Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/1238 E. 2023/929 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2020/1238 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/929

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacı şirketin inşaat malzemeleri satışı ile uğraşmakta olup, davalının ise inşaat yapımı ve tadilat işleri yaptığını, davalı borçlunun müvekkili şirketten 20/12/2012 – 17/12/2016 tarihleri arasında 148 adet faturada yazılı malları aldığını, davalının bu faturalara konu borcunun bir kısmını ödediğini, bakiye 278.650,85 TL borcu kaldığını, söz konusu malların davalı borçluya irsaliyeler ile teslim edildiğini, davalı tarafın borcunu ödemediğini, alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline , takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; fatura bedellerinin tamamının müvekkili tarafından verilen çeklerle ve 30/07/2016 tarihli taraflar arasındaki sözleşme ile 6000 m2 H tipi iskelenin 184.000,00 TL bedelle davacı şirkete verilerek … adresinde bulunan daire verilmek suretiyle ödenmiş olup, herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura ve irsaliyelerin bir kısmının imzasız olduğunu, toplam fatura tutarı borcun müvekkili tarafından kabul edilmediğini, ispat yükünün tamamen davacı tarafta olduğunu, taraflar arasındaki 30/07/2016 tarihli sözleşmeye göre cari hesap bakiyesi 84.000,00 TL olduğu ve 100.000,00 TL’nin müvekkilinin S.S. … … işçilik ödemesi üstlenildiği ve toplam 184.000,00 TL borç karşılığı 6000 m2 H tipi dış cephe iskelesi alındığı yazıldığına göre 30/07/2016 tarihinden önce düzenlenen faturaların ödendiğinin sözleşme ile sabit olduğunu, 30/07/2016 tarihinden önce ki tarihli faturaların dayanak gösterilmek suretiyle yeniden icra takibi başlatılmasının doğru olmadığını, taraflar arasında 30/07/2016 tarihinden sonra 34.083,17 TL’lik alışveriş yapıldığını, müvekkilinin bu miktarın 31.250,00 TL’sini ödediğini, davacının dış cephe iskelesi karşılığı ödenen fatura bedellerinin cari alacak hesabına yansıtmadığı bu nedenle alacaklı gözüktüğünü, ancak aralarında alacak ve borcun kalmadığını, bildirerek davanın reddi ile davacının kötü niyetli olması nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda: Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde, davanın, davacının takip talepnamesinde belirtilen tutar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı takip ve dava tarihi itibariyle alacağın tutarının ne olduğu konularına ilişkin olduğu anlaşılmış, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 20.12.2012 – 20.12.2016 tarihleri arasında mevcut olduğu, bu dönemde davacı tarafça toplam 588.662,20 TL bedelli 159 adet fatura düzenlendiği, işbu faturalardan toplam 567.291,50 TL bedelli 153 adet faturanın davalı defterinde mevcut olduğu, davalı defterinde bulunmayan 21.370,70 TL bedelli 6 adet fatura ile irsaliyeler davacı tarafça ibraz edilmiş olup davacı tarafça düzenlenen fatura toplamının 588.662,20 TL olduğunun kabulü gerektiği, davacı defterlerinde 310.011,35 TL’lik tahsilat kaydına karşılık davalı defterinde 548.960,26 TL ödeme kaydı mevcut olduğu, taraf kayıtlarındaki uyuşmazlığın esasen bu noktadan kaynaklandığı, davalı defterinde mevcut olan 548.960,26 TL’lik ödemenin tamamı davacı defterinde kayıtlı olup aradaki (310.011,35 – 548.960,26) = 238.948,91 TL’lik farkın; davalı hesabına borç kaydedilen iade tutarlarından kaynaklandığı, işbu iade tutarlarına ilişkin ödeme belgeleri davacı tarafça ibraz edildiği, davalı tarafça yapılan toplam ödeme tutarının 310.011,35 TL olduğunun kabulü gerektiği, Takip tarihi itibariyle davacının bakiye (588.662,20 – 310.011,35) = 278.650,85 TL alacak kaydının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; taraflar arasındaki hesap mutabakatı, bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini, tarafların 30.07.2016 tarihli cari hesap sözleşmesi ile karşılıklı alacak ve borç durumunu sona erdirdiklerini, mahkemenin taraf defterleri üzerinden bilirkişi incelmesi yaptırdığını, bilirkişi incelmesi sonucu alacak borç kaydının uyuşmadığını saptandığını, davacı defterlerindeki alacak kaydının davalıya yapılan iadelerden kaynaklandığı bir tacirin alacağı olduğu halde borçlu davalıya gerek nakit olarak gerekse elinde bulunan ödeme araçlarını iade etmek suretiyle davalıya borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, en son müvekkil ile davacı 30.07.2016 tarihinde sözleşme ile ibralaştıklarını, sözleşme de bahsi geçen dış cephe iskelesi iş bitiminde davacı tarafa davacının istediği depoya kaldırılmak suretiyle teslim edilmiş olup bu konuda tanıkların dinlenmediğini, davacının ticari defterine göre borcun tamamının ödendiğinin sabit olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takip talepnamesinde belirtilen tutar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı takip ve dava tarihi itibariyle alacağın tayini hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptlaline ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2017/15612 esas sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının ……, borçlunun … (… …) olduğu ve 278.650,85 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip talebi yapıldığı, borcun sebebinin taraflar arasındaki 20/12/2012 – 17/12/2016 tarihleri arasındaki yapı malzemeleri satımına ilişkin 148 adet fatura alacağından kalan 278.650,85 TL alacak olduğu, borçlu tarafça borca ve faizin tamamına itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere dava itirazın iptali davası olup itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Takip dayanağı olarak davacı 148 adet faturaya dayanmışsa da mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki cari alacak ilişkisi gözetilerek alacak belirlenmiştir. Diğer taraftan, tarafların tüm ticari defterleri incelenerek yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defter ve kayıtlarının tamamı üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılmaması da önemli bir eksikliktir. Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip dayanağı 148 adet fatura yönünden inceleme yapılmalı, ödemeler de buna göre değerlendirilmelidir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı yan vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/608Esas, 2020/85Karar ve 25/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 19/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”