Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1316 E. 2021/590 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2019
ESAS-KARAR NO : …

KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin 09/01/2015 tarihinde … plakalı, … model … marka kamyonet cinsi aracı sıfır olarak 47.000,00-TL bedelle satın aldığını, davacının kullanım hatasından kaynaklanmayan imalat hatasına dayalı seyir güvenliği ve konforunu olumsuz etkileyen, amacı karşılamayan, beklenen faydayı azaltan ayıplar nedeni ile aracı birçok kez yetkili servise götürdüğünü, serviste geçen süreler boyunca araçtan faydalanamadığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, aracı aldığına pişman olduğunu, sair arızalar yanında motorla ilgili arızalar karşısında ayıplı olduğunu düşünerek firmaya aracı yenisi ile değişim başvurusunda bulunduğunu, oyalandığını, 30 km’de aracın motorunun indirildiğini ve motora rektifiye işlemi uygulandığını, tamir süresinin 30 günlük azami süreyi aştığını, 12/04/2016 da alınan aracın 16/05/2016 tarihinde teslim edildiğini, aracın motorunun sürekli yağ yaktığını, teklediğini, güçten düştüğünü, deneme yanılma yoluyla çözüm arandığını, davacının oyalandığını, ağır kusur ve hile olduğunu, iki yılın sonunda zaman aşımı doldu düşüncesi ile davacıya dava açabileceğini ancak garanti süresinin 2 yıl olduğunun hatırlatıldığını, yapılacak bir şeyin olmadığının söylendiğini, davacının aracında bulunan şikayetlerin “araç gaz yemiyor, stop edildiğinde tekrar çalışmıyor, uzun yolda 80 km’yi geçmiyor, yığılma oluyor,, gaz yemiyor, araç yağ eksiltiyor motor arıza lambası yanıyor, tekliyor, stop ediyor, cam suyu sıkmıyor, araç önce tekliyor, sonra stop ediyor, araç yağ eksiltiyor ” olduğunu, şikayetlerin çoğunluğunun motor aksamı ile ilgili olduğunu, aracın motorunda gizli ayıp olduğunun açık olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ayıplı aracın iadesiyle davalıya ödenen 47.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini, bu mümkün değilse ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini, davacının tamir süresince araçtan yararlanamamasına dayalı olarak şimdilik 1.000,00-TL kaybın faizi ile tahsilini, dava masrafları ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … Ltd. Şti vekili; davacının tacir olduğunu, araçta ticari faaliyette kullanılmadığını, bu hali ile davacının araçta var olduğunu iddia ettiği ayıbı ileri sürmesi için TTK’nun 23. maddesinde öngörülen sürenin ayıp açık ise 2 gün, gizli ayıp ise 8 gün olduğunu, davacı yanca bu süre içinde bir ihbarda bulunulmadığını ve belgelendirilmediğini, her ne kadar davacı ayıbın gizli ayıp olduğunu, davalı şirketin kendisini oyaladığını iddia etmiş ise de davacının soyut iddiasını ispat etmek zorunda olduğunu, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde olmadığını belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Otomotiv San. Tic. A.Ş. vekili; dava konusu aracın ayıplı olmadığını, şikayetlerin kullanım hatasından kaynaklandığını, onarımların garanti onarımı olmadığını, müşteri memnuniyeti için ücreti karşılanmış onarımlar olduğunu, davacının onarım hakkını kullandığını, bedel iadesi talebinin orantısız olduğunu, bedel iadesinin objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini, araç üzerinden meydana gelen hasar bakımından değer kaybı tespitinin yapılması gerektiğini, faiz talebinin mesnetsiz olduğunu, davacının herhangi bir maddi zararının olmadığını, aracın incelenmesi gerektiğini belirterek davanın usulden reddine karar verilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davaya konu aracın davacı tarafından 31/12/1204 tarihinde … Ltd. Şti.’den 46.142,72-TL bedelle satın alındığı, davacının araçta yaşadığı problemler nedeniyle ilk olarak 12/04/2016 tarihinde yetkili servise başvurduğu, bu tarihten sonra benzer şikayetlerle ayrı ayrı tarihlerde servise başvuru yapıldığı, davalıların süresinde zamanaşımı itirazında bulunması sebebiyle öncelikle zamanaşımı husususun değerlendirimesi gerektiği, davaya konu araca yönelik garanti süresine ilişkin özel bir anlaşma yapılmadığından kanun gereği zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, … Ltd. Şti. cevap dilekçesinde aracın davacıya 09/01/2015 tarihinde teslim edildiğini beyan ettiği, 2 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihte başladığı, davanın ise 02/12/2017 tarihinde açılmış olması nedeniyle zamanaşımı süresinin dolduğu, garanti süresi içinde servise başvurulması ve servisin tamirde geçirdiği sürenin garanti süresini uzatmadığı, taraflar arasında düzenlenmiş bir garanti şartnamesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, müvekkilinin 09/01/2015 tarihinde sıfır olarak satın aldığı … marka kamyonet cinsi aracında başta bilinmeyen ancak kullanım sonrasında ortaya çıkan ve özellikle motor aksamında üretim hatasına dayalı arıza çıktığını, aracı … Oto. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.ne götürüp değişim talebinde bulunduğunu, yetkili servis elemanlarının her defasında arızanın giderildiğini belirterek müvekkilini oyaladığını, ancak araçtaki sorunun imalat hatası olup giderilmeyeceğini bilmelerine rağmen müvekkilini kandırarak iki yıllık sürenin geçmesini sağladıklarını, müvekkilinin hileli davranışlarla iğfal edildiğini, yerel mahkeme kararının hakkaniyet ilkelerine ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında benimsenen görüşlere aykırı bir karar niteliğinde olduğunu, davalıların zamanaşımı itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu ve karara gerekçe gösterilen kararların da dava ile örtüşmediğini, yerel mahkemece davanın tam olarak anlaşılamadığını ve yanlış değerlendirildiğini, üretim hatası, gizli ayıp, ağır kusur, hile ile aldatma, hakkın kötüye kullanılması, dürüstlük ve çelişkili davranış kavramlarını davaya uygulamadığını, davadaki bilirkişi raporunun gizli ayıbı, aldatma ve hile konularına dayalı satıcı kusurlarını net biçimde ortaya koymasına rağmen basit bir kusur var gibi müvekkilinin kendi hatası ile 2 yıllık zamanaşımı süresini kaçırmış gibi verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Satılan araçtaki ayıp nedeni ile açılan misli ile değişim, olmazsa tazminat ve uğranılan gelir kaybı davasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, aracın ayıpsız misliyle değişimi, olmazsa araç için ödenen bedelin iadesi, araçta meydana gelen zararın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut olayda; davacı aldığı aracın motorunda ayıp olduğunu, iki yıllık zamanaşımı süresinde defalarca yetkili servise gittiğini, ayıbın giderilemediğini belirterek araç bedeli olan 47.000-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, bu mümkün değilse aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini ve tamirde geçen dönemde araçtan yararlanılamaması nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL kazanç kaybının faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti.; davaya konu araçta ayıp bulunmadığını, davacının zamanında ayıp ihbarında bulunmadığını, aracın teslim tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşmı süresi geçtikten sonra dava açıldığını, araçta gerekli bakımlar yaptırılmadığından davacının birtakım sorun yaşadığını, müvekkilinin üretici firma olmaması nedeniyle aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … ve Ticaret Anonim Şirketi; aracın ayıplı olmadığını, araç bedelinin iadesine yönelik talebin müvekkili şirketten istenemeyeceğini, davacının onarım hakkını tercih ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava konusu … plakalı …model … marka kamyonet cinsi aracı 31/12/1204 tarihinde … Ltd. Şti.’den satın alındığı, davalı şirketin aracın yetkili servisi ve tamiri yapan servis olduğu görülmektedir.
Mahkemece davanın zamanaşımı süresinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. En tipik örneği, zamanaşımı def’idir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı “savunmanın genişletilmesi yasağı” ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Zamanaşımı definden yalnızca defi ileri süren yararlanır.
Somut uyuşmazlıkta davalılardan …. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. zamanaşımı definde bulunmasına karşın diğer davalı olan … Oto. San. Tic. A.Ş.’nin zamanaşımı definde bulunmadığı cevap dilekçesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda yalnızca zamanaşımı definde bulunan davalı yönünden bu savunmaya ilişkin değerlendirme yapılması gerekirken zamanaşımı defi bulunmayan davalıya sirayet ettirerek her iki davalı yönünden zamanaşımı defi değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararının tarafların iddia ve savunmaları ile ortaya koydukları delillerin değerlendirilmesi için HMK m. 353/1-a-6 uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Kararın kaldırılma nedenine göre diğer istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. sayılı ve 31/05/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a.maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır