunluğu miktarının ne olacağı da bildirilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle taraflar arasında düzenlenen Sözleşmenin 22.1.maddesinde mutabakat ile her zaman fesih yapılabileceğinin belirtildiği; Sözleşmenin 22.2.maddesinde ise “… mücbir nedene dayanmayan haksız fesih işlemini gerçekleştiren taraf diğer tarafa 300.000,00 USD nakdi ve cezai şartı ifaya ekli olmak üzere ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmü düzenlenmiş olup, taraflarca sözleşme feshedilmediği, bilakis sözleşmenin taraflarca ayakta tutulduğu, bu nedenle haksız fesihten söz edilemeyeceğinden davacı tarafça cezai şart talep edilemeyeceği; yine davacının diğer talebi yönünden de 04/08/2016 te yapılan son ürün teslim tarihi ile sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar geçecek 224 günlük süre için akaryakıt talep edilmemesi nedeniyle davacının uğradığı ileri sürülen kar yoksunluğu kaybının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, davacının kar yoksunluğu talep edebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede davalının belirli bir miktar ürün satın almayı taahhüt etmiş ve taahhüt edilen miktar kadar ürün satın almamış olması gerektiği, somut uyuşmazlığın dayanağı olan sözleşmede davacıdan belirli bir miktar ürün alımının davalı tarafından garanti edilmemiş olması nedeniyle davacının gelir kaybı talebinde bulunamayacağı gibi 25/07/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacının hiçbir aşamada sözleşme ile taahhüt ettiği miktarda akaryakıtı stoklarında bulundurmadığı, davalının yerel hava alanları için talep ettiği akaryakıtın da süresinde ve yeterli miktarda sağlanmamış olması nedeniyle davalının dava dışı tedarikçilerden akaryakıt almak zorunda kaldığı, bu haliyle sözleşme fesih edilmemekle birlikte sözleşme hükümlerine aykırı davranılarak sözleşmeyi işlemez hale getirenin davacı olduğunun anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,4‬0 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 25/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”