Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1264 E. 2021/1051 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
ESAS NO : ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; taraflar arasında 19/08/2014 tarihli “Satın Alma Sipariş Formu” üzerinden anlaşılarak mal satımı konusunda anlaşıldığını, müvekkil tarafından 10.000.00.-USD bedelin avans olarak davalı şirket hesabına gönderildiğini, yine 60.000 m2 geogrit bedelinin bakiye tutarı olan 50.000,00.-USD nin ise çek olarak verildiğini, ancak davalının sözleşmeye uygun olarak mallıra teslim etmediğini beyanla çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile avans olarak verdikleri tutarın TL karşılığının tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde iki talepte bulunduğunu, tediyenin iadesi ve çekin bedelsizliğine hükmedilmesini, kambiyo senedinin sebepten bağımsız borç ve soyut borç doğurduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin bir kararında belirtildiği gibi çekin bunların içinde en önemli kabiyo senedi olduğunu, çek bonodan, poliçeden bile farklı altın, baknot gibi menkul değer olduğunu, hiçbir muteber delil göstermeden bedelsizlik talebinin dinlenmesinin imkansız olduğnu, haksız ikame edilmiş davanın reddine, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, senede karşı bedelsizlik iddiasının yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, davacı bedelsizlik iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığı, davacı taraf ticari defterlere dayanmış ise de verilen tüm sürelere rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği gibi, davasını ispatlar mahiyette herhangi bir bilgi ve belge de sunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, taraflar arasında satın alma sipariş formu üzerinden 60.000 m2 georgit satım sözleşmesi akdedildiğini, avans olarak 10.000,00.-USD davalının banka hesabına gönderildiğini, bakiye 50.000,00.-USD nın davalının zorlaması üzerine henüz mallar teslim alınmadan önce ödenmek zorunda kalındığını, davalının aksi halde avans olarak verilen tutarın gider olarak sayılacağını bildirdiğini, ancak davalının malları teslim etmediğini, yargılama sırasında dava konusu edilen çekin 3.kişiye ciro edilmesinden sonra tahsil edildiğini, dava tarafın defterlerine de dayandıklarını, ancak davalı yanın defterlerini sunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirketin aralarında daha önce de ticari ilişki bulunduğunu, ancak davalı tarafından dava konusu edilen sözleşmenin inkar edildiğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme ve değerlendirme ile düzenlendiğini banka dekontları ile yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, kararın açıklanan nedenlerle kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen satış sözleşmesi kapsamında verilen çekin ve havale ile gönderilen paranın avans olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava satış sözleşmesi kapsamında avans olarak verilen kambiyo senedinden ötürü borçlu olmadığının tespiti ile avans olarak verilen tutarın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle TBK’nın 207. maddesi uyarınca davacının, davalıya, mal alımı için avans ödemesi yaptığının usulüne uygun delillerle ispatının gerekmesine, aslolanın peşin satış olup satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olmasına, ödeme aracı olan çekin borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği ve aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği ve mal teslim edilmediğini iddia eden davacı tarafından bu durumun yazılı delillerle ispatı gerekmesine, davacı yanca borçlu olmadığını iddia ettiği çek yönünden bu iddiasını ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davacı yan menfi tespit davasına konu ettiği çek dışında, yine iddia ettiği sözleşmeye dayalı olarak yine avans olarak davalıya 10.000,00.-USD’nin havale yolu ile ödendiğini ancak mal teslim edilmediği iddiası ile bu tutarın da tahsilini talep etmiştir.
TBK’nın 207. maddesi uyarınca davacının, davalıya, mal alımı için avans ödemesi yaptığının usulüne uygun delillerle ispatının gerektiği, aslolanın peşin satış olup satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, ödeme aracı olan çekin borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği ve aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği ve mal teslim edilmediğini iddia eden davacı tarafından bu durumun yazılı delillerle ve koşulları varsa yemin delili ile ispatı gerekir.
Davacının delil olarak dayandığı ve dosyaya sunmuş olduğu 03.09.2014 tarihli banka havale dekontunda açıklama olarak “…. ibaresinin bulunduğu, havale tutarının ise 10.000,00.-USD olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamadan sözkonusu tutarın avans olarak gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu tutara yönelik davalı yanca hesaplarına gönderilen bedelin avans olmadığına yönelik her hangi bir itirazları da bulunmamaktadır.
Mahkemece bu tutar yönünden de avans verildiğinin ve sözleşmenin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının iddia ettiği sözleşmeyi inkar etmesi ve kendileri ile davacı tarafından iddia edilen sözleşmenin kurulmadığını savunmuş olması bakımından, banka dekontundaki açıklamadan sözkonusu tutarın avans olarak gönderildiğinin anlaşılması karşısında davanın bu yönden kabulü gerekirken yazılı olduğu gibi reddi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının istinaf itirazının iki numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK m. 353/1-b-2 hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı 26/02/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Keşidecesi davacı … …., lehtarı davalı … …. … … Şubesi 30.06.2015 keşide tarihli, … çek numaralı, 50.000,00.-USD tutarlı çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti davasının REDDİNE,
10.000,00.-USD alacağın 17.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.815,75.-TL harcın peşin alınan 2.723,63.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 907,88.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

c-Davacı tarafça sarf edilen 27,70.-TL başvurma harcı, 2.723,62-TL peşin harcından davacıya iadesine karar verilen 907,88.-TL’sinin mahsubu ile bakiye 1.815,75.-TL, ve 4,10.-TL vekalet harcının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
ç-Davacının 156,10.-TL (posta-davetiye gideri) yargılama giderinin haklılık oranına göre 26,02.-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı vekili kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalının tarafça yapılan bir masraf olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen A.A.Ü.T. uyarınca 16.575,98.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 48,00.-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 8,00.-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmaması nedeni ile vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

8-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 21/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.