Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1276 E. 2023/252 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1276 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/252

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
ESAS-KARAR NO : 2016/86 E 2020/364 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirket adına davalı firmadan … diye adlandırılan fırının satın aldığını, mal bedeli olarak davalıya 16.959,47-TL bedel ödendiğini, alınan ürünün gizli ayıplı mal niteliği taşıyan … diye adlandırılan ürünün aslında Lahmacun Fırını ile ilgisi olmadığını belirterek ödenen 16.959,47-TL’nin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi için karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının 12/05/2014 tarihinde … almak için müvekkili şirkete geldiğini, daha sonra kendi isteği ile döner tabanlı taş pizza fırın aldığını ve bunun faturada … olarak geçmesini istediğini, müvekkilinin davacı şirketin isteği üzerine faturaya bu şekilde giriş yaptığını, dava konusu fırının davacı şirkete 12/05/2014 tarihinde teslim edilmesine rağmen müvekkili şirkete 2 ve 8 günlük ihbar süreleri içinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, tacirler arası ayıp ihbar şekline uygun olarak da bir ihbar veya ihtar müvekkili şirket nezdinde bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı teslim edilen malların ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de, ayıbın basit bir kontrolle anlaşılabileceği, her ne kadar davacı tarafından yetkili servise başvurulduğu iddia edilmiş ise de, bu hususun ispatlanamadığı, TTK’nun 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde davacı-satıcıya ayıp ihbarında bulunduğunun iddia ve ispat edemediği, davacının teslim edilen malların ayıplı olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; davalı satıcı firmanın ”davacı müvekkilin 12/05/2014 tarihinde … almak için şirkete geldiğini, daha sonra kendi isteği ile döner tabanlı taş pizza fırını aldığını ve bunun faturada … olarak geçmesini talep ettiğini, bu nedenle davalı firmanın faturaya ‘… (120×120 -LPG-)” kaydını işlediği” iddiası açıkça dayanaktan yoksun olup hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, davalının usulün euygun edimini yerine getirmediğini faturadan başka bir malı teslim ettiği gibi tesliminde ayıplı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasında gerçekten pide fırını mı yoksa pizza yapmakta kullanılan fırının mı satışı konusunda anlaşıldığı, teslim edilen malın taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olup olmadığı, ayıp, ayıbın niteliği ve süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı, malın bedelinin iadesinin koşullarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tacirler arası satışta satıcının ayıplı mal satışından dolayı sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davalı vekili, süresi içerisinde usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Dava; pide – lahmacun fırını satımına konu malın lahmacun fırını niteliğinde olmadığı, gibi ayıplı olduğu iddiasıyla satıma konu mal bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Davalı yan; davacının talebi üzerine … yerine davacının talebi üzerine taş pizza fırını satın aldığını, savunması üzerine davacı vekili 25/01/2017 tarihli oturumda; fırının müvekkilinin dükkanındaki ölçülere göre özel olarak imal edildiğini, yiyecekleri yakması nedeniyle ayıplı olduğunu belirtmesi üzerine mahkemece davaya konu fırın üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan raporda; davaya konu fırındaki ayıbın basit bir inceleme ile anlaşılacağı, tamirinin mümkün olduğu belirlemesi üzerine mahkemece satım sözleşmesine konu malın açık ayıbının süresi içinde satıcı ve üretici firmaya ihbar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı kendisine teslim edilen malların ayıplı olduğuna dair davacıya bildirimde bulunduğunu iddia etmiştir. Bu durumda, ayıp ihbarının yapıldığını ispat yükü davacı taraftadır.
Davacı davalıya anılan sürelerde ihbarda bulunduğunu yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır. T. B.K.nun 231/2. maddesine göre, satıcının alıcıyı iğfal etmiş olduğu söz konusu olmadığı gibi, bu husus ispat edilmiş de değildir.
Davalı, davacıya fırın satmıştır. Davacının davalıdan alınan malın ayıplı olduğu ve sözleşmeye uygun olmadığını iddia etmiş, malın teslim tarihi olan 12/05/2014 tarihinden yaklaşık teslimden 1yıl altı ay sonra 27/11/2015 tarihinde eldeki davayı açmıştır. Davacı taraf TTK’nun 23/son maddesi uyarınca 8 günlük süre içinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi, bu mallara ilişkin şikayetleri müteakip BK’nun 223/2 maddesi uyarınca da “derhal ihbar” şartını da yerine getirmemiş olmakla süresinde ayıp ihbarında bulunmayan davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği malı ayıbı ile kabul etmiş sayılacağından davalıdan talepte bulunamayacağı anlaşılmıştır.
Bu sebeple ayıp ihbarının sözlü yapılması mümkün olmakla birlikte sözlü yapıldığı hususunun davacı yanca ispat edilmesi gerekmektedir. Davacı yanın dosya kapsamına sözlü olarak ayıp ihbarı yapıldığına ilişkin usulüne uygun bir delil sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”